GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:94
Tarih:18.04.2013

CHP GRUBU ADINA SAKİNE ÖZ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın birinci bölümünde grubum adına söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, Genel Kurulda görüştüğümüz bu tasarının Ulaştırma Komisyonu üyelerine dağıtıldığı ilk tarih ile Komisyonda görüşüldüğü tarih arasında sadece üç iş günü vardı. Ulaştırma Bakanının bu tasarıya ilişkin değerlendirmesini içeren etki analizi ise Meclise zamanında ulaştırılmadı. Biz, Komisyonda bu raporu görmedik. Bakanlığın tasarıya dair ayrıntılı görüşü, sürecin bütçede yaratacağı somut yük maalesef tartışılmadı. Plan ve Bütçe Komisyonunun tasarı hakkında önceden görüşünü bildirmesini, işin maliyetini tartışmasını talep ettik. Bakanın ve AKP'li üyelerin garip telaşı her şeyin önüne geçti. Biraz önce Bakanım dedi ki: "Alt komisyona sevk ettik." Yanılıyor, bu tasarıyı alt komisyona sevk edemedik ne yazık ki.

Bir tasarıdan sağlıklı, nitelikli, sektörün ve emekçinin sorunlarına kalıcı çözüm getiren bir yasa çıkmasını bekliyorsanız, Meclis iradesine saygınız varsa, katılıma gerçekten açıksanız, Meclisi bir noter değil müzakere alanı olarak görecek kadar demokrasi algınız varsa kanun tasarılarınızı ya daha erken sunarsınız ya da milletvekillerine bu tasarıya hazırlanmaları için daha makul bir süre tanırsınız. Aceleye getirirseniz işte böyle şüpheler artar.

Değerli milletvekilleri, Demiryollarından  bahsediyoruz, sıradan bir kurumdan değil. Bir geleneği, tarihi, kültürü, stratejik bir kamu kurumunu konuşuyoruz. Öyle iki üç gün kala Başbakanlıktan jest hızıyla gelen metinlerle, Komisyona ulaşmayan göstermelik raporlarınızla Demiryollarının kaderini çizmeye çalışırsanız elbette tepkiyle karşılaşırsınız.

Sendikalar, Ulaştırma Komisyonunda söz almaya çalışıyor, konunun siyasal ve ekonomik boyutlarını, yitip giden haklarını birlikte yorumlamak istiyor; "Siz karışmayın, sadece emeklilik hükümlerinden bahsedin, siyaseti siyasetçiler yapar." diyorsunuz, hak sahiplerinin ağzına lafı tıkıyorsunuz. Komisyon üyelerine "Tasarının ayrıntılarını, buyurun sizinle tartışalım." dedik, Sayın Bakanın süslü sözlerini tekrarlamaktan öteye geçemediler.

Sayın milletvekilleri, acı ama gerçek: Bu tasarıdan AKP'li Komisyon üyelerinin de ayrıntılı haberi yoktu. Sayın Bakana alt komisyon önerimizi özellikle aktarmamıza rağmen, tam bir "peşin satan" rahatlığıyla "Bu kanun tasarısında her şey kısa, açık, net." diyerek Komisyonun toplanma amacını baştan yok etti. AKP'li Komisyon üyeleri milletvekillerimiz ise eli mahkûm, habersiz yakalandıkları bir tasarı için Komisyonda kâh uyukladılar kâh cep telefonlarıyla oyalandılar.

Koskoca bir demir yolu alanını gerek altyapısı gerekse tren işletmesi yönünden özel sektöre açacak, TCDD'ye tekel olarak sadece tren trafiğini verecek, TCDD Genel Müdürlüğüne anonim şirket ve iktisadi devlet teşekkülü kimliği yapıştıracak bu tasarının Genel Kurul salonuna gelmeden önceki öyküsü budur.

Değerli milletvekilleri, "Devlet Demiryollarının yapısını gözden geçirelim, kamu hizmetine odaklanan bir yasa yapalım dediğimizde, kamunun birikimini ve anlatımlarını ezberci yaklaşımla elinizin tersiyle itiyor, "İşin içinde devlet olursa kesin zarar edecek." gibi çarpık bir düşünceye hapsoluyorsunuz. Bakan ile Genel Müdürlük, Bakanlık ile uluslararası şirketler, AKP ile AB ve Dünya Bankası arasındaki uzlaşı, bu tasarı yoluyla Demiryollarına mayın döşemektedir, Meclise ise bu mayını patlatma görevi verilmektedir.

Değerli milletvekilleri, her ne olursa olsun kamu işletmelerinin kâr getirse bile bitirilmesini, kamu hizmetlerinin tek tek özel sektöre açılmasını şart koşan bu tasarı ezbercidir. Tasarı "Demiryollarını serbestleştirmek" adı altında özelleştirmeye ilk kapıyı aralıyor. Üstelik bu hamlesiyle özel sektöre rekabeti teşvik ettiğini söylerken TCDD'yi anonim şirket statüsüne sokuyor. Tüm sistemin yükünü devletin omzuna, Hazine aracılığıyla vatandaşın sırtına bindiriyor.

