| Konu: | Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 20.11.2024 |
YAVUZ AYDIN (Trabzon) - Sayın Başkan değerli milletvekilleri; Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine İYİ Parti Grubum adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz madde, ilk bakışta teknik bir düzenleme gibi görünse de altında önemli tartışmaları ve kaygıları barındırmaktadır. Bu düzenlemenin yalnızca kaymakamların mesleki haklarına ilişkin bir iyileştirme olduğu iddia ediliyor ancak bu maddenin kapsamı ve olası sonuçları dikkatle incelendiğinde, uygulamada adaletsizlikler doğurabilecek yönleri olduğunu hep birlikte görmekteyiz. Düzenlemeyle, bazı görevlerde geçen sürelerin mülki idare amirliği hizmet sınıfında geçmiş sayılması öngörülmektedir. Burada liyakat ve adalet ilkeleri açısından bazı ciddi sorunların altını çizmek istiyorum.
Bu düzenleme, özellikle Cumhurbaşkanı tarafından yapılan atamalarda farklı pozisyonların mülki idare amirliği hizmet sınıfına dâhil edilmesine olanak tanımaktadır. Bu durum, kaymakamlık mesleğine girişte ve ilerlemede eşitlik ilkesine zarar verecektir.
Kıymetli milletvekilleri, kaymakamlık gibi kritik bir görev üstlenenlerin mesleki ilerlemesi belirli kıstaslara ve liyakat esasına göre yapılmalıdır. Ancak bu maddeyle mülki idare amirliği sınıfına dâhil olma kriterleri esnetilmekte, âdeta siyasi pozisyonların bu mesleki sınıfa dâhil edilmesinin yolu açılmaktadır. Siyasi bağlılıkların ön planda olduğu bir sistem, bürokrasiye ve devlet yönetimine duyulan güveni zedelemektedir. Büyükşehir belediyesinde genel müdürlük yapmış kişileri nasıl olur da mülki idare amirliği hizmetlerinde değerlendirmeye alırsınız? Bu görevlerin kapsamı ve niteliği farklıdır. Böyle bir düzenleme, yıllarını bu mesleğe vermiş, taşrada büyük zorluklarla görev yapan kaymakamların emeğini göz ardı etmek anlamına gelir. Geniş bir istişare süreci yürütülmeden yapılan bu tür değişiklikler uygulamada adaletsizliklere yol açabilecektir. Siyasi atamalar yoluyla gelen yöneticilerin taşrada fedakârca görev yapan kaymakamlarla aynı sınıfta değerlendirilmesi doğru değildir. Belki de keyfî uygulamaların önü açılmak istenmektedir.
Görüşmekte olduğumuz bu düzenleme adalet ilkesine ciddi zarar verme potansiyeline de sahiptir. Kısaca kadroları liyakatsiz yaptınız, umutla iş arayan gençlerimizi âciz bıraktınız, kamu kurumlarını basiretsiz insanlarla doldurdunuz. Biz İYİ Parti olarak kamu yönetiminde şeffaflığı, adaleti, hukuku ve liyakati savunmaya devam edeceğiz.
Değerli milletvekilleri, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin şerefli evlatları "Mustafa Kemal'in askerleriyiz." diyerek ettikleri yeminin bedelini kendi devletleri tarafından dışlanarak ödemektedir. Teğmenlerimizin bağımsızlık ve bütünlüğe olan bağlılıkları, tarihten ilham alan bir kararlılıkla "Ne mutlu Türk'üm diyene!" diyerek tamamladıkları yeminler maalesef bugün suistimal edilmektedir. Türk milletinin vicdanında bu yiğit evlatlarımızın yeri sarsılamaz ve ebedîdir. Onların sırtından kazınmak istenen o şeref, tarihimizden, ideallerimizden, ülkülerimizden ve Türk milletinin hür iradesinden asla silinemeyecektir.
Şunu belirtmek isterim ki teğmenlerimiz yalnız değildir; onlar, bizim itibarımız, övünç kaynağımız ve gurur vesikamızdır diyor, Genel Kurulu ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin yiğit evlatlarını saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)