| Konu: | İYİ Partinin 7’nci kuruluş yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 24.10.2024 |
SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Partinin 7’nci yaşını kutlamak üzere konuşma almıştım ama gün kutlama günü değil, semaları selalar ve tekbirlerle inliyor Ankara’nın bugün. Bir kere daha şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve Türk milletine başsağlığı, yaralılarımıza şifa diliyorum ve bir kere daha hem PKK terör örgütünü hem de onu siyasallaştırmaya çalışanları lanetliyorum. Allah hepimize önce bu kara günlere dayanma sabrı, sonra da direnme gücü versin, zira milletin istiklalinin milletin azim ve kararlılığından başka kurtarıcısı kalmamıştır. Kurucu Genel Başkanımız Meral Akşener'in nasihatiydi: "Nereden ve nasıl geldiğinizi unutmayın." Unutmadık ama sadece kendimizin değil bu sefaletin, adaletsizliğin, yozlaşmanın müsebbiplerinin de nereden geldiğini unutmadık. Dünü Kürdistan'ın teşkiline engel olmama garantisi veren gizli anlaşmalar imzalayan sadrazamlar olanların bugünü PKK'ya harekât yapmama garantili gizli anlaşmalar imzalayanlar oldu. Dünü "Dört yüz yıldır 'bayrak' denilen o kırmızı paçavradan ne fayda gördünüz?" diyen kaymakamlar olanların bugünü "Türk bayrağı bir bez parçasıdır." diyen vekiller oldu. Dünü "İstiklal Harbi vatan ve millet menfaatlerine aykırıdır." diyenler olanların bugünü "Keşke Yunan kazansaydı." diyenler oldu. Dünü mütareke İstanbul'unda "Ayşe, Fatma isteriz." nidalarıyla kapılara dayanan işgalcilere milleti kemalisükûta çağıranlar olanların bugünü varlığımız, birliğimiz, çocuklarımızın canına kasteden ne idiği belirsiz kaçakları ülkemize doldurmak oldu. Dünü "İki paralık Mustafa Kemal kuvvetinin baskısına boyun eğerek İngilizlerin, Fransızların İstanbul'dan çekilip gitmelerini ancak Kemalistlerin idam ettiği Türk aklı kabul edebilir." diyen müstemleke kafası olanların bugünü Öcalan'ın olayları okuma kabiliyetine hayran bakanlar, PKK paçavrası açmayı suç saymaktan çıkarmakla övünen Meclis Başkanları oldu. Dünü Atatürk'e “deccal” “melun” hakaretleri edenlerin bugünü “10 Kasımda Fatiha yerine kornayla anılan tek kişisin.” mesajı atan encümenler oldu. Dünü “Sakın bir millî ad isteme.” zihniyeti olanların bugünü “Türk’üm” diye başlayan Andımız’ı yasaklamak oldu. Dünü Yemen’de can veren şehitlerimiz için “Gübre oldu.” diyenler olanların bugünü şehitlerimizi kelleden saymak oldu. Dünü “Orduya harcanan para kazmaya küreğe harcansa memleket ihya olurdu.” diyenlerin -Kurtuluş Savaşı için- bugünü mücadele değil müzakere oldu. Dünü vatanperverlerin hâli için İngilizlerin tutuklama listelerinin gereğini yapmak olanların bugünü okyanus ötesinde hazırlanan tutuklama listeleri ve teröristlerin tanık, terörle mücadele kahramanlarının sanık yapıldığı kumpaslar oldu. Dünü İngilizlerin ali menfaatleri uğruna sözde cihat olanların bugünü Büyük Haçlı Projesi’nin Eş Başkanlığı oldu. Velhasıl, dünü cebren ve hileyle aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilirken, bütün tersanelerine girilir, orduları dağıtılır ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilirken, millet fakruzaruret içinde harap ve bitapken şahsi menfaatlerinin peşinde gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde olmak olanların bugünü aynı yolu izleyerek farklı bir menzil elbette olamayacaktı. Ama unutulmasın, biz de bugün aynı ahval ve şerait içinde olabiliriz ama bizim de bir dünümüz var ve o dünde Şahin Bey var, Gördesli Makbule var, Fahrettin Paşa var, Seyit Onbaşı var, Enver var, Talat var, Cemal var, Artin Gülükyan var, Diyap Ağa var ve Mustafa Kemal var; ondan aldığımız, yol bulamayınca kelle koltukta dahi olsa yeni bir yol açma kabiliyetimiz var. Bizim dünümüzde ışıkları kesilen salonlarda, çöp kamyonlarıyla kapanan yollarda, adalet peşinde geçen dolu dolu yedi yıl var. Her iddiası, itirazı geç de olsa haklılıkla taçlanmış olan, bir kere daha bize Türk milletinin doğal son kalesine dönüşen bu yuvayı kuran kurucu Genel Başkanımız Meral Akşener'e şükranlarımı sunuyor ve Genel Başkanımız Müsavat Dervişoğlu'nun ifadesiyle ilan ediyorum ki her hâl ve şartta devletin partileştiği, partinin devletleştiği, yargının siyasallaştığı, bürokrasinin yozlaştığı, nüfusun yabancılaştığı, Türk milletinin ise perişan edildiği bu siyasi düzene karşı mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun, tamamlayın. SELCAN TAŞCI (Devamla) - Bu mücadelenin çadırı mavi gök, bayrağı güneştir, sahibi bütün Türk milletidir; dileyen herkes saf tutabilir, bu sıralarda yutkunmaktan, diş sıkmaktan, sabır çekmekten muzdarip memleket sevdalısı vekillerimiz dâhil. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)