GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:09.10.2024

MELİH MERİÇ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’nin 27’nci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Millî Eğitim Akademisi kurmayı öngören madde, her şeyden önce AKP iktidarının acı bir gerçeği kabullenmesi demektir. Bu maddeyi size açık bir şekilde okuyorum: “Öğretmen adaylarının mesleğe hazırlanması, öğretmen, yönetici ve diğer personelin mesleki gelişimi, kariyer basamaklarında ilerlemeleri ve görevde yükselmeleri için eğitim programları hazırlamak, uygulamak ve değerlendirmek…” Şimdi sırayla gidelim: “Öğretmen adaylarının mesleğe hazırlanması” ne demek? Eğitim fakültelerinde dört yıl, belki boğazından keserek bu çocuklara gönderdikleri para dışında çocukların dört yılını harcadıktan sonra “Evladım öğretmen oldu.” diyen anne-baba ve o gencimiz… Ama Millî Eğitim Bakanı diyor ki: “Sen bu eğitimde hiçbir şey almadın, bu eğitim bomboş, hiçbir işe yaramıyor.” Diğer bir problemli cümle: “Öğretmen, yönetici ve diğer personelin kariyer basamaklarında ilerlemeleri ve görevde yükselmeleri...” İşte bu noktada iktidarın hakkını teslim edebiliriz; kariyer basamaklarında ilerlemenin yolunu yirmi iki yılda çok güzel tarif ettiler: “AKP'li ol, il başkanından bir yazı getir; tarikatların, cemaatlerin kapısından geç; bu yolu izlersen kariyer basamaklarında iki üç değil, beş on basamak birden yükselebilirsin.” (CHP sıralarından alkışlar) Görevde yükselmek mi istiyorsunuz? Bakanlığın açacağı sınavlara hiç kafanızı yormayın; bakın, tarif ediyorum size: Sosyal medya hesaplarında bol bol iktidar propagandası yapın, Sayın Cumhurbaşkanımızın şöyle güzel bir fotoğrafını -ama sadece cuma günü- sık sık paylaşın, telefonunuzun zil sesini AK PARTİ seçim müziği yapın; on beş gün sonra, gidin, kesin göreve başlıyorsunuz. Buradan, bütün gençlere söylüyorum, çalışanlara da söylüyorum; yükselmenin kademeleri bunlar, bunu en kısa zamanda yürürlüğe geçirin. Mesele bu kadar basitken ne diye yaldızlı ünvanlarla akademiler kuruyorsunuz, yazık değil mi? 90 bin atama bekleyen öğretmenle aldığınız Millî Eğitim Bakanlığında bugün bu sayıyı 1 milyona dayadınız. Gerçekten sizde vicdan var mı? Bu 1 milyon insanın geleceğiyle, gencimizin geleceğiyle oynamadınız mı? Gerçekten vicdanınız rahat mı? Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; “İzahı olmayan şeyin mizahı olur.” derler. İçi boşaltılan, ideolojik deneme tahtasına dönen eğitim sistemini eleştirmekten biz bıktık, öğretmenler bıktı, veliler bıktı, öğrencilerimiz bıktı. Göreve başlayan her yeni bakanla eğitim sisteminin değiştirilmesi olacak şey değil. Üniversitelerdeki bilimselliği, özerkliği yok ettiniz. Yapmayın, evlatlarımızın geleceğiyle oynamayın. Bilim, fikirlerin mücadele ettiği ortamda yeşerir. Çok sesli bir ortam zorunludur dedik, anlamadınız. Şimdi geldiğimiz noktada sistemi paramparça ettiniz. “Bari akademi kuralım da öğretmen adaylarına orada eğitim verelim, hem de zaman geçirelim.” Buradan iktidara seslenmek istiyorum: Millî Eğitim Akademisi kurmakla millî eğitimin sorunlarını çözdüğünüzü mü düşünüyorsunuz? Ben Gaziantep Milletvekiliyim, Gaziantepliyim; size bir iki örnek vereyim. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Meriç. MELİH MERİÇ (Devamla) – Kitlesel Suriyeli göçünden sonra çocuklarımız ve gençlerimiz eğitim alamıyor, sınıflar aşırı kalabalık, Türkçe bilmeyen Suriyeli çocuklar ile bizim çocuklarımız aynı sınıfta okuyor. Depremin üzerinden neredeyse iki yıl geçmesine rağmen hâlâ prefabrik okullarda eğitim görülüyor. Daha geçen hafta gittiğim Yavuzeli ilçemizde 2 tane lise var. Bu liseden 1 tanesi orta hasarlı ve depremden bugüne kadar hiçbir şey yapılmamış; güçlendirme mi yapılacak, yıkılıp yerine başka bir okul mu yapılacak; kimseden çıt yok ama oranın öğrencileri Yavuzeli ilçemizdeki diğer liseye gönderilmiş; oradaki her sınıf 45-50 kişi. Yazık diyorum, günah diyorum! Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)