GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YAĞLI TOHUM POLİTİKASININ TÜM YÖNLERİYLE ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 29/3/2012 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 17 NİSAN 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:93
Tarih:17.04.2013

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin yağlı tohumlar ve yağlı tohumlar ithalatının neden olduğu sorunlar üzerine vermiş olduğu Meclis araştırması açılması yönündeki önergenin gündeme alınmasıyla ilgili, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Sizi, heyetinizi ve televizyonları başında bizleri izleyen aziz Türk milletini saygılarımla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin ithalatta petrolden sonra en fazla para ödediği 3'üncü sektör olan yağlı tohumlar ithalatını azaltmak için AKP hükûmetleri bugüne kadar reel bir politika yürütememiş ve çiftçi vatandaşlarımızın yağlık bitkiler ekmesi noktasında AKP hükûmetlerinin destekleri yeterli olmadığı için üretim istenilen seviyeye yükseltilememiştir. Milliyetçi Hareket Partisinin de koalisyon ortağı olduğu 57'nci Hükûmet zamanında başlatılan destekleme politikaları, devamında gelen AKP hükûmetlerince günün şartlarına uygun hâle getirilmediği ve arttırılmadığı için çiftçi vatandaşlarımız geçimini sağlamakta sıkıntıya düşmüş ve bunun neticesinde, yağlık bitki ekilen alanlarda hissedilir bir artış olmamıştır.

Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneğinin verilerine göre, 2002 yılından 2011 sonuna kadar yağlı tohumlar ithalatındaki görünüm şöyledir: Türkiye, bitkisel yağ imalatında değerlendirilmek üzere 2002'de 613 bin ton soya fasulyesi ithal ederken 2011'de 1 milyon 298 bin ton ithalat yapmıştır. 2002'de sadece bin ton kanola tohumu ithal eden Türkiye 2011'de 122 bin ton ithalat yapmıştır. Ayçiçeği tohumu ithalatında 2002'de 129 bin tondan 2011 yılında 911 bin tona çıkılmıştır. Türkiye'nin yağlı tohumlar ithalatı toplamda 2002 yılında 798 bin tonken 2011 yılında 2 milyon 331 bin tona ulaşmıştır, ithalattaki artış 3 kattan fazla olmuştur. Türkiye, bitkisel yağ imalatı için sadece yağlı tohum ithalatı yapmıyor, ham yağ ithalatı da var. 2002 yılında 707 bin ton ham yağ ithalatı, 2011'de 1 milyon 43 bin tona ulaştı. Ham yağ ithalatındaki ayrıntılar ise ayçiçeğinde 93 bin tondan 470 bin tona çıkmıştır. Miktar bazındaki bu artışlara bakıldığında, AKP'nin 2002 yılından bu yana uyguladığı tarım politikası, verdiği destekler, çıkardığı yasalar yağlı tohum üretimini artırmaya yetmediğini gösteriyor. Uygulanan politika ithalatı körüklemiş ve başka ülke üreticilerini desteklemiştir.

Değer bakımından incelendiğinde durum çok daha vahim. Türkiye, yağlı tohum ithalatında 2002'de 223 milyon dolar öderken 2011 yılında 1 milyar 358 milyon dolar ödemiştir. Ham yağ ithalatında 2002 yılında 340 milyon dolar öderken geçen yıl 1 milyar 338 milyon dolar para ödenmiştir. 2002 yılında küspe ithalatına ödenen döviz miktarı 88 milyon dolardan bugün 406 milyon dolara çıkmıştır. Yağlı tohumlar ve türevlerine ise 2002'de 650 milyon dolar ödenirken 2011 yılında 3 milyar 102 milyon dolar ödenmiştir.

Özetle, milat olarak kabul edilen 2002'den bugüne kadar uygulanan yağlı tohum politikası Türkiye'yi dışa bağımlılıktan kurtarmak bir yana daha da bağımlı hâle getirmiştir. Bu, yağlı tohumlar politikasının iflasının göstergesidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; on bir yıldır iktidarda olan AKP Hükûmetleri her sektörde olduğu gibi tarım sektöründe de rantçılara destek olmuş, gerçekte çiftçilik yaparak yaşamaya çalışanlara yani Türk çiftçisine destek vermekte cimrilik yapmıştır.

Gübre kullanma zamanı geldiğinde 2 katına çıkan gübre fiyatlarına Hükûmetler müdahale etmemiş, mazot fiyatları 2002 yılından bugüne geldiğimizde çok yükselmiştir. Bu da çiftçi vatandaşlarımızın belini bükmüştür.

İthalatta kendi çiftçisini korumak için tedbir almak yerine, tam tersine, ithalatı kolaylaştıran düzenlemelerle çiftçimizi ekonomik olarak bitme noktasına getirmiş, bunun sonucunda yediemin depolarında Türk çiftçisinin sahibi olduğu ama icra dairelerince haczedilen traktörler ve bunların ekipmanları dolmuş taşmış, geçimini sağlamak için ekip biçtiği tarlaları, kredi kullandığı bankalarca haczedilerek elinden alınmıştır.

