| Konu: | Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 14.11.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MEHMET KARAMAN (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümüne dair konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım.
Kıymetli milletvekilleri, bu kanunun da adı noter ama hakikaten artık yeter. Bakın, 12 kanunda değişiklik öngören bir torba var önümüzde. Biz "bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi" ifadenizden usandık ama siz böyle böyle, sık sık getirmekten usanmadınız; tebrik ediyoruz. Torbalar züccaciye reyonu, kanunlarımız yamalı bohça oldu. Böyle yasaların uygulandığı toplum ne olur, varın, gerisini siz düşünün.
Kıymetli milletvekilleri, kanunu hazırlayan arkadaşları ayrıca tebrik ediyorum, Amerika'yı tekrar keşfetmişler; mesela, noterlerin tatil günlerindeki çalışmalarına yönelik, noterliklerde banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartların kullanılmasına yönelik hükümler getirmişler; Allah razı olsun, bu düzenlenmeseydi ne olacaktı? Kıymetli arkadaşlar, bunlar uygulamada zaten şu anda var. Sizce de bunlar için çok erken olmadı mı bu düzenleme(!) Hakikaten acı bir durum. Bu durum, iktidarın ve ilgililerin milletin dertlerinden ve ülke gündeminden ne kadar kopuk olduğunu da göstermektedir. Nitekim, iktidarın halkın önüne geçerek onları çekmesi gerekirken herkes iktidarı çekmekle uğraşıyor. Bu gemi böyle yürür mü? Hiç sanmıyorum. Bu durum ise birçok işlemin hukuki dayanaktan yoksun şekilde uygulama alanı bulduğunu da göstermektedir. Bu durum hukuk devleti ilkelerine aykırıdır.
Kıymetli milletvekilleri, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 16'ncı maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişikliği de isabetli bulmuyoruz. Madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının kadro veya pozisyonlarında görev yapanların görevleri sırasında avukatlık stajı yapabilmeleri bakımından ilgili birimlerce gereken kolaylığın sağlanacağına ilişkin kuralın, avukatlık stajı yapacak personele ilgili birimlerce nasıl bir kolaylık sağlanacağına ilişkin yol gösterici nitelikte bir düzenleme içermediği, farklı uygulamalara neden olabilecek nitelikte olduğu, belirlilik ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığı, Adalet Bakanlığının kendi hiyerarşisi altında bulunmayan birimleri de bağlayıcı nitelikte yönetmelik çıkarma yetkisiyle donatılmasının Anayasa'ya aykırı olduğu gibi gerekçelerle ilgili hüküm iptal edilmiştir. Anayasa Mahkememiz bir karar vermiş, biz bu kararı birilerinin yaptığı gibi sorgulayacak değiliz ancak karar gerekçesindeki eksiklikleri gidermek yerine tamamen kurum yöneticilerinin inisiyatifine bırakırsanız, bu, uygulamada karşılık bulmaz arkadaşlar. Eski hâlindeki bir amir hükmünde bile kurum yöneticileri buna engel olabilecek her yolu seçmiş ve bazı barolar "muvafakat belgesi istemek" tarzında, kendilerini garanti altına alacak mesnetsiz uygulamalar geliştirmişken bu hükümle birlikte birçok kamu görevlisi ve özel sektör çalışanı mağdur olacaktır. Gerekçedeki bu fıkrada belirtilen "...aylıksız veya ücretsiz izinler diğer mevzuatta yer alan sınırlamalara tabi değildir." şeklindeki düzenleme isabetli olsa da konuya ilişkin vadedilen usul ve esasların belirlendiği yönetmelik ivedilikle çıkarılmalıdır.
Gerek Anayasa Mahkemesi kararı gerekse kanun gerekçesinde ifade edildiği kamu görevinin aksamaması durumunu, 1136 sayılı Kanun'un ilk maddesindeki "Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir." hükmü doğrultusunda avukatlığın bir kamu görevi olduğunu bilerek tekrar değerlendirmeliyiz çünkü bu hâliyle de nitelikli insanlarımız kamu hizmetini icra etmekten mahrum bırakılmaktadır.
Kıymetli milletvekilleri, ne yazık ki Anayasa'mızın 42'nci maddesi, eğitim hakkını her bireyin en temel haklarından biri olarak tanımlar ve bu hakkın devlet güvencesi altında olduğunu vurgularken mevcut sistemimizde bu hak hep göz ardı edilmekte ve önemsenmemektedir. Bu da gerek kamuda gerek özel de en önemli gelecek sorunumuz olan nitelikli ve yetişmiş insan eksiğimize bir kere daha göz yumduğumuzun göstergesidir.
Bizler, kamu-özel ayırt etmeden her insanımızın kendi gelişimiyle ülkemizi de yükselteceğini bilmeli ve bu ölçüde onların önünü açmalıyız ama ne yazık ki karşımızda bu endişeye sahip bir iktidar göremiyoruz.
Yasamaya dair en asli anayasal ilkeler bu kanunda askıya alınmıştır. Hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik artık mevta olmuştur. Bu durum, maalesef, devlet organizasyonunu en temelden sarsmaktadır. Zaten yasamayı baypas ettiniz, bu kanunlarla dolaylı olarak yargıyı da ortadan kaldırmayı mı düşünüyorsunuz? Geriye ne kalacak, sizin hükümranlığınız, öyle mi? Unutmayın, hiçbir iktidar sonsuz değildir, ektiklerinizi de biçersiniz. O yüzden, hak, eşitlik ve adalet ekin ki güzellikler biçesiniz.
