Konu: | Edirne’nin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 22 |
Tarih: | 21.11.2024 |
MEHMET AKALIN (Edirne) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Edirne'mizin tarımsal potansiyelini, tarımla ilgili karşı karşıya olduğu sorunları ve çözüm önerilerimizi konuşmak için gündem dışı söz almış bulunuyorum. Heyetinizi saygıyla selamlarım.
TÜİK verilerine göre Edirne, Türkiye'nin çeltik üretiminde yüzde 41'lik payla 1'inci, ayçiçeği üretiminde yüzde 13'lük payla önemli bir yere sahip, kanola ve buğday üretiminde de ülkemizin önde gelen şehirlerinden biridir; ülkemizin tarımsal üretiminin belkemiğidir ancak Edirne'deki çiftçilerimiz ve üreticilerimiz ciddi sorunlarla boğuşmakta, devlet desteğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Maalesef, bunun sonucunda tarımdan uzaklaşılmakta ve köylerimiz boşalmaktadır. İlk olarak, çiftçimizin tarımdan nasıl uzaklaştığını anlamak için tarım üretimindeki yüksek maliyetlere dikkat çekmek istiyorum. Bugün buğday üretim maliyeti Ziraat Odaları verilerine göre ton başına 10.870 lira olarak hesaplanırken TMO'nun 2024 yılı alım fiyatları makarnalık buğday için ton başına 10 bin lira, ekmeklik buğday için ise ton başına 9.250 lira olarak belirlenmiştir. Ayçiçeğinde de durum çok farklı değildir; maliyetler dekar başına 5 bin liraya yaklaşmakta, ortalama verim hesaplandığında ayçiçeğinde de çiftçinin elinde yine bir şey kalmamaktadır. Çeltikte ise dekar başına maliyet 21 bin lirayı geçmiştir ve kilogram maliyeti yaklaşık 30 liradır. Bu maliyetlere karşılık baldo çeltik için TMO'nun alım fiyatı 31 lira olarak belirlenmiştir. Tarımsal üretimde de destekler kesinlikle yeterli değildir.
Edirne için bir diğer kritik sorun Meriç ve Tunca Nehirlerindeki kuraklıktır. O yüzden Çakmak, Hamzadere ve Çömlekköy Barajları siyasetüstüdür, çok önemlidir ve bir an önce tamamlanmalıdır.
Bunun yanında, hayvancılık da her geçen gün küçülerek yok olma yolundadır. Bunu sizlere sadece bir köyümüzdeki örnekle anlatmak istiyorum. Bakın, Meriç ilçemizin Akıncılar köyünde bundan on-on beş yıl önce 200 kadar inek vardı, bugün ise sadece 1 tane var; yanlış duymadınız, sadece 1 tane. O tek ineğe de Bülent kardeşim bakıyor, Allah ondan razı olsun. Şimdi, bu durumda, on yıl sonra bu köyde insan kalır mı; siz düşünün. Çiftçilerimiz yaptıkları üretim karşısında külliyen zarar etmektedir. Maalesef bu tarım politikalarının yanlışlığı sonucu Edirne'deki köyler boşalıyor, araziler köylülerimizin elinden çıkıyor, daha acısı ise yabancıların eline geçiyor.
İYİ Parti olarak, yapıcı muhalefet anlayışımızla mevcut sorunlarla ilgili çözüm önerilerimizden bahsetmek istiyorum. Bizim için tarımsal politikalar millî güvenlik politikaları kadar önemlidir. Edirne gibi tarımsal üretimin yoğun olduğu bölgelerde müdahale alım fiyatları maliyetler doğrultusunda makul seviyelerde olmalıdır ve üründe devlet desteği gelişmiş ülkelerdeki gibi artırılmalıdır. TARSİM kapsamında sunulan destekler genişletilerek kuraklık, hastalık, dolu ve taşkın gibi tüm riskler bütün ürünleri kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmalıdır. Edirne'de alternatif tarım ürünleri konusunda çalışmalar yapılmalı ve üretime yönlendirilmeden önce gerekli altyapılar tamamlanmalıdır. Su yönetimi açısından damlama ve yağmurlama gibi tasarruflu sulama sistemleri teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Küçük ölçekli baraj ve göletler gibi su depolama projeleri yaygınlaştırılmalıdır. Kırsal kesimde gençlerin ve kadınların tarıma yönelmesi için destekler artırılmalıdır. Bütçeden Edirne'ye yönelik kırsal kalkınma projelerine daha fazla kaynak ayrılmalıdır. Gençlerin ve kadınların kırsalda kalması teşvik edilmelidir. Kooperatifleşme ve kümelenme projeleri desteklenmelidir. Kimyasal kullanımını azaltan organik tarım ve iyi tarım uygulamaları desteklenerek Edirne'nin verimli toprakları ve su kaynakları korunmalıdır. Köy okulları açılmalıdır; bu, en önemlilerinden bir tanesi.
Sonuç olarak, Edirne ülkemizin tarımsal üretiminde vazgeçilmez bir ildir ancak çiftçimizin üzerindeki maliyet baskısı, su kaynaklarımızın tehdit altında oluşu, Tarım Bakanlığından gerekli yönlendirme ve altyapı çalışmalarının olmayışı ve yetersiz desteklerle tarımda sürdürülebilirliği sağlamak mümkün değildir diyor, Yüce Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)