| Konu: | Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 20.11.2024 |
ÖZNUR BARTİN (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli halklarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Antik Yunan mitolojisinden bir hikâyeyle başlamak istiyorum. Prokrustes, Atina ile Eleusis arasındaki yolda han işleten zalim bir hayduttur ve gelen misafirlere yatak sunacağını söyleyerek onları kandırırdı ancak bu yatak misafirler için değil, onların üzerinde uygulanacak olan korkunç bir işkence için tasarlanmıştı. Prokrustes, yatağın boyuna uydurmak için boyu kısa olanların bedenlerini işkenceyle gererken boyu uzun olanların ise bacaklarını keserdi. Bu hikâye yalnızca bir mit değildir, insanlık tarihinin otoriter rejimlerinin bir özeti gibidir âdeta; Prokrustes'in yatağı, farklılıkları yok eden, insanları zorla tek bir kalıba uydurmaya çalışan, baskıcı zihniyetlerin somut bir metaforudur. Bu zihniyet halklara, kültürlere ve kimliklere aynı zulmü dayatmıştır ve Kürt halkına ise kayyım gömleği üç dönemdir, zorla giydirilmektedir.
Değerli halklarımız, cumhuriyetin kuruluşundan bugüne Kürt halkı da Prokrustes'in yatağına zorla yatırılmak istenmiştir. Nasıl mı? Takrir-i Sükûn Kanunu, Şark Islahat Planı, sıkıyönetimler ve OHAL rejimleri bu zihniyetin farklı yüzleridir; her biri Kürt kimliğini, dilini, kültürünü yok saymayı hedefleyen inkâr ve imha politikalarının birer aracıdır. Bugün bu baskıcı düzenin yeni adı ise kayyım rejimidir. Seçimle gelen belediye eş başkanlarının hukuksuz bir şekilde görevden alınarak yerlerine kayyım atanması yalnızca halkın demokratik iradesine karşı bir gasp değil, aynı zamanda Kürt halkının kültürüne, kimliğine ve tarihine yönelik de sistematik bir saldırıdır. Kayyım rejimi Prokrustes'in yatağının ilkel bir tezahürüdür; Kürt halkının iradesi, dili ve kültürü bu baskıcı düzenin dar kalıplarına zorla uydurulmaya çalışılmaktadır.
Sayın milletvekilleri, son bir yılda yaşananlar bu baskının somut örneklerini açıkça ortaya koymaktadır; 3 Haziranda Hakkâri'ye, 31 Ekimde Esenyurt'a, 4 Kasımda Mardin'e, Batman'a ve Halfeti'ye kayyım atanmıştır. Önceki dönem kayyımları ise belediyeleri büyük borçlar altında bırakmış, halkın kaynaklarını çarçur ederek talan etmişlerdi; biraz önce, yoldaşımız hem Van Büyükşehir Belediyesi hem Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi hem de Yüksekova Belediyesine dair verileri sizlerle paylaştı, ben de Hakkâri Belediyesi kayyımının nasıl "level" atladığını sizlerle paylaşmak istiyorum. AKP'li adayın seçim kampanyası için Hakkâri halkının ekmeğinden aşından, hizmetinden çalarak çırparak belediye bütçesinden 29 milyon TL aktarmıştı.
Kayyım rejimi, Kürt halkını resmî ideolojinin kalıbına uydurma çabasının, diğer bir deyişle sömürgeci politikaların tezahürüdür; kayyımlar fetih mantığıyla belediyeleri sömürge toprakları gibi işgal etmektedir. Tıpkı anlattığımız hikâyedeki gibi, burada da farklılıklar kesilip biçilerek tek tipleştirilmeye çalışılmakta "Ya o kalıba uyacaksınız ya da yok olacaksınız." denilmektedir.
Değerli halklarımız, iktidar Kürt halkının anayasal talepleri gündeme geldiğinde Anayasa’nın değiştirilemez maddelerini bir kalkan olarak kullanmaktadır fakat iktidarın çıkarları söz konusu olduğunda aynı Anayasa bir kenara itilmekte ve yok sayılmaktadır. Seçimle gelen belediye eş başkanlarının hukuksuz bir şekilde görevden alınması "Seçimle gelen seçimle gider." ilkesinin çiğnenmesidir. Bu çifte standart Türkiye'de Kürt meselesinin çözümsüzlüğünün temel nedenlerinden biridir. Artık "Kürtler yoktur." diyemeyen iktidar bu kez "Kürt sorunu yoktur." diyerek halkımızın anayasal taleplerini göz ardı etmekte ve asimilasyonu zamana yaymaktadır.
Ancak, Prokrustes'in hikâyesi burada bitmez; bir gün adaletsizliği kabul etmeyen Theseus Prokrustes'i kendi yöntemiyle yener ve onun zulmüne son verir. Bu hikâye baskı ve tahakküm üzerine kurulan düzenlerin er ya da geç halkların direnişiyle yıkılacağını anlatır. Bugün Kürt halkının kayyım rejimine karşı vermiş olduğu mücadele Prokrustes'in de yatağını kırma mücadelesidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZNUR BARTİN (Devamla) - Kürt halkının kolektif hakları, kültürel kimlik, dil, eğitim, yerel yönetim ve siyasi temsil gibi talepleri anayasal güvenceye alınana kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)