Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 13 |
Tarih: | 30.10.2024 |
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 157 sıra sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’miz hakkında şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlarım. Değerli milletvekilleri, temel hak ve özgürlüklerin daha etkin korunması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının daha da etkinleştirilmesi, yargıya güvenin artırılması, hukuk güvenliğinin güçlendirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması, makul sürede yargılanma hakkının gözetilmesi ve insan odaklı hizmet anlayışının geliştirilmesi günümüzün hukuk devletinin en önemli ilke ve prensiplerindendir. Ülkemizde 2002 yılından bugüne Cumhurbaşkanımız liderliğinde AK PARTİ ve Cumhur İttifakı olarak yaptığımız anayasal ve yasal reformlarla süregelen bu reform iradesi, hukuk devletinin ilke ve kurallarının somutlaştırılmasının doğrudan bir tezahürüdür. Adalet Bakanlığımızca hazırlanan, 2019 yılında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuyla paylaşılan Yargı Reformu Strateji Belgesi, vizyon olarak güven veren ve erişilebilir bir adalet sisteminin gereğini yerine getirecek ilke ve prensipleri ifade etmektedir. Yine, İnsan Hakları Eylem Planı’nda özgür birey, güçlü toplum ve daha demokratik bir Türkiye vizyonu ön plana çıkarılmıştır. Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında önemli reformlar bu çerçevede hayata geçirilmiştir. Birinci yargı paketiyle ifade özgürlüğü güçlendirilmiş, hak arama yolları genişletilmiş, soruşturma evresinde tutuklama süresi sınırlandırılmış ve seri muhakeme, basit yargılama, e-duruşma gibi yeni ve etkin usuller hukuk sistemimize kazandırılmıştır. Ayrıca, şüpheli ve sanık haklarının yanında, mağdur haklarının da güçlendirilmesi önemli düzenlemeler olarak hayata geçirilmiştir. Yine, yeni infaz paketi bağlamında 2022 yılında yapmış olduğumuz kanunla infaz alanında çok önemli düzenlemeler hayata geçirilmiş ve alternatif infaz usulleri hukuk sistemimizin içerisine dâhil edilmiştir. Bu kanunla yargılama sonunda hükmedilen ceza ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi infaz hâkimliğine verilmiş, infaz alanında ihtisaslaşmaya gitmek suretiyle infaz hizmetlerinin etkinliğinin ve kalitesinin artırılması hedeflenmiştir. Ayrıca, İnsan Hakları Eylem Planı’nda belirtilen amaç ve hedefler doğrultusunda da faaliyetler yürütülmüş ve bu kapsamda birçok reform hukuk sistemimize kazandırılmıştır. Son olarak sekizinci yargı paketiyle ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılamadığı iddiasıyla yapılacak başvurularda manevi tazminat taleplerinin idari başvuru yoluyla hızla sonuçlandırılması sağlanmıştır. Bu çerçevede de Adalet Bakanlığı bünyesinde Tazminat Komisyonunun kurulması gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, Ceza Muhakemesi Kanunu çerçevesinde bazı koruma tedbirleri nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerinin ağır ceza mahkemeleri tarafından yerine getirilmesi hükme bağlanmıştır. Böylelikle, yargısal görev alanına ve hâkimin takdirine girmeyen bazı tazminat istemlerinin idari başvuru yoluyla hızlı bir biçimde sonuçlandırılması sağlanmıştır. Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında yapılması hedeflenen faaliyetlerin ve düzenlemelerin yüzde 71'i gerçekleştirilmiştir. Yine, İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında yapılması hedeflenen düzenlemelerin de yüzde 66'sı gerçekleştirilmiş ve akabinde dokuzuncu yargı paketi de Meclis Genel Kuruluna sevk edilmiştir. Kuşkusuz, bundan sonraki süreçte de bu hedeflerin gerçekleştirilmesi doğrultusunda yasama Meclisi olarak hep beraber çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Teklifin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kamuoyunda “dokuzuncu yargı paketi” olarak bilinen bu kanun teklifi toplam 20 farklı kanunda değişiklik veya düzenleme içermekte olup 39 maddeden oluşmaktadır. Şimdi, teklifte yer alan düzenlemelerle ilgili bazı hususları sizinle paylaşmak istiyorum. Malum olduğu üzere, Anayasa Mahkemesi anayasa yargısıyla kanunların Anayasa’ya uygunluğunu denetlemektedir. Bu çerçevede daha önce yapmış olduğumuz reformlarla Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru yoluyla da pek çok incelemeleri yapmakta ve hukuk düzenimizin anayasal güvencesinin teminatı olmaktadır. Günümüzde demokratik rejimlerin tamamlayıcı unsurlarından biri de anayasanın üstünlüğü ilkesidir; kanunların anayasaya uygunluğunun denetimini