| Konu: | Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugünkü grup toplantısında yaptığı konuşmaya, eski Esenyurt Belediye Başkanıyla görüşmek için verdikleri dilekçeye ve ekonomik rakamlara ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 27.11.2024 |
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan yaklaşık bir saatlik grup toplantısının yarısını Cumhuriyet Halk Partisine ayırdı, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'ndan başladı, Özgür Özel'le devam etti, 1'inciliğimizi ilk kez kabul etti; bu olumlu. Demek ki sekiz ay sonra Cumhuriyet Halk Partisinin Türkiye'nin 1'inci partisi olduğunu anladı ama bir şey daha söyledi, "Niye insanlar Cumhuriyet Halk Partisine oy veriyor?" dedi; bunu anlamamış olmasını gerçekten ben de kabul edemiyorum. Sonra kreşleri, konserleri, hizmetleri sorguladı. Cumhuriyet Halk Partisi tabii ki 1'inci parti olacak, olmaya devam edecek, ilk seçimde de 1'inci parti olacak çünkü Cumhuriyet Halk Partisi halka dokunuyor.
Şimdi, sürekli kent mutfakları, konserler, ekmekler, kreşler... Bir belediye neden halk ekmek fabrikasını kurar? Bir belediye neden kent mutfağını kurar? Bir belediye neden kreş kurar? Neden kırtasiye, süt yardımında bulunur? Çünkü bu ülkeyi yöneten iktidar artık emekliye, işçiye, yoksula dokunmadığı gibi onları günden güne daha da yoksullaştırdı. Cumhuriyet Halk Partisi neden 1'inci parti oluyor? Olacak tabii.
Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanının bunu kabullenmesi önemli. Bir şey daha söyledi, "Biz 2'nci partiyiz, kendimizde hata görelim." dedi. Yirmi iki yılın sonunda bir aşama bu. "İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batıralım." dedi.
Sayın Cumhurbaşkanı, yirmi iki yıldır siz zaten çuvaldızı -bırakın iğneyi- emekliye, işçiye, sanatçıya, siyaset kurumuna, derneklere, demokrasiye batırıyorsunuz. Bence artık iğneyi başkasına, çuvaldızı biraz kendinize batırın ki bu gerçekleri görün.
Yine, konuşmasında, yolsuzlukla mücadele edileceğini söyledi. E günaydın! Bu Mecliste defalarca, yolsuzluğu araştıralım diye araştırma önergeleri, komisyon kuralım diye önergeler verildi; niye kabul etmediniz? Ne oldu da bugün yolsuzluklarla mücadele etmek aklınıza geldi? Bu ülkede ayakkabı kutuları, bu ülkede milyonluk saatler, bu ülkede uyuşturucu ticaretiyle ilgili iddialar, altın kaçakçılığı, bir sürü yolsuzluk; Ankara'yı yirmi yıl yöneten, parsel parsel Ankara'yı satan bir yönetim varken yolsuzluk aklınıza gelmedi; 31 Martta birinci parti olduktan sonra "Yolsuzluğu araştıralım..." Araştıralım, hepimiz araştıralım. Bugün yine söylüyorum: Gelin, komisyon kuralım; yirmi beş yılda, 99'dan bugüne kadar bu ülkede bakanlık yapmış, milletvekilliği yapmış, belediye başkanlığı yapmış olanları; 1'inci, 2'nci, 3'üncü derece akrabaları, ticari ilişkide olan ortakları araştıralım.
Biz bunu hep söylüyoruz: Tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Bugün bu ülkede emekli açlık sınırının yarısı kadar maaş alıyorsa, asgari ücretli üçte 2'sini alıyorsa bunun birinci sebebi yolsuzluktur. Yolsuzluk yoksulluğu doğurmuştur ama yirmi iki yılın sonunda bu ülkenin Cumhurbaşkanı "Yolsuzluğun üzerine gideceğiz." dedi. Gitmediğin yazık zaten, gitmediğin yazık. Aslında Sayın Grup Başkan Vekilim, bu bir talimat; kuralım Komisyonu, hemen dilekçeyi yazalım, hep beraber verelim. Bu ülkede kim tüyü bitmemiş yetimin, emeklinin, işçinin 1 kuruşuna el uzatıyorsa Allah onun belasını versin!
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Amin!
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bunu hep beraber yapalım. Bunu şimdi yapıyoruz ama bunu nerede tartışıyor? Kreşlerle ilgili konu, konserlerle ilgili konu, bunları da araştıralım; kendi belediyelerimizi de araştıralım tarafsız olarak.
