| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 14.11.2024 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çalışanların gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, hatta milyonlarca insan için artık çok fantastik sayılıyor ama kültür gibi temel gereksinimlerinin -evet, bu arada aslında kültür, kültürel faaliyetler bir insan için temel gereksinimdir, sosyal hayata dâhil olmak temel gereksinimdir- işte, bütün bunların en alt seviyede de olsa karşılanabiliyor olduğu meblağı ifade eden asgari ücret ortalama kira fiyatının dahi altında kalmışsa, açlık sınırının altında kalmışsa, resmî veriler bile Türkiye'de asgari ücretle geçinenlerin aç olduğuna işaret ediyorsa asgari ücret oranını bir sorun kabul etmek ve çözümüne çalışmak bizlerin öncelikli gündemi olmalıdır, olmak zorundadır. Buna gerek olmadığını savunabilmek için her şeyden önce vicdandan nasibini almamış olmak gerekir. Asgari adalet duygusuna sahip bir milletvekili milyonlarca asgari ücretliyi insani koşullarda yaşatabilmek üzere yapılması gerekenlerin araştırılmasına "Evet." demek için kimseden izin de istemez, onay da beklemez. Dolayısıyla eğer bu önergeyi reddeder, asgari ücretle çalışan 7 milyona yakın insanımızın fukaralığını bildiğiniz hâlde bilmezden gelirseniz sizi vicdansızlıkla yaftalamak bize haktır, adaletsizlikle yaftalamak haktır, milletine yabancılaşmakla yaftalamak haktır. Zira haksızlık karşısında susana bunlardan çok daha fazlası müstahaktır.
Merkez Bankası Başkanının maaş artış oranının gerçekleşen enflasyon değil de hedeflenen enflasyon baz alınarak belirlenmesini teklif ettiği bir ortamda bu önergenin kabulü bizlerin milletimize olan borcudur aslında. Çünkü biz, bu "Zihni Sinir" yöntemi 2006 itibarıyla uygulasaydık eğer ve maaş artışlarını hedeflenen enflasyonu esas alarak belirleseydik -dün Genel Başkanımız hesabını yaptı grup toplantısında- bugün asgari ücret ne kadar olacaktı biliyor musunuz? Sadece 1.875 TL. 2019'da bu yöntemi benimsemiş ve uygulamış olsaydık bugün çalışanlarımıza ancak 4.100 lira veriyor olacaktık. Sanki bir gelişmişlik ölçüsüymüş gibi genelde ekonomi çay-simit hesabı üzerinden tartışılıyor ülkemizde, demek ki daha anlaşılır, ben de oradan örnek vereyim: Bugün 4 kişilik bir aile günde, 3 öğünde de sadece simit yese -bakın, çay-simit değil sadece simit yese- yanında su bile içmese, kira vermese, okula, işe gitmek için yol parası vermese, hiç hasta olmasa, tek harcaması simit olsa bile 5.400 TL gerekiyor ayda. Yani hedeflenen enflasyonla belirlenseydi maaşları, çalışanlar bugün sadece simit alabilecekleri o meblağa bile ulaşamayacaklardı, erişemeyeceklerdi.
Dün Genel Başkanımız bir eşik açıkladı, eşiği özellikle vurgulamak istiyorum: 28 bin TL, bu "İYİ Partinin asgari ücret teklifi" diye sunuluyor ama asgari ücret için koyduğu eşik teklifidir aslında temmuz ayında yeniden artırılmak üzere. Bu, bizim 2024 yıl sonu için revize edilen yüzde 44 TÜFE tahmini ve yüzde 58,5'lik yıllık ortalama tüketici fiyatı artışı yani iktidarın sahte enflasyonu baz alınsa bile asla altına düşülemez, düşülmemeli dediğimiz orandır. Çalışanın refah kaybını yüzde 100 telafi edecek maaş oranı değildir, alt sınırdır dediğim gibi. Bundan düşüğü "'Yaşama, öl.' demektir." dediğimiz "Yaşamak değil, sadece nefes alıp vermektir." dediğimiz orandır, üstüne basa basa vurguluyorum.
Bu vesileyle, beslenme, sağlık, barınma, eğitim gibi en temel ihtiyaç kalemlerinden kahir ekseriyetini en alt seviyede karşılayabiliyor olmayı ifade eden yani aslında İzmir'de o 5 bebeğin diri diri yandığı türden bir mezbelelikte yaşamıyor olmayı ifade eden yani 2 milyondan fazla tarım işçisinin perişanlığı içinde olmamayı, hiç değilse temiz suya erişebilmeyi, hiç değilse tuvalet ihtiyacını giderebildiği bir tesisata sahip olmayı ifade eden yani kilometrelerce yürüyerek aç karnına, yamalı kıyafetler, delik pabuçlarla da olsa okula gidebiliyor olmayı ifade eden yani sadece evladını beslemek için mama çalmıyor olmayı ifade eden yoksulluk sınırının ekim ayı itibarıyla 66.553 TL olduğu bir ülkede bunun altında açıklanan hiçbir meblağ bizim için elbette ideal değildir, olamaz da. Durum bu iken asgari ücret görüşmeleri başlamadan, hazır Çalışma Bakanı bugün, yeni, taze taze ekonominin genel istikrarını bozmayacak bir uzlaşma mesajı vermişken gelin, bu uzlaşmayı millet iradesinin tecelligâhı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde bizler sağlayalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELCAN TAŞCI (Devamla) - Bitiriyorum.
BAŞKAN - Tamamlayın.
SELCAN TAŞCI (Devamla) - Bir komisyon kuralım. Bu komisyonda OECD ülkelerindeki başarılı ücret politikalarını inceleyelim, asgari ücret yetersizliğinin psikolojik, sosyal etkilerini araştıralım, belki de bu yaşadığımız cinnet hâliyle bir bağı vardır ya da üretime etkisine bakalım, gerçekten kârda mıyız, zararda mıyız diye ve vardığımız sonuç her neyse o sonuç doğrultusunda da bu sürece millet adına, milletin lehine bir teklifle müdahil olalım diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)