gerekli kılmaktadır. Bu denetim dünyanın pek çok ülkesinde yargısal organlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Tabii, anayasa yargısının gerekliliği konusunda fikir birliği bulunmakla beraber, anayasa mahkemeleri özellikle siyasi organların tercih ve takdir alanlarına müdahale niteliğinde kararlar verdikleri de uluslararası alanda dünya anayasa yargılarında da konuşulan, tartışılan bir gerçekliktir. Buna da yargısal aktivizm tartışmaları, jüristokrasi bağlamında da akademik camia değerlendirmelerini yapmaktadır. Ülkemizde Anayasa Mahkemesi kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü'ünün Anayasa’ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetlemektedir. Bu denetim sonucunda iptal kararları verilebilmekte ve iptal kararları bakımından da belirli süreler öngörülmektedir. İşte, bu süreler bağlamında, bugün Parlamento dokuzuncu yargı paketi çerçevesinde Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği düzenlemelere ilişkin konuları görüşmektedir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları doğrultusunda bu kanun kapsamında yaptığımız düzenlemelerden bahsetmek istiyorum. Öncelikle ana ve baba ile çocuk arasında soy bağının reddi için dava açma imkânı getirilmektedir. Diğer taraftan, ailenin huzur ve refahının korunması amacıyla baba olduğunu iddia eden üçüncü kişilerin soy bağının reddi davası açabilmesi belirli kurallara bağlanmaktadır. Evlat edinenlerin adlarının evlatlığın ana ve babası olarak soy kütüğünde yazılabilmesi sağlanmaktadır. Uzlaşma görüşmeleri sırasında tespit edilemeyen veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan zararlara ilişkin tazminat davası açılabilmesi sağlanmaktadır. Ara buluculuk görüşmelerinin ilk toplantısına katılmayan tarafların yargılama giderlerinden sorumluluğu ve lehlerine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin düzenlemeler yapılmaktadır; bununla da daha önce yapmış olduğumuz ara buluculuk düzenlemelerine etkinlik kazandırmak hedeflenmektedir. Birden fazla baronun bulunduğu illerde barolara verilecek adli yardım ödeneğinin dağıtım oranları, baroların ihtiyaçları ve giderleri dikkate alınarak Anayasa Mahkemesinin iptal kararı çerçevesinde yeniden belirlenmektedir. İdari yargıda kanun yollarına başvuru kapsamında, hangi tarihteki parasal sınırın dikkate alınacağı netleştirilmek suretiyle usule ilişkin zaman kayıpları önlenmekte, adil yargılanma ilkesinin güçlenmesi sağlanmaktadır. Ayrıca, bölge idare mahkemesi tarafından ilk kez verilen bazı kararlara karşı temyiz yolu açılmaktadır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifle, şikâyete tabi hakaret suçu bakımından azami şikâyet süresi öngörülmektedir. Düzenlemeyle, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan hakaret suçları bakımından şikâyet süresinin her ne suretle olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren iki yılı geçemeyeceği öngörülmektedir. Böylelikle, özellikle sosyal medya üzerinden uzun yıllar önce yapılan bazı paylaşımlar nedeniyle vatandaşlarımız üzerinde sonradan baskı ve tehdit oluşturmasının önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Aynı zamanda, bu çerçevede sürekli vatandaşlarımızın hukuk güvenliği sağlanmaktadır. Sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen hakaret suçu uzlaştırma kapsamından çıkarılarak ön ödeme kapsamına alınmaktadır. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Özkan, lütfen tamamlayın. CAHİT ÖZKAN (Devamla) – Şunu da özellikle ifade etmek gerekir ki bu düzenleme asla kişiye hakaret edebilme özgürlüğü tanımamaktadır. Nitekim, bu şekilde işlenen suçların ve hakaretlerin beş yıl içerisinde tekrar işlenmesi hâlinde, fail hakkında aynı suçtan dolayı ön ödeme hükümleri uygulanmayacak ve suç bakımından kişi hakkında doğrudan kamu davası açılabilecektir. İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılan elektronik açık artırmaların sürüncemede kalmaması ve gerçek alıcılar arasında rekabet içerisinde gerçekleşmesi için düzenlemeler de bu kapsamda yer almaktadır. Yine, vatandaşlarımız için, onlar için kurulmuş vakıfların yaşaması ve topluma sunacakları hizmetlerin devamı için mazbut vakıfların yargı harçlarından ve teminat gösterme zorunluluğundan muaf tutulması sağlanmaktadır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifimizin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyor, müzakerelere vereceğiniz destek için tüm siyasi parti gruplarına ve milletvekillerimize şimdiden teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)