GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:09.10.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğer geceden bu yana yeni bir vahşet daha yaşanmadıysa, sadece bu yılın başından beri 287 kadın katledildi ülkemizde. Son on yılda 4.757 kadın, düşünebiliyor musunuz; bir ilçe nüfusu aslında, biz bir ilçe nüfusunu kadına şiddete kurban etmişiz ve bu oran bugün grup toplantısında Genel Başkanımızın da üstüne basa basa söylediği gibi, asla sadece bir istatistiği ifade etmemeli. Nüfus kayıtlarından atılan birer çizik değiller;

adaletin suskun kaldığı, her an yitip giden canlar her biri; bir anne, bir evlat, bir kardeş. Onların katlini konuşacaksak eğer kadının fıtrat üzerinden nasıl pervasızca hedef gösterildiğini; saç renginin, etek boyunun, çalışma arzusunun bile nasıl ölüme müstahaklık gerekçesi sayıldığını, cezasızlığı, ülkemizi Suudi Arabistan'ın bile gerisine düşüren bütün o utanç endekslerini konuşabiliriz ama konu İstanbul Sözleşmesi ise kapsamı biraz daha genişletmeli ve her şeyden önce İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin kadınların meselesi değil, bu ülkenin her bir vatandaşının meselesi olduğunu, hukuk tanımazlık meselesi olduğunu, meselenin bir toplumun kaderini tek kişinin keyfine endeksleyen arızalı sistem meselesi olduğunu konuşmamız gerekiyor ki tam bu yüzden bu hak kayıplarını da yaşamamak için biz parlamenter sistemde ısrarımızdan vazgeçmiyoruz, hiçbir şart ve koşulda da vazgeçmeyeceğiz. Biliyorsunuz, İstanbul Sözleşmesi bütün uluslararası anlaşmalar gibi Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayıyla kabul edildi lakin Cumhurbaşkanlığı kararıyla feshedildi. Şimdi, herkes “Anayasa… Anayasa…” diye çok konuşuyor ya, önce bir mevcuduna uyulsun değil mi? Önce bir mevcudun temel hak ve hürriyetleri koruyan maddelerine riayet edilsin ki özgürlükçülük, ortak paydada buluşmacılık iddiaları inandırıcı olabilsin. Ne diyor Anayasa’nın 90'ıncı maddesi? “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” Ne zaman yapıldı bu değişiklik? 22 Mayıs 2004'te yani bugünkü iktidar eliyle. Hem sütüm dökülmesin, evrensel hukukla barışıkmışım gibi görüneyim hem yoğurdum ekşimesin kafama eseni de yapabileyim. Böyle hukuk düzeni olur mu? (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Taşcı. SELCAN TAŞCI (Devamla) – Böyle düzen, böyle nizam olur mu? Danıştay savcısı mütalaasında söyledi: “İstanbul Sözleşmesi Mecliste onaylandı, Cumhurbaşkanı feshedemez.” Karara şerh koyan hâkimler söyledi: “İstanbul Sözleşmesi bir insan hakları belgesidir, iptal kararında kamu yararı yoktur, gerekçe yönünden hukuka uygun değildir.” Bu anlaşmaların sona erdirilmesi, feshedilmesi Cumhurbaşkanının değil, yasamanın işidir. Gelin, işimizi yapalım diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)