GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:25
Tarih:28.11.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA CEYLAN AKÇA CUPOLO (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle, cezaevlerinde, ekranları başında bu Genel Kurulu takip eden bütün yoldaşlarımı saygıyla selamlıyorum. Aynı zamanda, bugün ölümünün 9'uncu yılına girdiğimiz Tahir Elçi'yi saygıyla anıyorum ve tarım üzerine konuşacağım bu önergede bütün çiftçileri, tarım emekçilerini saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Benden önceki bütün konuşmacılar pestisitlere dair, özellikle zehirli malzemelere dair derin, geniş değerlendirmelerde bulundular, ben oraya girmeyeceğim ama bunun çocuklarımız üzerindeki -yani çok özür diliyorum bu aitlik ekini kullandığım için- çocuklar üzerindeki etkisini dikkate almanızı öneriyorum buradan.

Kuraklık ve iklim krizi kıskacında, artan nüfus kıskacında tarım politikalarını yeniden değerlendirmek artık kaçınılmazdır. O sebeple, bu önergeyi destekliyoruz ancak önergenin diline dair bir iki eleştiride bulunmak isteriz: Bu önergenin içinde 2017'yle birlikte doğru bir tespit yapılmış; otoriterleşmenin arttığı ve otoriterleşmenin artmasının aslında tarımsal faaliyetlerle de bağlantılı olduğu tespitini doğru bulmakla birlikte her önergede, her yasama çalışmasında sığınmacılara yönelik bu şeytanlaştırıcı dili eleştiriyoruz, bunu belirtmek istiyorum.

Sömürüyü odağına alan tarımsal faaliyetlerin otoriterleşmeyi ve otoriter rejimleri genişlettiği tespitini yapmıştık. 2050 yılı itibarıyla 9 milyar insanı doyurmak zorunda olan bir küresel sistemin içindeyiz. Bu küresel sistem hâlâ buna dair sürdürülebilir bir politika geliştirilmiş değildir. Buna çözüm olarak, biz partimiz olarak sosyal ekolojiyi savunuyoruz. Sosyal ekolojiyle neyi savunuyoruz? "Tohum bizi toplumsallaştırdı." diyen bir ideolojinin ardılları olarak, böyle bir demokratik modernitenin takipçileri olarak... Tarım ve Ekoloji Komisyonumuzun 7-8 Eylül tarihlerinde yaptığı bir sempozyumun sonuç bildirgesi vardı, bu bildirgeyi merak edenlere okumalarını öneriyorum ama bilmeyenler için birkaç tane önerimizi tekrarlamak istiyorum kısacık zamanım olduğu için.

Öncelikle agroekolojiyi savunuyoruz; "bilge köylü" "bilge çiftçi" dediğimiz ideolojiyi savunuyoruz çünkü çiftçiler hâlâ ekin ektikleri tarlalarındaki sürdürülebilir tarım politikalarının ne olduğu konusunda bilgi sahibi değiller. Biyoçeşitliliği savunuyoruz; biyoçeşitliliği savunurken de GDO'lu ve pestisit kullanımının olduğu tarımsal faaliyetleri desteklemiyoruz. Güçlü yerellerden bahsediyoruz. Güçlü yerellerle ne diyoruz? Belediyelerin tarımsal faaliyet yürüten çiftçilere yönelik sürdürülebilir politikalar geliştirmelerini savunuyoruz, bunun için de kayyum politikasını lanetlediğimizi tekrar belirtmek istiyorum.

Yine, güneşin doğduğu topraklarda güneş enerjisinin, rüzgâr enerjisinin doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini savunuyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Akça Cupolo, lütfen tamamlayın.

CEYLAN AKÇA CUPOLO (Devamla) - İklim değişikliğini dikkate alan, kuraklıktan en çok etkilenecek bölgenin içinde yaşadığını anlayan bir politika geliştirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Yine, felsefesinde "..."(*) felsefesini benimseyen bir ideolojinin parçası olarak kadın kooperatiflerini savunuyoruz. Kadın kooperatifleriyle kadınların tarımsal faaliyetlerde aktif bir şekilde desteklenmesi gerektiğini savunuyoruz.

Yine, tekrar, bitirirken, bütün çiftçileri, tarım emekçilerini, saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)