GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:19
Tarih:14.11.2024

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Noterlik Kanunu'na ilişkin bir düzenleme var. Bu düzenlemeden önce şundan bahsedeceğim: Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de 3 bine yakın noter var. Bu noterler, Noterler Birliği aylardır, yıllardır diyorlar ki: "Bize yeşil pasaport verin." Bunların içerisinde de daha önce kamudan emekli olan, hâkimlikten, kamuda başka yerlerden emekli olan noterlerimiz var. Buna rağmen 500'e yakın notere yeşil pasaportu vermiyoruz. Devlet notere mührünü veriyor, en güvendiği memuru ama yeşil pasaportu vermiyor; buradan Adalet Bakanlığını noterlere şikâyet ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Burada noterlikten anlayanlar var mı bilmiyorum, noterlikle işi olanlar var mı bilmiyorum, Adalet Bakanlığı bürokratları ama noterliği çok iyi bilen, eşi noter olan birisi olarak konuşuyorum. Değerli arkadaşlarım, bakın, buradaki olay şu: Mevcut uygulamada bu düzenlemeyi yaparken noterlere sordunuz mu "Bu düzenlemeyi nasıl yapalım?" diye. Noterler diyorlar ki: "Biz buna karşıyız." Türkiye'nin herhangi bir yerinde notere gidin... Şu getirmiş olduğunuz teklifle noterler tarafından tahsil edilen harç, damga, değerli kâğıt ve araç tescil bedellerine ilişkin verdikleri beyannamelerin sayısının ayda bir kereye indirilmesine "sadeleştirme" diye bir yöntem olamaz değerli arkadaşlarım. Noterler diyorlar ki: "Bunu 2 kere yapalım; 1'i ile 15'inde ki..." Zaten mevcut uygulamada 1'i ile 15'i arasında bir şey var, 15'i ile 30-31 arasında ikinci bir parti var. Bunları yedi iş günü içinde ödüyorlar, oradaki tahakkuk ettikleri bedelleri. O bedeller kendi bedelleri değil, o bedellerin yüzde 80'i, yüzde 70'i devlete yatırılacak bedeller. Şimdi "Biz bunu ayda bir kere yapalım, beş iş günü içerisinde ödeyelim." diyorlar değerli arkadaşlarım. Şimdi, buradaki problem şu: Noterlikle alakalı uygulamalarda POS cihazı diye bir şey var, zorunlu değil, POS cihazı uygulamak zorunda değil ama değerli arkadaşlarım, ülkede nakit para yok, notere geliyor, bu işlerle alakalı işlem yapanlar yüzde 80'ine kadar bütün işlemleri nakit değil POS cihazıyla yapıyorlar. Peki, POS cihazıyla alakalı düzenlemeler nasıl oluyor? POS cihazıyla alakalı ise eğer ertesi gün buna ilişkin bedel noterin hesabına geçecekse yüzde 3 komisyon alıyor bankalar; yüzde 3 oluyor, yüzde 4 oluyor ama ortalama yüzde 3 diyelim. Eğer bunun dışında, bu olmuyorsa, başka türlü bir yöntem oluyorsa, komisyonsuz olarak geçmesi için eğer bankalarla bir şey yapılmışsa, buna ilişkin çalışma varsa, karşılığında da bloke bedel koyuluyorsa 26 gün parayı bloke ediyor banka, 27'nci günde ödüyor. Değerli arkadaşlar, bu, kendi parası değil noterler için. Noter, devletin bu parasını ödeyebilmek için -26 gün parayı bloke ediyor banka- 27'nci günde gidiyor devletin parasını ödüyor. Eğer bir ayı... Şöyle düşünün: Bu getirilen düzenlemeyle -Adalet Bakanlığı bürokratı var mı bilmiyorum, çok önemli değil herhâlde noterlere ilişkin düzenleme çünkü 16'ncı madde bu kanun teklifinin temel, mihenk noktası- bir ayın 26'sında, 27'sinde eğer notere yatırması gereken büyük bir işlem gelmişse, noter o parayla alakalı işlem yaparsa o parayı öbür ayın 24'ünde alıyor değerli arkadaşlarım, bakın, düşününebiliyor musunuz. Noterlere diyorlar ki: "Devletin parasını cebinden ver." Yani noterlere diyorlar ki: "Sen benim kölem ol. Türkiye Noterler Birliği 'Türkiye Köleler Birliği' olsun." Noterlere bu angaryayla diyorlar ki: "Benim adıma vergi tahsilatı işlemi yapacaksın." Türkiye'nin her tarafında noterler ayağa kalkmış, Adalet Bakanlığından bir adam, bir yetkili kalkıp da Noterler Birliğine dememiş ki "Yahu, siz bu düzenlemede ne istiyorsunuz?" değerli arkadaşlarım.