Kıymetli milletvekilleri, bu torbada çok ciddi ve çürük bir elma vardı. Neydi bu? "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir." Yapmayın arkadaşlar, böyle bir şeyin teklif edilmesi bile bir utanç vesikasıdır. Bu şekilde muğlak ve nereye çekseniz gelecek ceza hükümleri olabilir mi Allah aşkına? Bu durum bile ülkemizde farklı düşünecek olmanın nedenli risklerle karşı karşıya olduğunu, hoşgörü ve özgürlüklerin ise ne denli tehlikeli olduğunu göstermektedir.
Adına noterliği ilgilendiren bir isim koyup yalnızca çeyreği noterlik müessesesini ilgilendiren bir kanun yapıyorsunuz. Bu bir abes ama yetmiyor; bir de içinde Türk Ceza Kanunu'nu ilgilendiren bir ceza hükmünü ihdas ediyorsunuz. Keza, ilgili hükümler de Anayasa'mıza tamamen aykırı.
Bazı şeyleri unuttuğunuzu görerek hatırlatmak istiyoruz: Bakınız, Anayasa’nın 13'üncü maddesi ne diyor: "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz." İşte, bakın, teklifin ilk hâlinde mezkûr madde, Anayasa’nın 13'üncü maddesindeki her unsura aykırıdır. Neyse ki mezkûr ifade teklif metninden çıkartıldı; darısı, inşallah, diğer çıkarılması gereken eğriliklere olsun.
Kıymetli arkadaşlar, bize böyle müspet uygulamalarla gelin, geldiğinizde de bizlerin, atılan her iyi adımın takipçisi ve destekçisi olacağımızdan şüpheniz olmasın ancak attığınız ve atacağınız tüm haksız adımların da karşısında olacağımızı bilin.
Kıymetli milletvekili, şunu asla unutmayın: Arkadaşlar, adalet herkese lazım. Malcolm X'in dediği gibi, doğrudan yanayım kim söylerse söylesin; adaletten yanayım kimin yanında ya da karşısında olursa olsun. Biz de doğru ve adaletten yanayız. İşte bu yüzden sizin bu tip malayani torba uygulamalarınıza, haksız ihale ve mülakatlarınıza, millî iradeye gölge düşüren kayyum uygulamalarınıza ve diğer eksikliklerinize karşıyız.
Bakın, biz devlet adabına aykırı tutumlarınıza da karşıyız; mesela, gündemdeki kayyum uygulamalarınız; bunun da sebebi tamamen keyfî ve baskıcı tutumlarınız. Denklem basit: Biri suç işlerse ne olur? Suçlu olur. Suçluya ne olur? Yargılanır. Yargılandıktan sonra ne olur? Ne gerekirse o olur. İşte bizim ülkemizdeki en büyük sorun gerekenlerin yapılmaması; olup olmadık sebeplerle insanlara suç isnat ediyorsunuz, sonra yerine tekrar seçileceklerin gelmesi gerekirken tutup bir de kayyum atıyorsunuz. Olmaz arkadaşlar! Kim suç işlerse işlesin göz yumulmasın ama siz, kurt misali yemeyi kafaya koyduysanız sizden beklenen bu durumda ne hukuki ne ahlaki ne insanidir; sizden beklenen ise iktidar olma olgunluğuna ve kadim bir devlet ahlakına uygun şekilde hareket etmenizdir.
Hukuk sistemimizde köklü değişiklikler yapılırken bu değişikliklerin dikkatli bir şekilde ele alınması, toplumda tartışılması ve uzmanların görüşlerine başvurulması gerekmektedir ancak torba kanunlar çoğu zaman Meclis komisyonlarında dahi yeterince tartışılmadan, yasaların etki analizi yapılmaksızın onaylanmaktadır. Bu durum, hukuk devleti ilkesine ve demokratik süreçlere zarar vermektedir. Bu yöntemlerin kanunların yalnızca yürütmenin çıkarlarına hizmet ettiği ve yürütme ile yasama arasındaki dengeyi bozduğu ortadadır; görüyorsunuz işte burada.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Karaman, lütfen tamamlayın.
MEHMET KARAMAN (Devamla) - Ülke genelinde ciddi bir çürüme söz konusu. Herkes katkısı nispetinde bu durumu sorgulamalı. Az önce ifade ettiğim şekilde yürütülen yasama faaliyetlerinden ne hayır gelir? Gelmiyor da. Üzülerek söylüyorum ki günden güne ülkemiz en baştan beri belirlediği ilke ve hedeflerin çok gerisindedir. Yasaların düzenli, anlaşılır ve öngörülebilir bir çerçevede hazırlanması hepimizin ortak görevi olmalıdır.
Kıymetli milletvekilleri, bakmayın siz, torba morba hikâye; siz milletin oyları, vekâletleri, veballeriyle bu koltuklarda oturuyorsunuz, birileri de sizin altınızdaki toprağınızı çekiyor. Korkarım ki tepetaklak düşen, sizin özelinizde milletimizin iradesi olacaktır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)