| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 13.11.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA SİNAN ÇİFTYÜREK (Van) - Sayın Başkan, sayın vekiller; saygıyla selamlıyorum sizi. İYİ Partinin önerisi üzerine konuşuyorum.
Randevu almak hakikaten bir dert. Ben kendim yakinen onu yaşayarak geldim buraya. Diyarbakır'da, Dicle Üniversitesinde ve başka araştırma hastanesinde binbir güçlükle randevu almaya çalışıyorsun, alamıyorsun; aracı araya koyuyorsun hatta seni rüşvet vermeye bile yönlendiriyor. Hadi neyse, hasbelkader randevuyu aldın, bu bir dert ama ondan sonra ikinci dert başlıyor. Gidiyorsun hastaneye, asistan doktor sizi muayene ediyor, iki şeyle yüzleşiyorsunuz. Birincisi, diyor ki: "Ya, siz gidin, şu, şu, şu tetkikleri yaptırın." Gidiyorsun tetkik yapmaya ilgili birime, röntgen çektireceksin, sana çıplak olarak -ben sağlık kurumlarını dinleyerek geldim buraya- "Paran varsa şimdi çekeceğim, paran yoksa üç ay sonra gel." diyor. İkinci yüzleştiği sorun yani ikinci dert dediğim, asistan doktor diyor ki: "Ya, ben bugün buradayım -yüzleştiğim sorundur bu benim- vallahi yarın burada olmayabilirim. Dolayısıyla siz bir hocayla düzenli olarak görüşün, sizi bir hocaya yönlendireyim." Ne demek bu? "Mesai dışı ücret" denilen doğrudan doğruya para sistemine yönlendiriyor. Bu, şuna yol açıyor -zamanım yok- tabibimiz "tabip" diyorduk ya, bize dokunan, bizi hisseden tabibimiz hastayla para ilişkisine giriyor, tabip de hasta da ahlaki çöküntüye sürükleniyor. Birinci sonuç bu; bu, çok ağır bir sonuçtur.
İkincisi; şimdi, vallahi devlet, kamu hastanelerimiz yani üniversitelerin tıp fakülteleri yani araştırma hastaneleri yani devlet hastaneleri fiilen özelleştiriliyorlar. Bana verilen bilgi bu, yaşadığım da bu.
Üçüncüsü, özel hastanelerin durumu ne? Anlatmaya gerek var mı? Yenidoğan bebek çetesi nereden çıktı? Özel hastanelerden çıktı ve dolayısıyla bizim kamu hastanelerimiz de buraya doğru adım adım sürükleniyor. Şimdi, bütün bunların temelinde ne yatıyor? Bütün bunların temelinde -malum, daha önce de üzerinde duruldu, diğer parti temsilcileri de dile getirdiler, bizim grup sıkça dile getirdi- dünyada yetmiş seksen yıldır uygulanan, Türkiye'de de AK PARTİ'nin yirmi iki yıldır aralıksız uyguladığı, sağlığı ticaretin nesnesi hâline getiren ticaret, özelleştirmedir; temelinde bu yatıyor. Bu aşılmadığı müddetçe de bu sorunlar aşılmayacaktır.
Zamanım daralıyor. Ben, Türk Tabipleri Birliğinin "5-6-7 Kasımda İş Bırakıyoruz." direnişinde, eyleminde 5 talebi var, okuyabilirsem okuyacağım.
Herhâlde bir dakikam var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın, lütfen.
SİNAN ÇİFTYÜREK (Devamla) - "Bir: Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbi donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır.
İki: Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmek için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin önceliği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar aile sağlık merkezi sayısı hekim başına 2 bin nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.
Üç: Kadrolu ve güvenceli yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli; aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Kadrosuz, güvencesiz bir şekilde çalışan emekçiler, gruplandırma elemanları kadroya geçirilmelidir.
Dört: Aile hekimlerine ve tüm sağlık emekçilerine, emekliliğe yansıyacak, tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek kadar; izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden birisi öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.
Beş: Gelir katkısı yüzde 20’yi geçmeyecek şekilde yeniden nitelendirilmelidir."
Saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)