Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 14 |
Tarih: | 05.11.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Hepimizin bildiği gibi İsrail bir yılı aşkın bir süreden beri Filistin'de soykırım uyguluyor. Bu soykırım Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Adalet Divanı tarafından da tescillendi. Böyle bir dönemde dünyanın hemen her ülkesinde değişik tepkiler verilirken ülkemizde de kamuoyu bu noktada infial içerisinde. Bununla beraber, kamuoyuna yansıyan bilgilerden, TİM’in verilerinden ortaya çıktığına göre Türkiye ile Filistin'in ticaret hacmi akıllara durgunluk verecek şekilde artmış. Örnek olsun diye ifade etmek gerekirse çelikte yüzde 14 bin, deri ve mamullerinde yüzde 36 bin, çimentoda yüzde 10 bin gibi matematikle, bilimle, mantıkla izah edilmeyecek bir yükseliş söz konusu. Burada, İsrail'e ülkemizden giden ürünlerin önce yasaklandığı, sonrasında ise bir kurnazlık yapılarak Filistin'e fatura edildiği gibi bir durumla karşı karşıyayız. Değerli milletvekilleri, ülkemizden İsrail'in işgal ettiği alana gönderilen bu ürünler içerisinde domates, salatalık gibi insani ihtiyaçlar değil kurşun geçirmez cam, demir çelik, dikenli tel gibi ürünlerin olduğunu biliyoruz; bundan daha ötesi geçtiğimiz günlerde ortaya çıktı ki patlayıcı taşıyan bir gemi dünyanın pek çok ülkesinde kabul edilmemesine rağmen ülkemize geldi. Burada, parti olarak, AK PARTİ'li arkadaşların da bütün muhalefet milletvekilleri, bütün milletimiz gibi bu soykırımdan rahatsız olduklarını biliyoruz ancak bu soykırımdan rahatsız olduklarını ispatlamanın yönü de işte buradaki önergeyle bu geminin yükünün araştırılmasıdır. Maalesef, iktidar samimi olsa bu noktada protestocuların sesine kulak vermesi gerekirken protesto eylemi yapan duyarlı vatandaşlarımızı gözaltına alma yolunu seçmezdi ve bunun için de şunu ifade etmemiz gerekir ki aslında 2008-2016 yıllarındaki İsrail'in Filistin'e, Lübnan’a saldırılarında da aynı şey olmuştu. Sözde, Filistin'in yanında olduğunu söylemiş ama masanın altından İsrail'e desteğe devam etmişti. Ne var ki o zaman Saadet Partisi Mecliste olmadığı için bu ikiyüzlü tavır ön plana çıkarılamamıştı. Değerli milletvekilleri, Avrupa Birliği uyum süreci çerçevesinde çıkarılan yasalarla, internetin başına oturarak bir geminin nereden hangi yükü aldığını, hangi ülkeye ne taşıdığını gayet iyi bir şekilde tespit etme imkânı var. Şimdi, böyle bir durumda eğer gerçekten bahsedildiği gibi patlayıcı ülkemizden gidiyorsa -ki bütün emareler bunu gösteriyor- bunun araştırılması hem Meclisin hem Hükûmetin hem de milletimizin alnına sürülecek kara lekeyi temizleme açısından son derece önemlidir. Burada biliyoruz ki ortaya çıkan rakamların hiçbir şekilde gerçekle izahı mümkün değil. Zaten AK PARTİ 3 Kasım 2002 tarihinde iktidara geldi -bugün yıl dönümündeyiz- dört ay sonra, 20 Mart 2003 tarihinde Irak bombalanmaya başlandı; İncirlik’ten kalkan uçaklarla, İskenderun, Mersin Limanları kullanılarak, ülkemizin hava sahası kullanılarak. Bugün de yirmi yıl sonra bu soykırıma alet olunması, göz yumulması hatta destek verilmesi asla kabul edilemez. Burada şu bilinmeli ki bu konuyu gündeme getiren hiç kimse siyasi tavır içerisinde değil; tamamen vicdani, insani ve inançlarımızdan aldığımız sorumluluk gereği bunu yerine getiriyoruz. Kaldı ki AK PARTİ’nin sosyolojik tabanı da bu konuda duyarlı, bu konuda insanların hassasiyetleri gayet açık bir şekilde ortada. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun. NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) – Bu açıdan da gerçekten bu suç işlenmiyorsa, gerçekten Filistin'e diye gittiği hâlde İsrail'e patlayıcı, demir çelik, kurşungeçirmez cam gitmiyorsa, bunların hepsi yanlışsa; Halep oradaysa arşın burada, gelin, bunu aklayın; gelin, millete doğruların araştırılmasına, açıklanmasına imkân tanıyın; bunun dışında burada söz söyleyerek bir yere varmak mümkün değil. Maalesef, iktidar dünyanın kovduğu gemiyi, hiçbir ülkenin kabul etmediği gemiyi ülkemize alarak soykırımda suç ortağı olma yolunda net bir adım ortaya atmıştır. Böyle kafe basarak, kola dökerek protesto yapılmaz. Protesto İsrail'e gönderilen insani talep dışındaki gıda hariç bütün malzemeleri kesmektir; bunu yaptığınız takdirde sizin samimi olduğunuza inanacağız, aksi takdirde… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)