Bu tasarı özgün değildir çünkü yıllardır Avrupa Komisyonuna danışmanlık yapan özel şirketlerin ve Dünya Bankasının raporlarıyla zorladığı ulaştırmanın özelleştirilmesi politikasının iz düşümüdür. Yasa tasarısının gerekçesinde sayılan serbest, şeffaf, adil ve sürdürülebilir rekabet ortamının geliştirilmesi hedefi, özel sektör ilkelerinin kamu hizmetinin içeriğini belirlemesi girişimidir. Emeği dışlayan, emekçinin özlük haklarını ucuza mal etme hırsıyla kavrulan, demir yolcuları tuşa getirmek isteyen, taşeron âşığı bu tasarıyı kabul etmek mümkün değildir. Kamu kurumlarından emekçi namına hangi kazanım varsa kaldırmaya, erken emekliliğe sus payı verilmeye, sendikaları bezdirmeye, Türkiye Cumhuriyeti'ni taşeron cumhuriyetine dönüştürmeye çalışıyorsunuz. Biz buna izin vermeyiz.

Bu yasa tasarısının dili açıkça sorunludur. TCDD'ye, kamu tüzel kişiliğine ve özel sektöre hangi altyapı işletmeciliği yetkilerinin verileceği çok karmaşık biçimde yazılmıştır. Hâlbuki yasanın altyapı işletmeciliğinin tanımını verdiği 2'nci madde ile altyapı işletmeciliğini yapacak kurum ve şirketleri birlikte vermesinde fayda vardır. Başta "ulusal demir yolu altyapı ağı" tanımı olmak üzere "altyapı işletmecisi", "trafik yönetimi" gibi tüm tanımlar değişik maddelerde değişik anlamlar kazanmıştır. 2'nci ve 3'üncü maddelerdeki altyapı işletmecilerine dair değişik ifadeler açıklığa kavuşturulmazsa Bakanlık mevcut tren hatlarından bir kısmını TCDD'ye devretmeme yetkisine sahip olacak özel sektöre istediği gibi bırakabilecektir. Demek ki Hükûmet, TCDD'nin elindeki mevcut altyapıyı bu yasa yoluyla sınırlayabilecek, özel sektörün işletmesine geçişi kolaylaştırabilecektir.

Tasarıda, Ulaştırma Bakanlığına ve Bakanlar Kuruluna, şirket ve kurumların demir yolu alanlarına girişlerinde çok fazla yetki yüklenmektedir. Yasada sektöre girişler açıkça tarif edilmeli, yasama yetkisi devredilmemelidir. Bakanlık, hangi şirketin ve kamu tüzel kişisinin sektörde faaliyet göstereceğine karar vermekte, bakanlık iznini alamayan şirketlerin demir yolu sektörüne girişi engellenebilmektedir. Konunun siyasal kayırmacılık yönüne dikkatle yaklaşılmalıdır, AKP'ye yakın durmayan şirketler sistemden dışlanabilecektir.

Tasarıda kamu hizmeti yükümlülükleri soyuttur ve net tarif edilmemiştir, Bakanlığın takdirine bırakılmıştır; ilke ve yönetimi belirlemeden kamu hizmeti yükümlülüğü tanımı verilmiş, ticari olmayan hatlarda işletmeciliğin devam edip etmemesinde Bakanlar Kurulu tek yetkili sayılmıştır. Bu hüküm, Bakanlar Kurulunca bazı trenlerin ekonomik olmadıkları gerekçesiyle seferden kaldırılması sonucunu da beraberinde getirecektir.

TCDD, ulaştırmadaki yükü eşit paylaşmamakta, özel sektöre neredeyse risksiz bir alanı açmakta, kendi taşımacılık şirketine ağır yük bindirmektedir. Kamu sektörü, bir kamu şirketi aracılığıyla açıkça hamallığa itilmektedir.

Demir yolu ulaşımının özelleştirilmesinde adil rekabetten bahseden Hükûmet, kamu şirketini daha baştan eşitsiz bir biçimde paylaşıma sürerek piyasanın ağır rekabet koşullarına terk etmektedir.

Ulaşımdaki kamusal sorumluluklar özel sektöre yeterince yüklenmediği gibi, Yüksek Hızlı Tren Projesi'nde yine kapsamlı bir yapısal düzenlemeye gidilmemektedir. Ankara-İzmir hızlı tren hattı yapımı için sık sık basında sözler veriyorsunuz. Manisa hattı, İzmir-Afyon hattındaki proje ise hâlâ proje aşamasından bir adım ileriye gitmemektedir.

Tasarıda, çalışanların hakları değil, işten nasıl çıkarılacağı hesaplanmaktadır.

Tasarı AB uyum parçasıdır, içeride siyasi kadrolaşmaya ve yandaşa ihale vermeye dönüşebilir. Özelleştirme, devlet tekelinden başka bir firma tekeline geçirme tehlikesini taşımaktadır.

Değerli milletvekilleri, bu tasarı, emeği taşeron insafına terk ediyor, güvenceyi çökertiyor, geniş bir demir yolu alanını sadece 12 maddeye sıkıştırıyor, ileride uygulamada çıkabilecek sorunlara davetiye çıkarıyor.

Tasarıya karşı olan bu düşüncelerle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)