Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 22 |
Tarih: | 21.11.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bir kez daha AKP'nin eğitim politikalarının vahim sonuçlarını konuşuyoruz. Yusuf Tekin 2013'teki müsteşarlık zamanından beri AKP iktidarının tüm eğitim öğretimi Sünni İslam esaslarına göre ve piyasacı anlayışla yeniden dizayn etme anlayışının baş mimarıdır. ÇEDES, eğitim öğretimi tarikat ve cemaatlere devretme projesidir. MESEM, çocuk emeğini, çocukların bedenini sermayeye emanet ederek onların katledilmesine izin veren bir projedir. Biz EĞİTİM SEN'li öğretmenler Yusuf Tekin'i müsteşarlık günlerinden beri çok iyi tanırız, onun nasıl Bakan olduğunu çok iyi biliyoruz; bütün usuller baypas edilerek Yusuf Tekin bu projenin tamamlanması için Bakan yapılmıştır.
Şimdi, Yusuf Tekin'in üç gün önce laiklikle ilgili söyledikleri, iki gün önce Kürtçe eğitim öğretimin önündeki engelin DEM PARTİ'si olduğunu söylemesiyle gerçeklik duygusunu tamamen yitirdiğini itiraf etmiştir. Derhâl istifa etmelidir. Gerçeklik duygusu bu kadar yok olan bir Bakan Millî Eğitimin Bakanı olamaz diyoruz.
Bakın, çok fazla söylenecek şey var, şu an hemen elime gelen bir şeyi söylüyorum; bu, eğitim öğretimde velilere, çocuklara yaşatılan ticarileşmenin son boyutu: Ankara Mamak'ta bulunan Mehmet Çekiç Ortaokulunda okul girişine konulan turnikeler için velilerden 300 TL kart parası isteniyor. Bu kartları da çocuklar taşıyacak. Çocuklara deniyor ki: "Kaybederseniz tekrar 300 TL ödeyeceksiniz."
Şimdi, bizim bunları konuşmamız gerekiyor. Bir devlet okulu... Eğitim öğretim tamamen cemaatlere terk edilmiş ve çocuk bedeni üzerinden MESEM'lerle istismar ayyuka çıkmışken, bir de bu turnike gibi zihni sinir projelerle okullarda velilerin, yoksullukla mücadele eden, eğitim öğretimin bu kadar pahalı olduğu bir yerde çocuklarını okutmak isteyenlerin üç kuruşlarına da göz koymuş durumda bu Bakanlık. Biz bunun ne kadar vahim olduğunu... Okulları pislik götürürken, çocukların sağlığı tehdit altındayken, çeteleşme had safhaya gelmişken, okullarda güvenlik problemi varken ve Bakan bunun sorumlusu iken küçücük çocuklara kart vererek, onlardan 300 lira talep ederek güvenlik sağlayacağını düşünüyor; derhâl istifa etsin, derhâl.
Şimdi, size birkaç örnek daha vermek istiyorum: Millî Eğitim Maarif Modeli, bu Maarif Modeli üzerinde çok...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.
ÖZGÜL SAKİ (Devamla) - Toplumu tam anlamıyla sermayeye, kapitalizmin kanlı çarklarına çocukları hediye eden bu sistem aynı zamanda tüm toplumu ayrıştırma politikası. Bakın, birkaç örnek vermek istiyorum size, bunlardan sayısızca olabilir: Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünün İstanbul Kadıköy'deki okullara gönderdiği yazıyla halk eğitim merkezlerinde 4-5 yaş arası erken çocukluk dönemi için Kur'an kurslarına gönderilmesi -Millî Eğitimle- kararı var. Sonra, aynı şekilde Antep'te benzer bir uygulama var. Bakın, bu emanet edilen hani o "STK" dedikleri cemaat, tarikatlar var ya, nasıl uygulamalar yapıyorlar? Urfa'da kız yetim eğitim merkezi, erkek yetim eğitim merkezi; korunma altına alınması gereken çocuklara "yetim, kimsesiz" denilerek onları suistimal etmenin de önünü açan bir uygulamadır bu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZGÜL SAKİ (Devamla) - Dolayısıyla çocukların ne bedeninin ne de fikirlerinin sizin bu korkunç eğitim politikalarınıza peşkeş çekilmesine asla izin vermeyeceğiz ve mücadeleye devam edeceğiz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)