GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE MERSİN MİLLETVEKİLİ ALİ RIZA ÖZTÜRK'ÜN; AVUKATLIK KANUNU İLE HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ, SİVAS MİLLETVEKİLİ HİLMİ BİLGİN VE ÇANKIRI MİLLETVEKİLİ İDRİS ŞAHİN İLE 8 MİLLETVEKİLİNİN; 1136 SAYILI AVUKATLIK KANUNU, HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU VE 3568 SAYILI SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ, ERZURUM MİLLETVEKİLİ OKTAY ÖZTÜRK'ÜN; HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU İLE AVUKATLIK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ SS444
Yasama Yılı:3
Birleşim:93
Tarih:17.04.2013

ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Bir şiir için mahkûmiyet kararı verilmiştir. Öncelikle, bu kararın hukuk tarihimiz adına bir trajedi, bir utanç sayfası olduğunu belirtmek isterim. Mafyalaşmanın, çeteleşmenin, kokuşmuşluğun dibe vurduğu bir ortamda yolsuzluktan değil, cinayetten değil, kul hakkı yemekten değil, sadece ve sadece bir şiir nedeniyle mahkûmiyet, ceza alanı değil, sadece bu ülkenin hukuk anlayışını küçültür. Yargının üzerine siyaset gölgesi düşüp siyasallaşmaya başladığının endişesini, uzun zamandan beri içeri tıkılan düşünce ve siyaset adamlarından, aydınlardan, gazetecilerden biliyorduk ama bir taraftan da yüreğimizin bir köşesinde adaletin eninde sonunda tecelli edeceği, hukukun yalnızca adalet ilkelerine göre işleyeceği ve bu karanlık döneme ait olumsuzlukları geride bırakacağımız günlere de içten içe inanıyorduk fakat bu son karardan sonra görüyoruz ki yargı gerçekten bağımsız değil. Bu yol yanlış bir yoldur çünkü adalet, gün gelecek yargıyı siyasallaştıranlara da lazım olacaktır. Bu kararı, düşünce özgürlüğü kapsamındaki diğer yanlış kararları kendi çocuklarınıza izah edemezsiniz, yaşadığımız dünyaya izah edemezsiniz çünkü herhangi bir zamanda herhangi bir kimseye yapılan adaletsizliği şimdiye kadar hiçbir hukuk anlayışı, hiçbir yönetim, hiçbir güç odağı meşrulaştıramamıştır. Dünya değişmiş ama bizim ülkemizin insan hakları ve demokrasi arayışında geldiği noktaya bakınız, uğraştığımız konulara bakınız: Şiiri suçluyoruz, düşünceyi dışlıyoruz, özgürlükleri askıya alıyoruz, sonra da dünya insan hakları konusunda, düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda bizi neden beğenmiyor diye şikâyet ediyoruz. Bu yasaklarla nereye kadar gidebiliriz? Hangi gerçeği yasaklarla örtebiliriz?"

Değerli milletvekilleri, bu sözler ne bana ne geçtiğimiz günlerde on ay hapis cezası alan Fazıl Say'a aittir; bu sözler, 24 Eylül 1998 günü İstanbul Belediyesinin önünde 30 bin kişinin karşısında Recep Tayyip Erdoğan tarafından söylenmiş sözlerdir ve o toplantı sırasındaki en meşhur slogan da nedir biliyor musunuz: "Şerefsiz medya." Şöyle bir baktığımızda, o gün de şiirden mahkûmiyet vardı, bugün de var; o gün de hukuksal kararlar tartışılıyordu, bugün de tartışılıyor; o gün de aydınlar ve gazeteciler içeri tıkılmıştı, bugün de; o gün de siyasallaşan adaletten bahsediyorduk, bugün de; o gün de dünyaya bunu izah edemiyorduk, bugün de edemiyoruz; keza, o gün de medya eleştirisi vardı, bugün de var. O  zaman, ileri demokrasi nerede? Ve Sayın Başbakan, ne yazık ki, Sayın Fazıl Say'ın bu cezaya mahkûm edilmesinden sonra soru sorulması üzerine "Onlarla bizi meşgul etmeyin." demiştir.

Değerli milletvekilleri, insan hakları konusunda, temel hak ve özgürlükler konusunda geldiğimiz nokta, aslında, Recep Tayyip Erdoğan'ın sözleriyle ortadadır. Dün Sayın Başbakan, Meclisteki grup konuşmasında, Sayın Genel Başkanımıza demokrasi tarihi üzerinden bir not vermiş. Ben, sadece, Sayın Başbakana bu konuda not vermeyeceğim, zira 1998'deki konuşması ve bugün gelinen nokta aslında onun notunu belirtiyor diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)