Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 20 |
Tarih: | 19.11.2024 |
CHP GRUBU ADINA ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle şunu söylemek isterim: Kayyum hangi partinin belediye başkanına nereden ve nasıl gelirse gelsin tamamına karşı olduğumuzu buradan belirtmek isterim çünkü biliyoruz ki esas olan ve kutsal olan millet iradesi, biliyoruz ki egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Dolayısıyla kayyumlara tümden karşı olduğumuzu belirtmek isterim ve bugün aslında kayyumla karşı karşıya olduğumuz kanun maddesinin de yine FETÖ'ye karşı çıkarılan bir kanun maddesi olduğuna ve bütün partilere uygulandığına tanıklık ediyoruz. Anayasa'ya aykırı olan madde, geçici olarak Fethullah Gülen'le mücadele için çıkarılmış madde bugün bütün belediye başkanlarına uygulanır hâldedir; bunu buradan belirtmek isterim.
Şimdi, Esenyurt meselesine bir girizgâh yapmak isterim. Değerli milletvekilleri, Esenyurt Belediye Başkanı gözaltına alındığında gizli bir soruşturmadan bahsedildi ama gördük ki soruşturma gizli değildi çünkü basına olabildiğince fazla açıklama yapılmıştı. Ahmet Özer savcı karşısına çıktı, iddiaları yanıtladı ve herkes gördü ki iddianameler fos, iddialar boştu ve bunun peşinden tutukluluğa itiraz edildi. Hepimiz o tutukluluğa itiraz kararını okuduk, ben de okudum. Okurken sandım ki savcının bütün iddialarını reddeden bir hâkim var. "Aslında o doğru değil, aslında bu da doğru değil. Vallahi bu da doğru değil. Bu aramaların bir kısmı insani mülahazalarla yapılmış." diyen, "Sonuçta bunlar suç kabul edilmese bile bir gizli tanık var ortada." diyen, "Ama gizli tanığın iddiası da tek başına delil olamaz. Fakat yine de bu gizli tanıkla beraber bir de delil bulursak o zaman bir şey oluşabilir." diyen bir kararla tutukluluğun devamına karar verdi. Ben sandım ki bu kadar yazdıktan sonra tahliye edecek. Ve değerli arkadaşlar, şunu söylemek isterim: Bugün Ahmet Özer içeride nasıl tutuluyor biliyor musunuz? "Ben senin suçlu olabilme ihtimalinin ihtimalini sevdim." diyerek içeride tutuluyor, içi boş iddialarla içeride tutuluyor.
Sonra bir gizli tanıktan bahsediliyor. Değerli arkadaşlar, gizli tanık 2002 yılında Ahmet Özer'i tanımış, bahsettiği kişi 2012 yılında ölmüş. Şimdi diyoruz ki: "Gizli tanık nerede?" "Suya gitti." "Bahsettiği kişi nerede?" "Dağa kaçtı." "Su nerede?" "İnek içti." "E, demokrasi nerede?" "Yandı, bitti, kül oldu." diyorlar bize. Böyle bir durumla karşı karşıyayız ve sonra ne çıktı? Belgeler açıklayacaklar. Belge 1: AKP kendisine seminer verdirmiş, Süleyman Soylu Başkanlığında. Belge 2: Cemil Çiçek Meclise çağırmış, Uzlaşma Komisyonuna çağırmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
ÖZGÜR KARABAT (Devamla) - Belge: Naci Bostancı Anayasa Komisyonuna çağırmış. Belge: Sayın Recep Tayyip Erdoğan -herhâlde herkesin Kurban Bayramı'nı tebrik etmiyor- Kurban Bayramı'nı tebrik etmiş. Külliyede fotoğraf verilmiş, AKP binalarında fotoğraf verilmiş, AKP'yle seminer verirken "devlet adamı" ama şimdi CHP'den seçildi "terörist" yaptılar. Buradan bir kez daha hatırlatıyorum; Ahmet Özer, Profesör Doktor Ahmet Özer'dir ve sorunu söyleyeyim: Dün giden avukatına söyledi. Münir Karaloğlu kim? İçişleri Bakan Yardımcısı. Peki, o Bakana verdikleri raporları Abdullah Gül'e ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a ulaştırdı mı? Evet, ulaştırdı. Yalanlayın şimdi. Tayyip Erdoğan da Abdullah Gül de kendisinden ayrıca rapor istedi bu konunun çözümüyle ilgili.
Son olarak, bir kayyum atadınız, kayyumu 30 Ekimde atadınız; Vali Yardımcısını da 2 Kasımda atadınız. İşte, böyle yönetiyorsunuz, savruluyorsunuz. O yüzden erken seçim, erken seçim, erken seçim! (CHP sıralarından alkışlar)