| Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 20.11.2024 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün grupta arkadaşlarıma da anlattım; geçen gece televizyonda Grup Başkan Vekilimiz Turhan Çömez'e denk geldim -aslında burada da defalarca anlattı- çocuklara yapılan, yenidoğanlara yapılan o işkenceleri, eziyetleri anlatıyordu, o röntgenleri gösteriyordu televizyon ekranında ve doktorların arasındaki WhatsApp yazışmalarını gösteriyordu. Bir anne olarak -bir milletvekili olarak değil- tek bir şey yapabildim; kalktım -geç de bir saatti- uzandığım yerden kalktım, çocuğumun odasına gittim, çocuğuma sarıldım ve gerçekten hem başka hiçbir şey yapamıyor olmanın utancını yaşadım hem de çok derin bir kaygı. Benim günlerdir yapmak istediğim, şu hayatta tek şey -bu kürsüde çok ağladım, bugün de ağlamak istemiyorum- sadece çocuğuma sarılmak çünkü öyle bir iklimdeyiz, öyle bir ortamdayız ki gerçekten bir an gözümüzü çevirsek, bir an ellerimizi üzerlerinden çeksek çocuklarımızı sanki bizden koparıp alacaklar, sanki başlarına çok büyük bir fenalık gelecek ve biz onları koruyamayacağız. Çok ağır bir travma yaşıyoruz, toplumsal bir travma yaşıyoruz ve biz bunun ne kadarıyla yüzleşebileceğiz, hem siyasi olarak hem hukuki olarak ne kadarıyla mücadele edebileceğiz, ben gerçekten emin değilim. Bu sürecin her yerinde olan herkesin önce elini vicdanına koyarak müdahil olmasını bir kere daha talep ediyorum.
Çok fazla veri vardı burada söylemek istediğim ama bu ortamda hâl bu iken yani çocukları emanet ettiğimiz kurumlar tarafından öldürüldüğüne şahit olduğumuz bir ortamda Afganistan'dan Norveç demokrasisi istemek gibi bir şey olacak bunları tekrarlamak.
Çok kısa, uzatmadan... Çocuklar, çocukturlar; her şeyden, ırklarından, dinlerinden, renklerinden, dillerinden, coğrafyalarından, o coğrafyalardan kaynaklanan övünç yahut utançlardan, içine doğdukları ailelerden, onların zenginlik ya da fakirliklerinden, her şeyden bağımsız olarak çocukturlar. Kaldı ki aslında durmadan herkesin kendi işine geldiği gibi atıf yaptığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin özü de çocukların bütün bu aidiyetleri, mensubiyetleri üzerinden konumlandırılmadıkları bir hak düzeninin inşa edilebilmesidir. Çocuğa uzanan eller kime ait olursa olsun kirlidir. O ellerin sahibi kim olursa, kimden olursa olsun kötüdür, alçaktır ve bu tespiti bizim -önüne sonuna- hiçbir siyasi illiyet aramadan, rezervsiz olarak yapabilmemiz gerekir. Bir de yapmamamız gereken bir şey vardır; çocukların müstakil olarak çocuk olmakla hak ettiklerini mensubiyetler üzerinden talep etmememiz gerekir. Onları onların olmayan kavgaların, hesapların kalkanı olarak kullanmamamız gerekir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)