GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:27
Tarih:04.12.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Ülkemizde engelli bireylerin maruz kaldığı haksızlıkları, toplum olarak eksikliklerimizi ve devletin bu konuda sorumluluklarını konuşmak üzere söz aldım. Ancak bu konuşmanın sadece bir eleştiri değil, bir çağrı niteliği taşımasını istiyorum çünkü bu mesele yalnızca engelli bireylerin meselesi değil, insan haklarına, eşitliğe ve adalete inanan herkesin ortak sorumluluğudur.

Eğer bir toplum, bir devlet, vatandaşlarının temel ihtiyaçlarını planlayacak veri altyapısından bile yoksunsa -dikkatinizi çekerim, en son veri 2011 senesine ait- orada zaten sorunların çözülmesini beklemek saflık olur. 2011 yılındaki resmî rakamlara göre Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 7'si -en az 5 milyon yurttaşımız- engellidir. Dikkat edin, on üç yıl önceki rakamları verdim çünkü iktidar on üç yıldır engelli vatandaşlarımıza ilişkin kayıt tutmuyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının öve öve bitiremediği bir Ulusal Engelli Veri Sistemi var ama sisteme göre 2021 yılında engelli vatandaşlarımızın sayısı yarı yarıya azaltılıp 2 milyon 511 bine düşmüş. 2021'deki bu tuhaf rakamlar 2023 yılında da bu sisteme aynen girmiş. Ciddiyetsizlik gün gibi ortada, işin boyutunu bile bilmiyorlar ama lafa gelince kendilerini hizmet şampiyonu ilan ediyorlar.

Engelli bireylerimize yönelik bir ciddiyetsiz tavır sadece veri tabanıyla da sınırlı değil; binalarımız, caddelerimiz, kamu binalarımız ve toplu taşıma araçlarımız sanki engelli bireylerimiz yokmuş gibi tasarlanmış. Bir tekerlekli sandalye kullanıcısının sokakta rahatça hareket edebilmesi mümkün değil; kaldırımlar ya düzensiz ya rampasız. Görme engelli vatandaşlarımız için ise rehber yollar ya hiç düşünülmemiş ya da eksik bırakılmış. Bu tabloyu insani ve vicdani olarak kabul etmek mümkün değildir.

Peki, bu durum neden böyle? Sorunun kökenine indiğimizde toplumsal bir zihniyet problemine ve siyasetin yetersizliğine ulaşıyoruz. Engelli bireyler genellikle yardım üzerinden tanımlanıyor, oysa engelli bireylerin ihtiyacı yardım değil eşitliktir. Onların bağımsız bireyler olarak hayatlarını sürdürebilmesi için gerekli olanakların sağlanması bir lütuf değil devletin anayasal, mecburi bir görevidir. Anayasa'mızın 10'uncu maddesi ne diyor, bakın: "Devlet, engelli bireylerin hayatın her alanında eşit bir şekilde var olabilmesi için gerekli önlemleri alır." Ancak bu hüküm maalesef kâğıt üstünde kalıyor. Engelli bireyler için ayrılmış bütçe yetersiz, yasal düzenlemeler uygulama aşamasında etkisiz. Engellilerin işe erişimi konusunda da ciddi sıkıntılar var. Engelli bireylerin istihdam edilmesi zorunlu olan kontenjanlar ya doldurulmuyor ya da göstermelik pozisyonlarla geçiştiriliyor. Eğitim ise başlı başına bir sorun. Halbuki eğitim engelli bireylerin topluma katılımında en temel araçlardan biridir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Öztürk.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Bir çocuğun yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve duygusal ihtiyaçları da karşılanmalı ki gelecekte toplumun eşit bir ferdi olsun.

Değerli milletvekilleri, bu sorunları çözmek için yapılması gerekenler aslında oldukça basit. Öncelikle, engelli bireylerin sayısı, ihtiyaçları ve yaşam koşullarıyla ilgili kapsamlı bir araştırma yapılmalı, bu veriler ışığında bir eylem planı hazırlanmalı ve bu plan siyasi iradenin değişmesiyle rafa kaldırılacak bir belge değil, kalıcı bir devlet politikası hâline gelmelidir. Ayrıca, engelli bireylerin siyasette, bürokraside ve karar alma mekanizmalarında yer alması sağlanmalı.

Onların yaşadıkları sorunları en iyi kendilerinin ifade edebileceğini unutmamalıyız diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)