GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:8
Tarih:16.10.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gıda krizi ve gıda güvenliğini üstelik çok da acil olarak tarım alanlarının azalması, yer altı sularının azalması, bunlarla tezat bir nüfus artışı, iklim krizi gibi gerekçelerle yani aslında gıdayı üretememek ve gıdaya erişememek gerekçeleriyle konuşmamız gerekirken ne hazindir ki üretebildiğimiz ve erişebildiğimiz gıdanın murdar edilmesi dolayısıyla konuşmak durumunda kaldık. Ülkemizin aç insanlarıyla dertlenmemiz gerekirken doydu saydığımız insanlarımızın derdine düştük. Yetersiz beslenmeden dolayı gelişemeyen, her türlü hastalığın pençesinde kıvranan çocuklarımız olmalıyken meselemiz, beslendiklerinden dolayı hastalanan çocuklarımız şimdi endişemiz çünkü hep birlikte zehirlenmişiz. Evet, zehirlenmişiz ve bu, hiç öyle az maliyetle çok kazanmak üzere girişilmiş sahtecilik, dolandırıcılık, usulsüzlük hadisesi olarak ele alınamaz, alınmamalıdır. Zira kastedilen halkın sadece parası pulu, malı mülkü değil doğrudan canıdır, mukabelesi de buna göre olmalıdır. Domuz eti üzerinden Müslüman mahallesinde salyangoz satanlar, sattıranlar ki bu da aslında tek başına yeterince büyük bir kötülük, fenalık ama konunun algı yönetimi için bununla sınırlandırılmasına da izin verilmemelidir çünkü maruz kaldığımız bundan çok daha fazlasıdır. Baharata, çikolataya -sayıldı sabahtan beri- aklınıza gelebilecek envaiçeşit ürüne müdahale de en az ete olan kadar ciddiye alınmalıdır. Birçok ürün kimyasalla, kanserojenle tahrip edilmiştir ki bu insanın tahribi demektir. Kimine iddialı gelebilir ama uzun vadeli etkilerini düşününce maruz kaldığımız aslında kitlesel bir nesil kırımıdır. Skandalı Tekirdağ'da patladı ama onunla sınırlı kalmadı, öğrendik ki son birkaç yılda gemiler dolusu GDO’lu, zehirli toksinler barındıran ithal gıda girmiş ülkemize; Manisa'ya, İzmir'e, Bursa'ya, Kayseri’ye, Konya'ya, İstanbul'a, Urfa'ya kadar gitmiş bunlar. Buralarda hangi fabrikalarda ne için kullanıldılar, nerelere dağıtıldılar, ne kadarı tüketildi yani aslında ne kadar zehirlendik biz? Taklit, tağşiş listesi internet sitesine bakabilme imkân ve kabiliyetine sahip vatandaşlara ifşa ediliyor. Sonra ne oluyor? Faaliyet durdurma yok, kapatma yok, reyonlarda bir uyarı yok. Yeterli, güvenli ve sağlıklı beslenmek haktır, yüzyıldır haktır. Bu hakkın gasbını bütün boyutlarıyla ve sürüklendiği magazinel sığ alandan çıkararak, küresel tekellerin gölgesinden sıyrılarak, “Vatandaş etiket okusun.” kolaycılığını terk edip sorumluluk olarak ele almak durumundayız. Fiyat etiketinden gözü kör oluyor vatandaşın, ürün etiketini nasıl okusun diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti, CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)