Sonra, grupta otuz dakika Cumhuriyet Halk Partisini tartışıyorsunuz. Bu ülkeyi siz yönetiyorsunuz arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Başarır, lütfen tamamlayın.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - "Yolsuzluk" diyorsunuz, çok güzel. Türkiye yolsuzlukla anılan bir ülke hâline geldi. 2023 Yolsuzluk Endeksi'nde Türkiye 180 ülke arasında 115'inci sırada. Bunu kim yaptı? AKP. Peki, bu ülkeyi sıfır terörle aldınız, bugün binlerce şehidimiz var.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Ne sıfır teröristi ya? Nerede yaşıyorsunuz ya?
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ben Türkiye'de yaşıyorum Sayın Başkan Vekili.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - 1990'lı yıllarda sıfır terör mü vardı?
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Haberlere bakın.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - 1999'da 7 şehit vermişiz, 2000'de 6 şehit vermişiz, 2001'de 5 şehit vermişiz. Bugün binlerce, binlerce askerimiz şehit oldu. Sıfır terörle aldınız tabii.
Sonra bu ülkede "sığınmacı" diye bir kelime yokken 8 milyon sığınmacıyı getirdiniz, siz getirdiniz.
Türkiye'de "basın özgürlüğü" diyorsunuz, bu ülkeyi basın hapishanesi hâline getirdiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Başarır, lütfen tamamlayın.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bakın, basın özgürlüğünde Türkiye 99'uncu sıradaydı, şu anda 180 ülke arasında 165'inci sırada, bunu yapan sizsiniz.
Şimdi bakıyoruz, adaleti, hukuku yerle bir ettiniz. Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 142 ülke arasında 117'nci sıradayız. "Bugün teğmenler ceza alamaz." diyen Antalya savcısı açığa alınıyor. Ne hakla alıyorsun sen Adalet Bakanı! Bugün Esenyurt Belediye Başkanımızla görüşmek için milletvekilleri, Genel Başkanımız Adalet Bakanına dilekçe veriyor -siz de bu görevi yaptınız Sayın Başkan- Sayın Bakan "Adam gibi dilekçe verilseydi kabul ederdik." diyor. Bu ülkenin Adalet Bakanı ne zamandan beri adamlığa göre dilekçe alıyor? Böyle bir yönetmelik mi var? Böyle bir izahat mı var? Bu ülke böyle bir Adalet Bakanını hak ediyor mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Başarır, lütfen tamamlayınız.
Son kez uzatıyorum.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Adaletin geldiği noktaya bakın, adam gibi dilekçe olacakmış! Adam gibi karar ver sen de o zaman!
Geliyorum: Bakın, hazinenin 2002'de toplam borcu 243 milyar, bugün 8,8 trilyon. 1 dolar, 1 lira 63 kuruştu, bugün 35 lira. Bugün dış borç 512 milyar dolar olmuş, bu ülkeyi aldığınızda 130 milyar dolardı. Bu ülkeyi bu hâle getirdi beyefendi, "CHP, CHP, CHP, CHP!" ya, başka bildiğin bir şey yok mu? Artık uyanın; halk bunu kabul etmiyor, halk bu yalanları yemiyor, sizin yönettiğinizi biliyor. Biz mi sorumlusuyuz? Bakın, ben size rakamlarla bu ülkenin geldiği durumu söylüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Başarır, teşekkür için açıyorum, lütfen tamamlayın.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Son cümlelerim.
Çeyrek altın 22 liraydı, bugün 5 bin lirayı geçmiş. Siz geldiğinizde emekli maaşıyla 8,5 çeyrek altın alınıyordu, bugün 2,5 çeyrek altın alınamıyor. Bakın, rakamlarla söylüyorum, lütfen cevabınızı rakamlarla verin, algı karın doyurmuyor. Kürsülerde konuşarak bu ülkeyi artık kandırmayın. Emeklisi, işçisi bir sefaleti, açlığı yaşıyor; işsizlik almış başını gidiyor. Bu bütçenin üçte 1'ini faize veriyoruz, faize. Neyi konuşuyorsunuz biz? O yüzden, ben bugün dehşetle ve ibretle izledim; elli dakika konuşma yaptı, otuz dakikasını Cumhuriyet Halk Partisine ayırdı ama güzel olan şuydu, "Cumhuriyet Halk Partisi 1'inci parti ve iktidarın güçlü bir alternatifi." dedi. (CHP sıralarından alkışlar) Bunu bilmesi güzel. Bu ülkede biz doğru işler yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Peki, Sayın Başarır, lütfen...
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Son cümlem...
BAŞKAN - Buyurun.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Tüm engellemelerinize rağmen, tüm iftiralarınıza rağmen, tüm algılarınıza rağmen, gece yarısı belediyeler için çıkarmış olduğunuz tüm kararnamelere rağmen biz bu halk için direnmeye, halkın yanında olmaya, milletin yanında olmaya; emeklinin, işçinin yanında olmaya devam edeceğiz. Sizin veremediğiniz her şeyi biz onlara vereceğiz.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)