Konu: | Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 5 |
Tarih: | 09.10.2024 |
AŞKIN GENÇ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Sözlerime başlamadan önce şehidimize Allah'tan rahmet, ailesine ve ulusumuza başsağlığı diliyorum. Evet, geleceğimizi şekillendiren, eğitim sistemimizin temel taşları olan öğretmenlerimizi ilgilendiren bir yasa teklifini görüşüyoruz ancak bu yasa teklifi, ne yazık ki öğretmenlerimizin ihtiyaçlarını ve eğitimdeki sorunları çözmekten çok uzak. Türkiye'nin aydınlık yarınları için en değerli varlıklarımız, çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin karşılaştığı zorlukları giderecek kapsamlı ve adil bir yasa yerine burada yüzeysel değişikliklerle yetinildiğini üzülerek görmekteyiz. Öncelikle, bu yasa teklifiyle önerilen Millî Eğitim Akademisini ele almak istiyorum. Eğitim fakültelerinin yerine geçmesi planlanan bu Akademi, öğretmenlerimizin ideolojik bir süzgeçten geçirilerek yetiştirilmesine olanak tanıyacak şekilde kurgulanmıştır. Akademi, öğretmenlerin özgür birer eğitimci olmasını engelleyip onları siyasi iktidarın çıkarlarına hizmet eden birer memur hâline getirme riski taşımaktadır. Özgür düşüncenin, öğretmenlerin zihinlerinden silinmesi sadece eğitim sistemimize değil, milletimizin aydınlık geleceğine de zarar verecektir. Eğitim sistemimizin merkezinde öğretmenlerimize duyduğumuz güven ve özgür bir şekilde görev yapmalarını sağlayan hukuki teminatlar bulunmalıdır. Ancak bu yasa teklifi, öğretmenlerimizin mesleki özgürlüğünü kısıtlamayı, onları bağımlı birer memur hâline getirmeyi amaçlamaktadır. Akademi öğretmenlik mesleğini şekillendirirken eğitim fakültelerinin yıllarca emek vererek yetiştirdiği öğretmenleri yok sayacak, âdeta öğretmenlerin “sınav” ve “yetkinlik” adı altında süzgeçten geçirilmesini zorunlu kılacaktır. 30'uncu madde, Millî Eğitim Akademisinde görevlendirilecek eğitim personelinin istihdamının çerçevesi ve özlük haklarına ilişkin düzenlemeleri içeriyor. Ancak sözleşmeli eğitim personeli hangi kriterlere göre seçilecek? Bu Akademide ders vermek üzere görevlendirilecekler liyakat esasına göre mi yoksa yandaşlık ilişkileri üzerinden mi atanacak? Akademinin bu belirsiz ve denetime açık olmayan yapısı, öğretmen yetiştirme süreçlerini de zayıflatmaktadır. Bu sistemde Akademinin bağımsız ve tarafsız olması mümkün müdür? “Kamuda mülakatı kaldıracağız.” dediniz, şimdi de “Millî Eğitim Akademisi” adı altında yeni bir mülakat sistemi getirmektesiniz. Üzerinde hiçbir emeğinizin olmadığı, hatta okumaya dahi erindiğiniz kanun tekliflerinin biri geliyor, biri gidiyor. Nerede hazırlandığını, nereden gönderildiğini hepimiz biliyoruz. “Güçler ayrılığı ilkesini koruyacağız, güçlendireceğiz.” diye getirdiğiniz Cumhurbaşkanlığı sisteminde ne yasama bıraktınız ne yürütme ne de yargı. Aşağıdan yukarıya her alanı siyasallaştırarak ya yandaşlarınızı ya da tarikat üyelerini yerleştirdiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Peki, bu kurmak istediğiniz Akademide öğretmenlerimizi kime seçtireceksiniz, hangi tarikat üyesi, hangi yandaş karar verecek? Millî Eğitim Bakanının zararlı bulmadığı tarikatlar mı? Öğretmenlerimize sürekli olarak disiplin sopasını gösteren bir iktidarla karşı karşıyayız. Sosyal medyada paylaştıkları bir görüşten ya da sınıfta ifade ettikleri bir düşünceden dolayı cezalandırılabilecekleri bir eğitim sistemiyle nereye varmayı hedefliyoruz? Bu otoriter yaklaşım, özgür düşüncenin eğitimde nasıl susturulmak istendiğinin en açık örneğidir. Bunun yanında yasa teklifi eğitimde bilimsel ve laik ilkeleri zayıflatmakta millî eğitim sistemimizi yozlaştırmaktadır. Kanunda Atatürk'ün adı bir kez bile geçmemektedir. Cumhuriyetimizin kurucusunun adı bile anılmadan bu milletin çocukları nasıl aydınlanacak? (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" diyerek getirdiğiniz müfredattan Atatürk'ün adını ve cumhuriyet değerlerini çıkardınız, şimdi de Öğretmenlik Meslek Kanunu'ndan çıkarmaya çalışıyorsunuz. Bu kadar mı rahatsız oluyorsunuz cumhuriyet değerlerinden, laiklikten ve kurucumuz Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten? Eğitimde reform yalnızca kanun değişiklikleriyle gerçekleşmez, eğitimde reform, eğitimin özüne saygı göstererek öğretmenlerin ve eğitimcilerin görüşünü dinleyerek olur. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Genç. AŞKIN GENÇ (Devamla) - Bu yasa teklifi, eğitimde reform yapmak bir yana eğitim sistemimizi daha da içinden çıkılmaz bir hâle getirmekte ve öğretmenlerimizi, öğrencilerimizi ve tüm eğitim camiasını derinden etkilemektedir. Bir yanda eğitim fakülteleri işlevsiz hâle getirilirken diğer yanda atanmayan öğretmenlerimizin sayısı her geçen gün artmakta, eğitimdeki sorunlar katlanarak büyümektedir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak eğitimde laik, bilimsel ve demokratik ilkeleri savunmaya, öğretmenlerimizin haklarını korumaya, güvencesiz çalışmaya ve ideolojik kadrolaşmaya karşı çıkmaya devam edeceğiz. Buradan tüm vekillerimize çağrıda bulunuyorum: Gelin çocuklarımızın geleceğini karanlığa sürüklemeyelim, gelin, öğretmenlerimize hak ettikleri değeri verelim. Eğitimde baskıyı ve siyasi çıkarları değil, özgürlüğü, bilimi ve demokrasiyi savunalım. Öğretmenlerimizin onuruna ve özgürlüğüne hep birlikte sahip çıkalım. Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)