GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE MERSİN MİLLETVEKİLİ ALİ RIZA ÖZTÜRK'ÜN; AVUKATLIK KANUNU İLE HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ, SİVAS MİLLETVEKİLİ HİLMİ BİLGİN VE ÇANKIRI MİLLETVEKİLİ İDRİS ŞAHİN İLE 8 MİLLETVEKİLİNİN; 1136 SAYILI AVUKATLIK KANUNU, HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU VE 3568 SAYILI SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ, ERZURUM MİLLETVEKİLİ OKTAY ÖZTÜRK'ÜN; HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU İLE AVUKATLIK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ SS444
Yasama Yılı:3
Birleşim:93
Tarih:17.04.2013

MUHARREM IŞIK (Erzincan) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, biraz önce konuşmamdan sonra bana cevap verdiniz, dediniz ki: "Buyurun, o konuyla ilgili eğer bir bilgi varsa onu bana getirin, biz değerlendirelim."

Sayın Bakanım, bunun belgesi olmaz. Yani, siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz ki ben "gönderilmiş" derken sizi kastetmedim. Burada birileri tarafından, yani Erzincan'ı yöneten kişiler tarafından? Tabii ki sizin Erzincan'da orada zabıt kâtibi alan kişilere de liste gönderecek hâliniz yok, ben onu şey yapmıyorum. Ama, onu gönderenleri siz de tahmin ediyorsunuz, biz de tahmin ediyoruz. Çünkü niye? Şu ana kadar yapılan her şeyde aynı şeyler oldu.

Tabii, buraya çıkan arkadaşlarımız, özellikle avukat kökenli arkadaşlarımız yargılamayla ilgili vicdani sorumluluklardan bahsederken, vicdani sorumlulukla yatan hastalara da davranmak gerekiyor. Bir de bunun vicdani sorumluluğu, demin dediğim gibi işe alımlarda ve diğer şeylerde olması lazım.

Şimdi, Erzincan'da -bazı şeylerden bahsettiğim zaman, fırsat bulmuşken söyleyeyim- Asist diye bir kurumumuz var bizim, TELEKOM'un bir yan kuruluşu. Burada genellikle çağrı merkezine alımlar yapılıyor. Şu anda da 1.400'e yakın gencimiz çalışıyor. Bu çalışan insanlar normal şartlar altında bir iş bulsalar -şöyle, işte 750 lira falan bir para alıyorlar- eğer 760 lira alacakları bir iş bulsalar ya da 500 lira kazanabilecekleri bir iş bulsalar hemen oradan gidecekler çünkü çok sıkıntılı ve çok zor bir iş alanı. Ama, buraya giren insanlara birinci şart şu: AKP'e üye misin, değil misin? Eğer AKP'ye üye değilsen ya üye olacaksın ya da alınmayacaksın. Ha, alınmışsa ne oluyor? Alınmışsa da bodrum katındaki iş alanları var AVEA çağrı merkezinin, orada çalıştırırsın ama eğer referansın kuvvetliyse Türk Hava Yolları ya da Devlet Demiryolları, bunun gibi kurumlarda çalıştırılırsın. Tabii, Erzincan'da, dediğim gibi, birinci şart, geleceksin, üye olacaksın, ona göre gideceksin.

Burada çalışırken özellikle çok ilginç şeyler oluyor. Alımlar yapılırken dediğim gibi, yalnızca AKP'ye üyelik aranmıyor, bir de insanlara orada, içeride resmen baskı uygulanıyor; yapması gereken şeyler, çalışması gereken şeyler. Bu baskılar bir tek orada mı? Hastanede de aynı şeyler var. Pazartesi günü devlet hastanesinde bir basın açıklaması yaptım, orada sağlık çalışanlarıyla görüştüm. Zaten SES'in üyesi kalmamış. KAMU-SEN'e bağlı TÜRK SAĞLIK-SEN'deki üyelerden arkadaşlarla görüşüyorum. Çocuklar diyorlar ki: "İkna odalarını geçtik, baskı odalarını kurdular, baskı odalarına tek tek çağırıp `Ya burayı bırakırsın ya da ilçelere gidersin.'" Kamu Hastaneleri Birliğinin kurulmasıyla birlikte oluşan nokta bu. "Ya burada çalışacaksın bizim dediğimiz yerde ve bizim şartlarda, bizim sendikaya geçerek. Yok, geçmezsen Çayırlı'yı gör, Otlukbeli'yi gör, Refahiye'yi gör, Kemaliye'yi gör." Şimdi çocuklar direniyor ama ne kadar direnecekler onlar da bilmiyorlar. Zaten hastane konusundaki sıkıntılar diz boyu. Devlet hastanesini yok etmek için çalışmalar devam ederken hem özlük haklarını yok ediyorlar hem de dediğim, gibi bu şekilde çalışmalar devam ediyor.

Hastane demişken bir şey daha var: Hastaneleri ziyaret ediyorlar arkadaşlarımız. Tabii ki hastaları ziyaret etmek her zaman iyidir. Sayın Bakanım, belediyenin parasıyla hastaneleri ziyaret ederken çiçek dağıtıyorlar, çok güzel, dağıtsınlar, hastalarımız da memnun oluyor ama hastaya form götürüp de "Kayıt olacaksın, üye ol." diye teklifte bulunulur mu? Geleneğimizde böyle bir şey var mı?

Gül, bir gidelim gör. Hastaya gidiyor, önce çiçek veriyor, teşekkür ediyor; sonra da resmen formu uzatıyor hem de bizim partimizin üyesi olan kişiye "Gel, partiye üye olacaksın. Yoksa seni ziyaret etmem, çiçek vermem." Yani böyle bir şey var mı?

BÜLENT TURAN (İstanbul) - O da üye mi oluyor? Yapmayın ya.

MUHARREM IŞIK (Devamla) - Üye olanlar olmaz ama kimisi de?

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Üye olmaz mı?

MUHARREM IŞIK (Devamla) - Olmaz olmaz, onlar üye olmaz. Üyeyi nasıl yaptığını biliyorsunuz siz. Bir yerlerde arabaya alıp ya da götürüp     78 BJ 730 plakalı Karabük İl Özel İdaresinin minibüsünün içine doldurup, yok efendim, zengin bir adamın yaptığı yardımları dağıtma görevi görerek orada dağıtırken üye yaptığınızı da biliyoruz. Nasıl üye olduğunu biliyorlar zaten de. Sorun o değil ama kimsenin yine de öyle sahte üyeliklerle falan oyu artmayacak ama bunların artık ciddiye alınması lazım.

Yasalar çıkarken tabii, biraz da vicdani muhasebe yapılması lazım, vicdani yasaların çıkarılması lazım. Onlar nasıl çıkacak bilemiyorum ama dediğim gibi, bu konuların hesabı hem bu taraftan -tekrar söylüyorum- hem de o taraftan sizden sorulacak.

Saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)