AKP hükûmetlerinin on yıllık iktidarlarının tarım politikaları, sadece yağlı tohumlarda değil hububat, hayvancılık, süt üreticiliği ve diğer alanlarda da üreticimizi sıkıntıya sokmuştur. Hükûmet en kısa zamanda politikalarını gözden geçirmeli ve ithalatçıya verdiği desteği gerçek üretici olan Türk çiftçisine vermelidir.

AKP Hükûmeti, 2010 yılında canlı hayvan ithalatı ve et ithalatındaki gümrük vergilerini yüzde 275'ten yüzde 30'a indirerek ithalatçılara çok büyük destekler vermiştir. 2012 yılı sonuna kadar yapılan ithalatlarda dolaylı olarak ithalatçılara Hükûmetin vermiş olduğu destek 3 milyar dolara ulaşmıştır. Biz isterdik ki Hükûmet, bu üretici olan gerçek Türk çiftçisine, Türk hayvancısına bu desteği versin ve ülkemizde hayvan sayısı artsın, tüketiciler de ucuz et yesin.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, iklim ve toprak özellikleri dikkate alındığında yağlı tohumlu bitkilerin üretimi bakımından büyük bir potansiyele sahiptir, ancak yıllar itibarıyla yağ ihtiyacını karşılayacak düzeyde üretim gerçekleştirilememiştir. 1991 yılında toplam 7,4 milyon dekar olan yağlı tohum ekim alanı, 2011 yılında ancak 7,7 milyon dekara ulaşmıştır. 2002-2010 yılları arasında Türkiye'de yerli tohumun işlenmesiyle ortalama 519 bin ton ham yağ üretilmiştir.

Türkiye'de, gerek hızlı nüfus artışı ve gerekse kişi başına düşen artan tüketim sonucu bitkisel yağ tüketiminde sürekli bir artış gözlenmektedir. Yağlı tohumların ekim alanlarının artış gösterdiği yıllarda bile tüketimi karşılayacak yeterli üretimin olmaması nedeniyle bitkisel yağ üretiminde giderek artan önemli miktardaki açık, ithalat yoluyla karşılanmaktadır.

Türkiye'de yıllar itibarıyla bitkisel yağ açığı incelendiğinde, 2011 yılında yağ açığının 1,6 milyon ton olduğu, 2002 yılına göre bu oranın yüzde 88 arttığı görülmektedir. Son on yıl ortalamasında Türkiye'nin bitkisel yağ ihtiyacının yaklaşık yüzde 70'i ithalat yoluyla karşılanmıştır. Türkiye'nin ithalat miktarı 2002'li yıllarda, yağlı tohumlarda 798 bin ton, ham yağ da 707 bin tonken 2011 yılında 2,3 milyon ton yağlı tohum, 1 milyon ton ham yağ ithalatına toplam 2,70 milyar dolar döviz ödenmiştir. Türkiye'de bitkisel yağ açığını ve dışa bağımlılığı azaltmak için yağlı tohumlu bitkilerin üretimi arttırılmalı, bu konuda Hükûmet reel politikalar tespit etmelidir. Hükûmetiniz destekleme primlerini, gelir rekabetini yağlı tohumlar lehine olacak şekilde arttırmalı, GAP üretim deseninde yağlı tohumlu bitkiler mutlaka birinci sırada yer almalıdır.

Nadas alanlarında ve alternatif üretim projesinde yağlı tohumlu bitkiler üretimi devreye girmelidir ama Hükûmetinizin on yıllık devri iktidarında maalesef Türk milletinin, ithalatın serbest olmasıyla ne yediği belli olmamıştır, GDO'lu mu, GDO'suz mu olduğu belli olmayan gıdalarla beslenmektedir. Onun dışında, maalesef, son günlerde medyada yer alan, et tüketiminde, tespitlerde, at eti mi, eşek eti mi veya Hükûmetinizin kesimini ve satışını serbest bıraktığı domuz eti mi yediği hiç belli değildir. Çiftçimizi bitirdiniz, çiftçimiz nefes alamaz hâle geldi.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son olarak, bugün Tekirdağ ili Emiryakup köyünden bir çiftçimizin gönderdiği mesajı okuyarak sözlerimi bitirmek istiyorum. Çiftçi vatandaşımız diyor ki: "Sayın Vekilim, Ziraat Bankası kullandırdığı traktör kredisinden yüzde 2 komisyon alıyor. 500 lira ipotek parası, 500 lira kasko, 350 lira da hayat sigortası alıyor. Hani enflasyon tek haneliydi? Yüzde 2 komisyon alıyor." Bu, Hükûmetinize bağlı bir bankanın aldığı fahiş komisyon miktarına son vermenizi diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)