GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:19
Tarih:14.11.2024

İİNAN AKGÜN ALP (Kars) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 164 sıra sayılı yeni Akınlar kanununun 14'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Noterlik Kanunu değil de niye yeni Akınlar kanunu diye merak eden arkadaşlara da niye böyle dediğimizi arz ediyorum: Siz Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi. bu değişiklikle, bölge adliye mahkemelerinde, cumhuriyet başsavcılığında kıdem esasının terk edilmesi, bunun yerine de Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından başsavcı vekili atanabilmesinin yolunu açıyorsunuz. Biz de bu nedenle bu kanuna "yeni Akınlar kanunu" adını veriyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Niye bunu böyle söylüyoruz? Çünkü Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımadığını açıklayan, şimdiki görevi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı olan Akın Gürlek'in daha önce Sözcü davası, Türk Tabipleri Birliği davası, Selahattin Demirtaş davası, Çağdaş Hukukçular Derneği davası, Enis Berberoğlu davası, Canan Kaftancıoğlu davası gibi siyasal ve toplumsal davalarda gezici heyet başkanı olarak görev yaptığı ve siyasal kararlar aldığı düşünüldüğünde ve en son görevinde de İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak atandığı düşünüldüğünde kendisine siyasi anlamda yeni birtakım misyonlar yüklendiği ortadadır. Siz de bu kanunla, her biri yeni birer Akın olarak görev yapmayı bekleyen ama kıdem esasına takılan, iktidar ne derse yapmaya hazır olan kadrolara alan ve kadro açmayı planlıyorsunuz.

Bu kanunun gerekçesi kıdemli hâkimlerimiz adına utanç vericidir. Teklifin gerekçesinde, kıdemli cumhuriyet savcılarının emeklilik gibi nedenlerle görevden sık sık ayrılması bir sakınca olarak sayılmıştır. Ne zamandan beri tecrübeli hâkimler hukuk sistemi adına bir sakınca olarak görülmektedir? Siz ne çabuk unuttunuz FETÖ'yle mücadele ederken o tecrübeli savcıların cübbelerinin eteklerine tutunduğunuzu? (CHP sıralarından alkışlar) Sizin bu yaptığınız nankörlüktür ve bugün için en az ihtiyaç duyduğumuz şey, hukuk camiasında nankörlüktür çünkü yargıda siyasallaşma, hukuk güvenliği, mesleki ilkeler bakımından endişelerin artmakta olduğu bir dönemde ülkenin ihtiyacı olan şey liyakattir. Siz de bu kanunla yasal olarak liyakati yargı sisteminden kaldırmış oluyorsunuz. Bölgedeki en kıdemli cumhuriyet savcısının tecrübesi yerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunun belirleyeceği birinci sınıftaki bir savcının bu konuma atanması bazı yerler ve davalar özelinde kamuoyunda yeni şüphelerin oluşması tehlikesini de içermektedir. Ben buradan bu şüpheyi açıkça dile getirmek istiyorum. Bölge adliye mahkemelerine siyasi kimlik taşıyan, Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından başsavcı vekili atanmasındaki muradınız nedir? Hangi derdest davaya veya BAM'da görüşülmeyi bekleyen hangi davalara müdahale etmek istiyorsunuz? İşte, endişeyi söyleyeyim ben size: Hangi davada yargılama hâkimini iktidarın arzu ettiği kararı vermediğini düşündüğünüz için Samsun'a sürgün ettiyseniz, siz hangi davada yerine görevlendirdiğiniz hâkime kendisi aksi görüşte olmasına rağmen baskıyla mahkûmiyet kararı verdirdiyseniz ve siz hangi davayı siyasi müdahaleyle üst mahkemede beklettiriyorsanız işte o ve benzeri davalara müdahale etmek için siz bu kanunu getirmeye ve düzenlemeye çalışıyorsunuz. Bölge adliye mahkemelerine atama yoluyla başsavcı, başsavcı vekili görevlendirmeyi düşünüyorsunuz.

Sayın milletvekilleri, tuz kokmuştur. Yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirdiği, saraydan talimatlı birtakım yargıçlar ve savcılar eliyle yargının siyaset sopası olarak kullanıldığı ve muhaliflerin siyasi yasaklı hâle getirilmeye çalışıldığı bir sistemin adı asla hukuk devleti değildir. Esasen biz, sizin kıdemli hâkimlerden rahatsızlığınızı daha önce de gördük. İl ve ilçe seçim kurullarında kıdem esasını kaldırarak kura ve atama yoluyla hâkim görevlendirdiğinizi unutmadık ve biz bunun bedelini yerel seçimlerde ödedik. Seçmen taşıması yoluyla seçmen kütüklerine müdahale edildiğinde, o kütüklere yapılan itirazlar birer birer reddedildiğinde sizin nasıl minareyi çalıp sonra da kılıfını önceden hazırladığınızı öğrenmiş olduk. (CHP sıralarından alkışlar) İşte, bu yasa da kılıfı peşin hazırlanmış bir minareyi çalma yasasıdır.

Bu yasa, aynı zamanda, Anayasa’nın 37'nci maddesinde hüküm altına alınan kanuni hâkim güvencesine aykırıdır. Yasal pozisyonunda bulunan bir makamın siyasi kimlik taşıyan Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından atanması, kanunen tabi olunan merci uygulamasının siyasallaşmış bir kuruma teslim edilmesi sonucunu doğuracak ve iktidarın konjonktüre göre atamalar yapmasına imkân tanıyacak nitelikte olduğundan düzenleme Anayasa'ya açıkça aykırıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Alp.

İNAN AKGÜN ALP (Devamla) - Son olarak, söz konusu düzenleme Anayasa’nın 138'inci maddesinde yer alan mahkemelerin bağımsızlığı ilkesine açık aykırılık teşkil etmektedir. Mahkemelerin bağımsızlığı siyasi iktidarın müdahalesine feda edilmekte, bu da kritik kararlarda iktidarın baskısına alan açmaktadır.

Söz konusu teklifi andığım gerekçelerle Anayasa’nın 37 ve 138'inci maddelerine aykırı buluyor ve maddeye "ret" oyu vereceğimizi belirtiyor, Genel Kurulunuzu saygıyla selamlıyorum efendim. (CHP sıralarından alkışlar)