GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Galant hakkında oy birliğiyle verilen tutuklama kararına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:25
Tarih:28.11.2024

CÜNEYT YÜKSEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Uluslararası Ceza Mahkemesinin 21 Kasım 2024 tarihinde İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Galant hakkındaki tutuklama kararına ilişkin söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, insanlığın neredeyse tüm kurumlarıyla kan kaybettiği bir dönemden geçmekteyiz. Uluslararası sistemin kendi çıkarları uğruna dünyanın farklı bölgelerini savaş, çatışma ve istikrarsızlık girdabına sürüklediği günler yaşamaktayız. İnsanların gözleri önünde on dört aydır Filistin'de, Gazze'de mazlumların, masumların, kadınların, çocukların acımasızca katledildiğine şahit olmaktayız. İsrail'in bu saldırılarını Lübnan ve Suriye'ye de yaydığını görmekteyiz. İsrail ile Lübnan arasında sağlanan ateşkes anlaşmasının kalıcı sonuçlar vermesini temenni ediyoruz. Türkiye olarak, Cumhurbaşkanımız liderliğinde, Filistin ve Gazze'de işlenen soykırımın durdurulmasına, ateşkesin sağlanmasına, kalıcı barışın tesis edilmesine kadar mücadelemize devam edeceğiz; soykırım duruncaya, nehirden denize Filistin özgürleşinceye kadar bu mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

Değerli milletvekilleri, Uluslararası Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu bu tarihî kararda, Netanyahu ve Galant'ın 8 Ekim 2023'ten 20 Mayıs 2024'e kadar işlenen savaş suçlarından ve insanlığa karşı suçlardan sorumlu olduklarına dair makul gerekçeler bulunduğuna hükmedilmiştir. Kararda, her iki şüphelinin de Gazze'deki sivil halka yönelik gıda, su, ilaç, yakıt ve elektrik gibi yaşamsal malzemelerin ulaştırılmasını kasıtlı olarak engellediği, doktorların yaralılara ve çocuklara anestezi malzemeleri olmadan ameliyat yapmak zorunda kaldığı, bu eksikliklerin Gazze'deki sivil nüfusun bir kısmının yok edilmesine yönelik koşullar oluşturduğu vurgulanmıştır. Netanyahu ve Galant'ın sivil üst düzey yöneticiler olarak Gazze'deki sivil halka yönelik kasıtlı saldırıların önlenmesi için gerekli önlemleri almadıkları da kararda yer almıştır.

Sayın milletvekilleri, Uluslararası Ceza Mahkemesinin tutuklama emri kararının uygulanması, Roma Statüsü'nün 86'ncı ve 87'nci maddeleri gereğince, taraf olan 124 ülkenin yükümlülüğünde bulunmaktadır. Bu kararın uygulanması statüye taraf ülkeler için bir samimiyet testi teşkil etmektedir. Roma Statüsü'nün 89'uncu maddesi uyarınca Netanyahu ve Galant'ın Uluslararası Ceza Mahkemesine taraf herhangi bir ülkeye seyahati durumunda, o ülkenin yetkili makamlarının kendilerini tutuklayıp Lahey'deki mahkemeye teslim etmesi gerekmektedir. Uluslararası Ceza Mahkemesinin Netanyahu ve Galant hakkında tutuklama emri çıkarması, faillerin adalet önünde hesap vermesi açısından atılmış uluslararası hukukun ve uluslararası mahkemelerin itibarını koruyan çok cesur bir karardır. Türkiye olarak bu cesur kararı destekliyoruz. Tutuklama emri kararının savaş kabinesi üyesi diğer sorumluları da kapsaması ve yine Roma Statüsü'nün 6'ncı maddesi uyarınca soykırım suçunu da içermesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Sayın milletvekilleri, Türkiye bu süreçte İsrail'in işlediği soykırıma karşı çok ciddi deliller toplamış, teferruatlı bir dosya hazırlamış, Anadolu Ajansının fotoğraflarının, videolarının yanı sıra Meclis hukuk ekibi ve avukatlar olarak yaptığımız Uluslararası Ceza Mahkemesi temaslarında hazırlamış olduğumuz tanık beyanları ile diğer bilgi ve belgeler sunulmuştur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler 79'uncu Genel Kuruluna katılmak üzere gittiği New York'ta Türkevi'nde 23 Eylülde Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Kerim Han'la görüşmüş, Başsavcıya Gazze'deki soykırıma dair Anadolu Ajansının hazırladığı tanık ve kanıt kitaplarını da takdim etmiştir. Cumhurbaşkanımız İsrail'in katliamlarının insancıl hukukun tüm değerlerini yok saydığını aktarmış, Gazze'deki soykırıma ilişkin Türkiye'nin tutumunu dile getirmiş, bu kararın alınmasında şüphesiz Türkiye'nin yürüttüğü hukuk ve diplomasi çabalarının payı büyüktür.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Yüksel, lütfen tamamlayın.

CÜNEYT YÜKSEL (Devamla) - Değerli milletvekilleri, İsrail'in savaş suçlarını, insanlığa karşı suçları ve soykırım eylemlerini kasıtlı olarak işlemesinin ana nedeni İsrail ve uluslararası toplumdaki cezasızlık algısıdır. Bu algının Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanının vermiş olduğu kararlarla artık sona ermeye başladığını müşahede ediyoruz. Cezasızlık algısının kaldırılmasına yönelik bir sonraki adım ise İsrail'in BM üyeliğinin askıya alınması olmalıdır. Bugüne kadar olduğu gibi insanlık vicdanında mahkûm olan İsrail'in hukuk önünde de mahkûmiyetinin sağlanabilmesi için çalışmalarımızı Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kararlılıkla sürdüreceğiz. Hem UCM hem UAD hem de BM nezdinde yürütülen hukuki süreçlere elimizden gelen tüm desteği sunacağımızı bir kez daha ifade ediyor, aziz milletimizi ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)