Konu: | Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 11 |
Tarih: | 23.10.2024 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 9’uncu maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Öncelikle, TUSAŞ’ın Kahramankazan’da bulunan yerleşkesine yönelik kalleş terör saldırısında şehit olan vatandaşlarımıza Rabb’imden rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Arkadaşlar, vatan hainlerine, millet ve devlet düşmanlarına ceza yasalarımızın öngördüğü en ağır cezaların verilerek uygulanmasını ve bu suçların hiçbir şekilde af kapsamına alınmamasını talep ediyorum. Bu doğrultuda, ilgili bir yasanın acilen çıkarılması gerektiğini düşünüyorum. Yüce Türk milleti adına milletvekili olarak görev yapan bizlerin, vatandaşlarımıza karşı vicdani, ahlaki ve insani sorumluluğumuz olduğunun bilinciyle bu talebi yüce Meclisimizin dikkatine sunuyorum. Asarak mı olur, elektrikli sandalyeyle mi olur, zehirli iğneyle mi olur, kurşuna dizerek mi olur, bilemem; bildiğim tek şey varsa o da vatana ihanetin nedeni olmaz, bedeli olur; bu bedel de idamdır, hainler azını gördükçe azıtıyorlar. Terörü bitirmek mi istiyorsunuz? Sallayacaksınız üç beşini, bakalım kalıyor mu terör. Gündeme geçecek olursak, 2002 yılında iktidara gelen AK PARTİ’si Türkiye ekonomisinde yapısal reformlar ve düzenlemeler vadetti. Başlangıçta birçok düzenlemeyle ekonomiyi canlandırma amacı güdülse de özellikle tüketici hakları konusunda kalıcı ve tatmin edici bir çözüm önerisi getirilmiş değil. AK PARTİ’sinin ekonomi politikalarının büyük bir kısmı yıllardır piyasa dinamizmini artırmak ve tüketimi teşvik etmek üzerine kuruldu. Ancak bu süreçte tüketicinin haklarını koruma mekanizmaları geri planda bırakıldı. Özellikle son yıllarda Türkiye'nin içine girdiği ekonomik kriz, tüketici haklarının korunması noktasında eksiklikleri daha da görünür hâle getirdi. Artan enflasyon, döviz kuru dalgalanmaları ve yükselen fiyatlar karşısında vatandaşlar temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanırken tüketime yönelik hak arama motivasyonunu kaybetmiş durumdalar. Tüketicilerin ekonomik gücünün azalması tüketici haklarına yönelik ilgiyi de düşürüyor. Türkiye ekonomisinin son yıllarda yaşadığı derin kriz, tüketici hakları mücadelesini de neredeyse imkânsız hâle getirdi. 2020'den bu yana artan enflasyon oranları, Türk lirasının hızla değer kaybetmesi ve işsizliğin artması tüketicilerin alım gücünü önemli ölçüde zayıflattı. Temel ihtiyaçlarını karşılayamayan vatandaşlarımız aldıkları hizmet veya ürünlerdeki olası kusurlar ve sorunlar için haklarını arama konusunda daha çaresiz hâle geldiler. Bir anlamda insanlar artık tüketecek maddi güç bulamadıkları için tüketici haklarını savunmaya yönelik çabalar da ikinci planda kaldı. Ekonomik kriz, aynı zamanda piyasada fiyat artışları, stokçuluk ve haksız ticari uygulamaların artmasına neden oldu. Özellikle gıda, enerji, ulaşım gibi temel ihtiyaç ürünlerinde yaşanan astronomik fiyat artışları tüketicilerin mağduriyetini artırdı. Bu süreçte Hükûmetin mücadele mekanizmalarının yetersiz kaldığı ve piyasa aktörlerinin serbestçe hareket ederek tüketiciyi daha da zayıf bir pozisyona ittiği gözlemleniyor. Türkiye'de tüketici haklarıyla ilgili yasal düzenlemelerdeki en büyük eksikliklerden biri, kanunların uygulama aşamasında yetersiz kalmasıdır. Her ne kadar kanunlar kâğıt üzerinde güçlü görünse de uygulamada ortaya çıkan zayıflıklar tüketicinin mağduriyetini gidermekte yetersiz kalıyor. Özellikle denetim ve cezalandırma mekanizmalarının etkisizliği, piyasada haksız rekabetin ve tüketici mağduriyetinin artmasına neden oluyor. AK PARTİ’si Hükûmeti yirmi iki yıldır tek başına iktidarda olmasına rağmen tüketici haklarının korunması konusunda kalıcı çözümler üretmeyi başaramadı. Tüketici haklarına yönelik yapısal reformlar hayata geçirilemediği gibi, mevcut sorunlar giderek derinleşti. Ekonomik kriz yasal düzenlemelerin uygulanabilirliğini azaltırken Hükûmetin piyasa aktörlerine yönelik yaptırım ve denetim gücünün yetersizliği de tüketici haklarını korumayı zorlaştırıyor. Bu noktada güçlü bir tüketici hakları sisteminin oluşturulabilmesi için sizlere bazı çözüm önerileri sunmak istiyorum. Tüketici haklarının korunması noktasında en büyük sorun denetim eksikliğidir. Hükûmetin, denetleyici kurumlarının işlevselliğini artıracak yapısal reformlara gitmesi gerekmektedir. Bu yönetimlerin özellikle piyasa dinamiklerine ayak uydurabilen ve hızlı çözüm üretebilen bir yapıya dönüştürülmesi önemlidir. Tüketicilerin haklarını bilmemesi, hak arama süreçlerinde yetersiz kalmalarına neden olur. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun. YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Bu nedenle Hükûmetin geniş çaplı eğitim kampanyaları düzenleyerek vatandaşlarımızı bilinçlendirmesi sağlanmalıdır. Tüketicilerin haklarını daha etkin bir şekilde koruyan mekanizmalar oluşturulmalıdır. Tüketici hakem heyetlerinin işleyişindeki aksaklıklar giderilmeli ve tüketici mahkemelerinin daha hızlı karar alabilecek şekilde yeniden yapılanması sağlanmalıdır. Türkiye'deki tüketici haklarının korunmasına yönelik yasal düzenlemeler var olsa da uygulamadaki eksiklikler tüketicilerin mağduriyet yaşamalarına sebep oluyor. AK PARTİ’sinin uzun yıllar süren iktidarı boyunca bu alanda tatmin edici çözümler üretilememiş olması tüketici haklarının korunmasını daha da zorlaştırıyor. Ekonomik krizin derinleştiği, tüketicilerin alım gücünün azaldığı bu dönemde tüketici haklarına yönelik daha güçlü bir siyasi iradenin ortaya konması zorunludur diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)