GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:8
Tarih:16.10.2024

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) – Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 7’nci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. 2003 yılında yürürlüğe giren ve daha sonra çeşitli değişikliklerle güncellenen Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Türkiye'de tüketicilerin haklarını korumayı amaçlayan temel yasal çerçeveyi oluşturmaktadır. Ancak bu kanun her ne kadar bazı iyileştirmeler içerse de tüketici haklarını etkin bir şekilde koruma konusunda yetersiz kalmıştır. AK PARTİ’si hükûmetleri Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da bazı değişiklikler yapmış olsalar da bu düzenlemelerin çoğu yüzeysel kalmış ve uygulamalarda karşılaşılan sorunları çözmede etkisiz olmuştur. Örneğin, gizli ayıplar ve hatalı ürünler gibi tüketicilerin sıkça karşılaştığı sorunlara karşı kanun yeterli koruma sağlamamaktadır. Ayrıca, iade süreçleri ve garanti hakları konusunda işletmelerin uygulamaları ile kanunun ruhu arasında ciddi farklar bulunmakta ve tüketiciler bu haklarını etkin bir şekilde kullanamamaktadır. Bu eksikliklerin temel nedeni Hükûmetin güçlü denetim mekanizmaları kurmamış olması ve kanunun işletmeler üzerinde caydırıcı bir etkisinin olmamasıdır. Özellikle büyük ticari işletmeler tüketici haklarını göz ardı ederek uygulamalarını sürdürmekte, zayıf denetimler ise bu sürecin devam etmesine neden olmaktadır. Son yıllarda özellikle e-ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte yanıltıcı reklamlar ve yanlış pazarlama teknikleri tüketicileri ciddi şekilde mağdur etmektedir, Hükûmet bu konuda yeterli adım atmamakla eleştirilmektedir. Yanıltıcı reklamlar, tüketiciyi yanlış bilgilendirerek ürün ya da hizmet hakkında gerçeği yansıtmayan bilgiler sunmakta ve tüketicilere bu nedenle zarar vermektedir. Özellikle on-line alışveriş platformlarında tüketicilere sunulan sahte indirimler, kalitesiz ürünlerin “marka” adı altında satılması ve iade süreçlerinin karmaşıklığı bu sorunun başlıca unsurlarıdır. AK PARTİ’si bu alanda etkin bir düzenleme yapmadığı gibi, bu tür yanıltıcı uygulamalara karşı ciddi bir yaptırım da uygulamamaktadır. Mevcut yasal düzenlemeler yanıltıcı reklam ve pazarlama tekniklerine karşı yeterince caydırıcı değildir ve mağdur olan tüketiciler uzun yasal süreçlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bir diğer önemli sorun ise denetim eksikliği ve piyasa gözetimindeki yetersizliklerdir. Tüketici haklarının korunması yalnızca yasaların varlığıyla değil, bu yasaların etkin bir şekilde uygulanmasıyla mümkündür. Ticari işletmelerin ve hizmet sağlayıcıların tüketici haklarını ihlal ettiği durumlarda devletin etkin bir müdahalesi söz konusu olmamaktadır. Bu durum özellikle küçük ölçekli işletmelerin yanı sıra büyük ölçekli şirketler tarafından suistimal edilmektedir. Tüketici şikâyetleri üzerine yapılan denetimler ya gecikmekte ya da yetersiz kalmaktadır. Özellikle gıda sektörü, hizmet sektörü ve e-ticaret alanında devletin denetim mekanizmalarının zayıf kalması tüketicilerin sağlığı ve güvenliği açısından ciddi tehdit oluşturmaktadır. Denetimlerin yetersizliği, özellikle büyük şirketlerin tüketici haklarını ihlal etme riskini artırmakta ve küçük işletmelerle rekabet etmelerini kolaylaştırmaktadır. Türkiye’de tüketici haklarının korunmasında önemli bir role sahip olan tüketici hakem heyetleri tüketicilerin şikâyetlerini değerlendirmek ve çözmek amacıyla kurulmuştur ancak bu heyetler ciddi iş yükü ve yetersiz kaynaklar nedeniyle etkin çalışamamaktadır. Tüketici hakem heyetlerinde kararların alınması genellikle uzun sürmekte ve birçok tüketici bu süreçlerin uzaması nedeniyle haklarından vazgeçmektedir. Tüketici haklarının korunmasında en önemli unsurlardan biri, tüketicilerin kendi haklarını bilmesi ve bu hakları savunabilmesidir ancak AK PARTİ’si döneminde tüketici bilincinin artırılmasına yönelik yeterli politika ve eğitim programları geliştirilmemiştir. Tüketiciler, satın aldıkları ürün veya hizmetlerle ilgili olarak ne gibi haklara sahip olduklarını çoğu zaman bilmemektedirler ve bu durum işletmeler tarafından suistimal edilmektedir. Bankacılık ve finans sektöründe özellikle kredi kartı kullanımı ve kredi kullanımı işlemleri konusunda tüketici hakları sıkça ihlal edilmektedir. Bankaların yüksek faiz oranları, hesap işletim ücretleri ve diğer kesintiler tüketicilerin finansal alanda zor durumda kalmasına neden olmaktadır. AK PARTİ’si hükûmetleri bu konularda bankalarla iş birliği yaparak, tüketiciyi koruyacak önlemler almaktan ziyade bankaların çıkarlarına yönelik düzenlemeler yapmış ve bu da tüketicilerin mağduriyetine yol açmıştır. Yetersiz yasal düzenlemeler, eksik denetimler ve etkin olmayan tüketici bilinçlendirme politikaları bu süreçte Hükûmetin en çok eleştirildiği konular arasında yer almaktadır. Tüketici haklarının korunması yalnızca yasaların varlığıyla değil, bu yasaların etkin bir şekilde uygulanması ve tüketicinin bilinçlendirilmesiyle mümkündür diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)