GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:09.10.2024

SİNAN ÇİFTYÜREK (Van) - Sayın Başkan, sayın vekiller; tekrardan hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öğretmen olmak, kadrolu öğretmen olmak 10 dertti, şimdi bu yasayla 20 dert olacak. Ben şimdi bir arkadaşımdan bilgi de aldım. Ben kendim de öğretmen kökenliyim de öğretmenlik vermediler bana, hiç vermediler. Öğretmen olmak için dört yıl fakülteyi okuyacaksın; bitirdin, iki yıl da Akademide eğitim göreceksin; bitirdin, mülakatı da geçtin; üç yıl da sözleşmeli çalışacaksın yani dokuz yıl sonra eğer o da izni verirlerse, başarırlarsa kadrolu öğretmen olacaksın. Ya, siz, sayın vekiller, biriniz çocuğunuzu bu şekilde öğretmen olması için öğretmen okuluna gönderir misiniz? Dokuz yıl sonra; bu, bir. İki: Şimdi, ben Sayın Başkanımızla aynı sınava girmişim, aynı okulda okumuşum değil mi? Aynı diplomayı almışım, üstelik aynı devlet okulunda öğretmenlik yapıyorum -hepsi aynı bak- ama ben diyelim ki kadroluyum, hepsi aynı, o ücretli çalışıyor, Sayın Başkan -örnek dedim- ya da herhangi bir vekil. Biri alıyor 40-50 bin lira, öbürü aynı şeyi almış, alıyor üçte 1. Nedir bu? İşte, devlet bölücülük yapıyor, kendisi yapıyor. Böyle bir şey olur mu ya! Öğretmeni üçe bölmüş -kendisinde de farklar var da- demiş ki: “Bir, kadrolu öğretmen; iki, ücretli öğretmen aynı okulda; üç, özel okullardaki öğretmen.” Bir de kadrolu öğretmeni de kendi içinde parçalara bölmüş; başöğretmendir, başka öğretmendir, başka öğretmendir. Bu eğitim sistemi ne yapıyor? Boğuyor. Şimdi, yeni yasayla daha da boğucu hâlâ gelecek. Bir bunu belirtmek istiyorum. Daha önce de dile getirmiştim, özelleştirme sağlık ve eğitimde olmaz; ticaret ve sağlık olmaz, ticaret ve eğitim olmaz. Bakın, niye olmaz? Yine sayın vekillere sesleniyorum, vicdanlarına sesleniyorum: Devlet okulu, özel okul… Özel okullar şimdi hızla büyüdü, oran vermeyeyim, benden daha iyi biliyorsunuz. Ne demek özel okul? Parası olan, maddi durumu iyi olan, çocuğunu nereye gönderiyor, devlet okuluna gönderiyor mu? Göndermiyor. Nereye gönderiyor? Özel okula gönderiyor. Ne demek bu? Gecekonduda oturanın, yoksulun, işsizin, emeklinin çocuğu devlet okuluna gidecek; öbürü özel okula gidecek. Dolayısıyla üniversite sınavına girerken zaten özel okulda okuyan öğrenci en azından birkaç gömlek öndedir, sınavı zaten önde götürür. Yani öbürünün ayağına bir dizi ağırlık bağlanmış, onunla aynı yarışa girecek üniversiteye girmek için; bu, bir. İki: Özel okulda her türlü imkân var, devlet okulları ise çökmüş. Dolayısıyla burada da alenen ve açıkça devlet ayrımcılık yapıyor, tabir uygunsa bölücülük yapıyor; özel okul-devlet okulu... Devlet okulu zaten temizlik elemanı bile bulamıyor ya, düşünebiliyor musunuz, temizlik elemanı! Devlet okullarının etrafında -biz biliyoruz, yaşıyoruz, görüyoruz, her gün şikâyet alıyoruz- eroin satan çeteler polislerin gözetiminde kol geziyor. Peki, özel okullara yanaşabiliyorlar mı? Ha, ayrı kanallardan özel okul öğrencileri alıyorsa onu bilmem yani. Bu açıdan da durum vahimdir; “özel okul” ve “devlet okulu” diye bir ayrım olmaz. Bir başka faktör… Şimdi, taşımalı eğitim meselesi gündeme geldi her yerde. Okullarda kadro yok çalıştırmaya -bir dert- yetmedi; şimdi, bir de onlarca ilden, özellikle köylerden bir dizi şikâyet alıyoruz - Van vekillerinin hepsi burada- öğrencileri, onlarca yüzlerce öğrenciyi -bildiğimiz köyler var- çocukları okula gönderemiyorlar. Niye gönderemiyorlar? Millî Eğitim Bakanı tasarruf yapıyor, kemer sıkma politikası izlediler. Nereden başladılar kemer sıkmaya? İşçiden başladılar, yoksuldan başladılar, eğitimden başladılar; dolayısıyla her şeye para var, savaşa sınırsız para var, eğitime gelince para yok. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Çiftyürek. SİNAN ÇİFTYÜREK (Devamla) – Bu politikayı, bu siyaseti kökten reddediyoruz. Devlet eğitimde bölücülük yapmamalı. “Devlet okulu” “özel okul” demek peşinen, devlet okuluna giden öğrencilerin bu devletin gelecekteki yönetiminde söz hakkı, söz sahibi olmaması demektir. Hepinize saygılar sunuyorum, sağ olun. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)