Konu: | Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 24 |
Tarih: | 27.11.2024 |
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Evet, teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Şimdi, 9'uncu maddede arkadaşlarımızın sorduğu soruları cevaplamak adına... Bir defa, 9'uncu maddeyle, ilgili idare eğer yapmazsa görevini yani belediyeler vatandaşın taleplerini, haklı taleplerini yerine getiremezlerse ve üzerinden iki ay geçerse vatandaşlar bu iki aylık süreden sonra Çevre, Şehircilik Bakanlığına müracaat edebilirler. Kaldı ki bugün yani şu anda görüşeceğimiz kanun maddelerinin içerisinde böyle bununla ilgili bir değişiklik yok. Yani söylediğiniz hüküm daha önceki geçerli kanun maddelerinde de vardı.
Bir konu daha var. "Plan yapılamıyor." dendi, "Yerel yönetimlerin bundan sonra plan yapma yetkileri ellerinden alındı mı?" dendi. Hayır, aslında plan yapma yetkisi birinci dereceden yerel yönetimlerindir yani Çevre, Şehircilik Bakanlığı çevre düzeni planı yapar 1/200.000 fakat buna uygun olarak büyükşehir belediyeleri 1/5.000'ini yapar, ilçe belediyeleri de 1/1.000'lik uygulama imar planlarını yaparlar. Yani, tüm bunlara baktığımızda asıl sorumluluk, imar planı yapmak ve onu uygulama sorumluluğu belediyelerdedir ancak birçok belediyenin yeterli imkânlara sahip olmaması münasebetiyle, bizzat kendilerinin Çevre, Şehircilik Bakanlığına imar planlarının 1/200.000'e uygun şekilde yapılmasıyla ilgili talepleri var. Bu tür talepler olduğunda Çevre, Şehircilik Bakanlığı zaten bunu yerine getirir. Onun dışında imar planlarının yapılmasında da imar planlarının revizyonunda da imar planlarının uygulanmasında da birinci dereceden sorumlu olanlar belediyelerimizdir.
Türk Mühendis ve Mimar Odasının mevzuatıyla ilgili soru soruldu. Değerli arkadaşlar, yine bu 26 maddelik yasa teklifimizde bununla ilgili herhangi bir değişiklik yok yani Türk Mühendis ve Mimar Odasının mevzuatının yeniden yapılması veya değiştirilmesiyle ilgili herhangi bir talebimiz yok. Bu zaten daha önceki mevzuatın aynısı, kanunun belli bir bölümü değiştirildiği için mecburen kanunun bütünlüğünün bozulmaması açısından buraya yazılmıştır, onu da paylaşmak istiyorum.
"Bundan sonra yapı ruhsatı da Çevre, Şehircilik Bakanlığı bünyesine mi geçti?" diye sordu arkadaşlarımızdan biri. Hayır, yapı ruhsatında, imar planı uygulamalarında birinci dereceden sorumlu olan belediyelerimiz dedik. Tabii ki imara uygun yapılmış ve bitmiş yapıların yapı kullanma izin belgelerini belediyeler tanzim ederler ancak müracaatları olduğu hâlde yani yapıları bitmiş ama yapı kullanma izin belgelerini almakta zorlanan yapı sahipleri, o kanuni süre sonunda belediyelerden cevap alamazlarsa eğer, o zaman Çevre, Şehircilik Bakanlığına müracaat edebilirler. Bu, vatandaşlarımızın hak ve hukukunu muhafaza açısından da önemli bir avantajdır, önemli bir argümandır.
"İmar yetkisi belediyelerden alınmakta mıdır?" diye soruldu. Deminden beri bunları izah etmeye çalışıyorum. Kesinlikle öyle bir şey yok, öyle bir şeyin olması mümkün değil ve eşyanın tabiatına da aykırı.
İmar transferleriyle ilgili "İmar transferi yaparken ranta nasıl engel oluyorsunuz?" dendi yani "Rantın önüne nasıl geçilebilir?" diye bir soru soruldu. Doğru, haklısınız bu konuda endişe etmekte; bizim de bu endişelerin giderilmesi ve uygulama esnasında -gerek verici parsel gerek alıcı parsel; bunların ikisi de önemli, kıymetli- bunların herhangi birinin haksızlığa uğramaması adına orada, yine kanun teklifinde geçen tedbirlerimiz var. Bunlardan bir tanesi, verici parselin değer tespiti yapılırken temel referansımız, verici parselin yanındaki, sağındaki, solundaki parsel ve adalardaki yapılanma koşullarını esas alıyoruz. Yeşil alanda bile olsa o parselin değerini yandaki ada ve parsellere göre belirliyoruz ve alıcı parsele de bu şartlarda devrediyoruz. Peki, bunu kim tespit edecek? Değer tespit komisyonları olacak, SPK lisanslı değer tespit komisyonları; bu da en az iki komisyon tarafından yapılacak değerlemeden sonra gerçekleşecek. O konuda da herhangi bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Kaldı ki bu imar transferinde -bırakın ranta dönüşmesi- aslında yıllardır vatandaşların ciddi anlamda mağduriyetinin önüne geçilecek ve kamu yani başta yerel yönetimler, belediyelerimiz bunu yaparlarken kendi bütçelerinden herhangi bir kaynak ayırmadan vatandaşlarımızın yıllara sâri problemlerine de çözüm getireceklerdir.
GES'le ilgili bir soru soruldu, GES ve RES'le ilgili. Şimdi, bu güneş santrallerinde, aslında, yapılış teknikleri bakımından yapı denetim firmalarının denetimine tabi olunacak ağır inşai faaliyet yok zaten ama yine de bu RES'ler yapılırken Enerji Bakanlığının bünyesinde sırf bu konuları takip edecek, gerek RES gerek GES'in uygulama esnasında tabi olacakları kuralların yerine getirilip getirilmediği konusunda onların takibini ve sorumluluğunu yapacak Enerji Bakanlığı. Kaldı ki, mesela RES çok gündeme geldi, rüzgâr enerji santralleri çok gündeme geldi. Aslında, rüzgâr enerji santrallerine uygulama esnasında yüksek teknoloji gerekiyor. Şu anda, yapı denetim firmalarımızda bu yüksek teknolojiyi takip edecek birimlerin de olmadığını, bununla ilgili mühendislerin de olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla bütün bu sıkıntıların bertaraf edilmesi ve doğru bir uygulamanın yapılabilmesinin yolu Enerji Bakanlığının bizzat bu konuyu üstlenmesidir, Enerji Bakanı da bu konuyu üstlendi.
Hepinize teşekkür ediyorum.