Kanun koyucuyu biz ne zannediyorduk? Ben de avukatım, hukukçuyum, gittiğimiz yerlerde diyorduk ki: Kanun koyucu böyle takdir ediyor. Ya, bunu hangi akıllı getirmiş de hangi kanun koyuculukla bunu anlatacağız? (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, Noterler Birliğinde herkes kıyameti koparıyor böyle bir düzenleme getiriyorsunuz diye. Şöyle bir imaj var, diyorlar ki: "Noterler çok kazanıyor." "Noterlerle alakalı ne yapmamız gerekir?" diye gelen, hangi bakan gelirse gelsin... Çünkü zamanında noter olamamış, noterlikle alakalı mesleğe girememiş, hâkim olmuş, savcı olmuş, avukat olmuş, para kazanamamış, o mesleği başka türlü görüyor değerli arkadaşlar, "Ben bu mesleğe nasıl hesap sorarım?" diyor. Getirilen bu kanun teklifinin 6'ncı maddesi noterlere bir cezadır, noterlere müeyyidedir, bir yaptırımdır; bunu kabul etmek mümkün değil. Ben beklerdim ki Adalet Bakanlığının o kıymetli Noterlik Bürosunun yetkililerinin sadece Noterler Birliği Başkanını değil, noterleri karşısına alarak bu şekilde bir düzenlemenin o mesleğe ne getirip ne götürdüğünü sorması, en azından, onlarla bir istişare yapmaları beklenirdi ama ne yazık ki yapmadılar, dediler ki: "Dediğimiz dedik, çaldığımız düdük olacak." Bu uygulama yanlıştır, doğru değildir, angaryadır, zorla para tahsil etmektir. Noterlik mesleği dünyanın her tarafında saygın bir meslektir, bu, bu meslek mensuplarını alıp sanki Adalet Bakanlığının bir memuru gibi -onlara da hakaret etmek istemiyorum- bir konuma getirmektir; bunu kabul etmek mümkün değil. Bir an önce buna ilişkin bir şey yapacak mısınız? Yapmayacağınızı biliyorum ama ben de burada konuşmak zorundayım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Bayraktutan.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Bu konuşmayı Türkiye Noterler Birliğinin veya noterlerin sosyal medya hesaplarına atarak yarın bir gün "Noterlere ilişkin bir şey düzenlemediler. Bakın, bunları yaparken yanlış yaptılar, doğru yapmadılar." diye anlatmak istiyorum.

Noterleri, Türkiye Noterler Birliğini iktidarın arka bahçesi olarak görmeyin değerli arkadaşlarım. Onların sesine kulak verin, yanlış bir uygulamadır, olmaması gereken bir uygulamadır. Ayda 2 kere yapılan bir uygulamayı teke indirmeyi "sadeleştirme" diye hukuk terminolojisinde olmayan bir garabet yöntemle noterlere anlatamazsınız diyorum.

Bir an önce bu yanlıştan dönün diyorum, notere ve noterlik makamına gereken değeri verin diyorum. Noterlerin beklemiş olduğu -şu her tarafa verip de ulufe gibi dağıttığınız- yeşil pasaportu sayısı 500'ü, 600'ü geçmeyen noterlere de verin diyorum.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)