GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ MUHARREM AYINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:26
Tarih:30.11.2011

İBRAHİM YİĞİT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; içinde bulunduğumuz ve İslamiyet'in kutsal aylarından biri olan Muharrem ayı münasebetiyle gündem dışı söz almış bulunuyorum, hepinizi  saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, Muharrem ayı 1372'nci yıldönümünde Kerbela'da yaşanan insanlık dramını bize hatırlatması açısından önemli bir aydır. İmam Hüseyin ve çoğunluğu kadınlardan oluşan 73 canın katledilişi insanlık tarihine kara bir leke ve vahşet olarak geçmiştir. Bu nedenle Kerbela'da şehit edilen canlarımız için Muharrem ayı Müslüman toplumumuzda bir yas ve matem ayıdır. Bu matem toplumsal olarak bizi birleştiren Sünni, Alevi, Caferi ve diğer mezheplerin vatandaşlarını yan yana getiren ve insanlarımızın tek bir duygu ekseninde ortak gözyaşı döktüğü bir platformdur. Hepimizin tarihini en ince ayrıntılarına kadar bildiğimiz Kerbela olayları bize göstermektedir ki güç ve iktidar hırsı her zaman masum insanların hayatlarını kaybetmesine neden olmuştur. Ehlibeyt'e karşı yapılan ve yine içinde iktidar hırsı barındıran savaşlarda da binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Bu ayın asıl anlam ve önemi yine tarihte benzerleri sıkça yaşanmış olan iktidar savaşlarının insanlığa kaybettirdikleri ve insanın insana zulmü hatırlatılarak bir daha yaşanmamasının sağlanmasıdır. Yani İmam Hüseyin'in dediği gibi "Zalimin zulmüne karşı çıkmamak mazluma yapılacak en büyük kötülüktür. Ben, zalimlerle birlikte varlık içinde yaşamayı kendime alçaklık sayarım, zalime karşı gelerek bulacağım ölümü ise yücelik sayarım." diyerek en güzel şekilde o günkü direnişin özünü anlatmış ve bizlere örnek olmuştur.

İmam Hüseyin, aynı zamanda insanın insana kulluğuna da karşı çıkmış ve kendisinden biat edilmesi istendiğinde bunu reddederek canı pahasına bu düşüncesini savunmuştur. Bugün burada onu hâlâ hatırlıyor ve anımsıyorsak, onun nedeni, onun haklı davası uğruna Kerbela'da verdiği onurlu ve yiğit mücadelesidir.

Değerli milletvekilleri, inanç toplumlar için çok hassas bir konudur. Toplumun hiçbir ferdi inancına müdahale edilmesini istemez. Bugün gelinen noktada, ülkemiz içerisinde bütün inanç ve mezhep gruplarının kendi inanış ve felsefelerini daha özgürce yaşaması hususunda ciddi adımlar atılmaktadır. Yüzyıllar boyunca gündeme bile getirilmemiş konular bugün bir bir ele alınmakta ve toplumumuzun hassasiyetleri de dikkate alınarak çözülmeye çalışılmaktadır. Burada önemli olan, çözüm konusundaki samimi ve içten yaklaşımların herkes tarafından gösterilebilmesidir.

Bütün sorunlar, ortak akıl ile daha kolay çözüme kavuşturulabilir. Ortak aklın olmadığı yerde ise çatışma ve gerilimler ortaya çıkar. Bu durumunsa kimseye bir fayda sağlamayacağı açıktır. Hazreti Ali'nin dediği gibi "Fikir çatışmalarından hakikat çıkar." Önemli olan insan odağında buluşarak farklı dil, din, inanç ve etnik kökenlerin bir arada, barış içerisinde yaşayabilmesidir. Ülkemiz, bu grupların ortak mücadeleleri sonucunda bugüne gelmiştir.

Değerli milletvekilleri, Kerbela'da yaşanan insanlık dramı ve daha sonrasında yaşanan benzeri olayları tarih hiçbir zaman sayfalarından silmemiş ve insanlık bu olayları unutmayarak zalimleri kendi vicdanlarında cezalandırmışlardır.

Zulüm, bireysel ve toplumsal huzurun bozulmasına, toplumda birlik ve beraberliğin zedelenmesine, sevgi, saygı ve hoşgörünün ortadan kalkmasına neden olur. Ama unutulmamalıdır ki zalimler mutlaka bir gün cezalarını çekerler. Muharrem ayında tutulan matem orucu, Kerbela'da İmam Hüseyin ve birlikte şehit edilen 70 can içindir. Topluma yapılan haksızlığa ve zorbalığa karşı direnen İmam Hüseyin ve efradı insan hakkı yiyenlere ve zulüm edenlere karşı onurlu direnmenin sembolü olarak tarihe geçmiştir. Karanlığa karşı aydınlığı, barbarlığa karşı hoşgörüyü, demagojiye karşı demokrasiyi, ölüme karşı yaşamı savunmak insan olan herkesin sorumluluğu ve görevidir.

Değerli milletvekilleri, sözlerime son verirken Kerbela'da yaşanan acıları bir kez daha paylaşıyor, ülkemizdeki toplumsal barış ve huzur ortamının bozulmaması, insanların kardeşçe ve barış içerisinde yaşaması dileklerimle hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Yiğit.