GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE MERSİN MİLLETVEKİLİ ALİ RIZA ÖZTÜRK'ÜN; AVUKATLIK KANUNU İLE HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ, SİVAS MİLLETVEKİLİ HİLMİ BİLGİN VE ÇANKIRI MİLLETVEKİLİ İDRİS ŞAHİN İLE 8 MİLLETVEKİLİNİN; 1136 SAYILI AVUKATLIK KANUNU, HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU VE 3568 SAYILI SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ, ERZURUM MİLLETVEKİLİ OKTAY ÖZTÜRK'ÜN; HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU İLE AVUKATLIK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ SS444
Yasama Yılı:3
Birleşim:93
Tarih:17.04.2013

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

444 sıra sayılı Tasarı'ya bakıyoruz. "Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı" diyor. Her nasılsa Türk Ceza Kanunu'nda yasa dışı eğitim kurumlarını düzenleyen bir maddeyi kanun metninden çıkarıyorsunuz.

Şimdi, Sayın Başkan, eski bir Millî Eğitim Bakanı olarak, sizin başkanlık ettiğiniz Genel Kurulda bu hükmün görüşülmüş olması, kanuna aykırı eğitim kurumlarını açanların cezai takibattan kurtarılmış olması, zannediyorum zatıaliniz için büyük bir şansızlıktır.

Sayın Başkan, kanunlar ihtiyaçtan doğar. Şimdi, kanunlar ihtiyaçtan doğar. Bakıyoruz, AKP adına konuşan bir sayın milletvekili, bu konuda açılmış fazla dava olmadığını söyledi. Madem öyledir, niye değiştiriyorsunuz, değiştirme gerekçesini niye hissediyorsunuz?

Şimdi, tasarıya bakıyoruz, genel gerekçeye bakıyoruz. Genel gerekçede, bu maddeye niçin ihtiyaç duyulduğu konusunda herhangi bir açıklık yok. Madde gerekçelerine bakıyoruz. Bakın, ibretiâlem için madde gerekçesini okuyorum. Bu tasarı, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanmıştır. Adalet Bakanlığı hukukun ne olduğunu bilmesi gereken bir bakanlıktır. Bakın ne diyor, madde gerekçesi şu: "Madde ile kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açan veya işletenler için cezai hükmü öngören düzenleme yürürlükten kaldırılmaktadır." Gerekçe bu, böyle bir gerekçe olabilir mi?

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Madde hükmü o, gerekçe değil.

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, biz, AKP'nin bunu niçin getirdiğini biliyoruz. Bakın, komisyon görüşmelerinden anlıyoruz ki, AKP'li komisyon üyeleri: Efendim, İl İdaresi Kanunu'nda yeteri kadar hüküm bulunduğunu, bunu önleyici tedbirlerin zaten o yasaya dayanarak alınabileceğini ifade etmişler. Biliyorsunuz ki, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu genel bir kanundur. Orada valilere ve kaymakamlara genel yetkiler verilmiştir, zaten yıllar içerisinde çıkarılan yasalarla bu hüküm işletilemez hâle gelmiştir, yani 5442 sayılı Yasa'nın pek çok hükmü işletilemez hâle gelmiştir. Peki, bu nereden doğmuştur, hangi ihtiyaçtan doğmuştur? Size şimdi bir metin okuyacağım. Bakın, değerli arkadaşlarım, dikkatinizi çekiyorum, hepinizin vicdanına sesleniyorum, sizin de bu konudan rahatsız olacağınızı düşünüyorum. "İslam bir yaşam tarzıdır, bütün alanları kapsar. Bu nedenle, devletin kadrolarının şeriatçılardan oluşturulması yetmez. Yalnızca yasama ve yürütme erkinde değil, yargı erkinde ve yaşamın tüm alanlarında karar verme gücü ele geçirilecek, cumhuriyet düzeni yerine İslami kurallar konacaktır. Örneğimiz Osmanlı devlet düzeni olacaktır." Kim söylüyor bunu biliyor musunuz, kim söylüyor? Bir süre önce Millî Eğitim Bakanlığından ayrılan zat söylüyor, Sayın Ömer Bey söylüyor.

Değerli arkadaşlarım, işte sizin bu tasarıyı getirme gerekçenizin altında yatan budur. Bakın, daha neler var.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Hangi tarihte, nerede söylemiş onu?

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Silivri'de Furkan Eğitim ve Kültür Derneği bir ilan yayınlıyor. Ne diyor? İslami eğitim veren sübyan medreselerine kayıt alındığı ilanla duyuruluyor.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Valim, artık konuya gel.

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Bu ne diyor değerli arkadaşlarım? Bunun sahibi şöyle diyor: "Kıyafet olarak Fatih'ten aldığımız uzun kollu, eteği yere değen, beyaz renkli elbiseleri giydiriyoruz. Kıyafete ek olarak türban alışkanlığı kazandıracak bonelerimiz var. Çocukların hafızaları çok güçlü oluyor, İslam'ı aşılamanın en güzel zamanı."

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Onu kim söylemiş Sayın Valim?

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bu tasarıyı niçin getirdiğiniz belli.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Modası geçti onların. Kimse korkmuyor artık onlardan Sayın Valim, onlar geçti artık.

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlarım, Kırklareli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı şöyle diyor: "Neden `üniversite' adını veriyoruz, `medrese' adını koyalım, fakültelere de `mektep' diyelim. İmam-hatiplerin müfredatının genelleştirilip tüm okullara uygulanması gerektiğini savunmuşumdur, en başta da askerî okullara." Geçen basında izledik, ona da muvaffak olmuşsunuz.

Bakın, bir ünlü yazar şöyle diyor: "Cuma günü Gayrettepe'deki Nimet Abla Camisi'ne gittim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Hoca, cuma hutbesinde cimriliğin kötülüklerini anlattı ve en sonunda şöyle dedi: `Çocuklarınızı imam-hatibe gönderin.'"

Bakınız, değerli arkadaşlarım, sizin bu tasarıyı niçin getirdiğiniz belli.

Tekrar ediyorum Sayın Başkan: Bu, sizin için büyük bir şansızlıktır ve değerli arkadaşlarım, sizi millete havale ediyorum, vicdanlarınızın sesini dinlemeye çağırıyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)