GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bu sabah Malatya’da meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki depreme, şubat depreminden bugüne kadar konutların büyük çoğunluğunun teslim edilmediğine, FERNAS işçilerinin gözaltına alındığına, Sinan Ateş cinayetine ilişkin bilirkişi raporunu haberleştirdiği için T24 Muhabiri Asuman Aranca hakkında dava açıldığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:8
Tarih:16.10.2024

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu sabah on bir civarında Malatya’da 5,9 büyüklüğünde bir deprem oldu, çevre illerde de hissedildi. Öncelikle, bölgedeki yurttaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak iletiyoruz. Gerçekten unutuyoruz; şubat depreminde, on dokuz ay önce belki 100 bin, belki daha fazla -50 bin diyorlar ama daha fazla kayıp verdiğimiz bir gerçek- yurttaşımızı kaybettik ama yüz 101’inci gün bu konuyu konuşmuyorduk; Meclis de konuşmuyordu, yürütme de konuşmuyordu, yasama da konuşmuyordu yargı da aslında konuşmuyordu. Unutuyoruz; Türkiye’nin bir deprem bölgesinde olduğu, depremin İstanbul başta olmak üzere birçok ilde yaşanabileceği gerçeğini unutuyoruz. Bakın, şubat depreminden bugüne kadar on dokuz ay geçti, konutların büyük çoğunluğu teslim edilmedi, hâlâ çadırda yaşayan insanlar var, hâlâ konteyner isteyen insanlar var; okullar yapılmadı, eğitim devam etmiyor. Mevcut iktidar ancak depremden sonra çözülebilecek bir sorun olarak görüyor deprem gerçeğini. Şimdi, İstanbul'da, İzmir’de, Ege’de beklenen bir deprem var ama maalesef ki bu iktidar buna hazır değil; mevcut Bakan deprem dışında her şeyle uğraşıyor, bununla ilgili açıklama yapmıyor ama yaklaşık 6 şiddetinde bir depremi bugün Malatya'da yaşadık. Biraz daha büyük bir deprem olsaydı Malatya belki tekrar yıkılacaktı. O yüzden gerek Meclis gerek bu ülkeyi yöneten iktidar, yürütme bu konuyla çok daha fazla ilgilenmeli, gerekli tedbirleri almalı. Şimdi, dün aslında büyük bir felaketi gördük; FERNAS işçileri Manisa'dan günlerce yürüdüler, yalın ayak yürüdüler. Ne istediler? Haklarını istediler, daha çalışılabilir insani koşullarda ter dökmek istediklerini belirttiler; ne Bakanla ne de milletvekili olan patronlarıyla görüşemediler ve bu insanlar sendika hakkı için, çalışma saatleri için, daha güvenli bir çalışma ortamında emek vermek, ter dökmek için talepte bulundular; Manisa’dan buraya yürüdüler, Kurtuluş Parkı’nda bir eylem ortaya koydular, milletvekillerinin olmadığı bir saatte -ki genelde tüm milletvekilleri, muhalefet milletvekilleri yanlarında oldu- o insanlar, işçiler gözaltına alındı. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen. ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Çok dramatik bir şey; gözaltına alındıktan sonra eşyalarını, çantalarını, battaniyelerini, baretlerini bir yere topladılar; savcı onları da istemiş, el koyacakmış. Baktım bir, savcı neye el koyuyor? Battaniye, baret, ayakkabı, pijama, bir de gerçekten herhâlde memleketten gelen kutunun içerisinde eşlerinin, ailelerinin, annelerinin, babalarının yaptığı ekmeğe de el koyuyor. Zaten o işçilerin ekmeğine el koyan bir patron var, şu anda AKP'de milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar) Onun ekmeğiyle oynayan bir milletvekili var, savcı niye bu kararı alıyor? Ben utandım, polis arkadaşlarımız utandı! (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Bitirelim lütfen. ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Ama sayın savcı oradaki battaniyeye, ayakkabıya, kıyafete el koyma kararı vermiş ve sabaha kadar gözaltında bulundu o işçiler. Olmaz, bir milletvekili maden işletiyorsa bir parça daha hassas olur; alır onları, konuşur, isteklerini söyler ama milletvekilinin, bakanın talimatıyla o işçiler o şekilde gözaltına alınmaz. Şimdi tekrar o parka gitmek istiyorlar; bu, anayasal bir hak, suç işlemiyor bu insanlar, daha insani koşullarla çalışmak istiyor bu insanlar ama hem patronları, vekil patronları hem savcı fiilen -videolarda var- kutudaki ekmeklerine el koydu, Türkiye gerçeği de bu. Diğer bir konu, son bir konuya daha değineceğim Sayın Başkanım. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Son, bitiriyorum. BAŞKAN – Buyurun, bitirelim lütfen. ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Şimdi, Ankara'da öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin bilirkişi raporunu haberleştirdiği için T24 Muhabiri Asuman Aranca hakkında haber verme sınırlarını aştığı gerekçesiyle dava açıldı. Şimdi, bu bir gazeteci, Türkiye'yi ilgilendiren bir dava ve bu raporla ilgili aslında gizlilik kararı yok çünkü ifadeler, bilirkişi raporları zaten alınabiliyor dosyalarda gizlilik kararı olsa da ama bir gerçek daha var: İşte, AKP'nin yaratmış olduğu bir yargı sistemi. AKP gençlik kolları başkanı bir genç kızın burnunu kırıyor, gözaltına alınıyor, tutuklanmaksızın serbest kalıyor. LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) – Eski gençlik kolu başkanı, görevden alındı. ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Eski gençlik kolları başkanıymış, Başkanım düzeltti, teşekkür ediyorum. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Son cümlelerim. BAŞKAN – Buyurun, lütfen bitirelim Sayın Başarır. ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Peki, şimdi sormak isterim: Bunun tersi olsa, o kızımız, bu burnu kırılan kızımız o arkadaşın, bu gençlik kolları başkanının burnunu kırsa -kırmasa da- valla tutuklanır ama aldığımız duyumlara göre bu arkadaşımız için herkes devreye giriyor. Burun kırma nitelikli müessir fiil, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş. Tutuklanmıyor, neden? AKP'li, seçkin bir insan, görev yapmış; olmaz. T24'ün muhabirine haber yaptığı için dava açacaksın, burun kıran gençlik kolları başkanını tutuklamayacaksın. İşte, AKP'nin yarattığı adalet düzeni bu. Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)