Konu: | Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 27 |
Tarih: | 04.12.2024 |
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bir müjdeyle başlamak istiyorum, teşekkürle; burada çok uzunca bir süredir gündeme getirdiğimiz, az önce de konuşmamızda belirttiğimiz mücbir sebep süresi bir yıl daha uzatıldı, tüm deprem bölgemize hayırlı olsun. Tabii, keşke burada bu kadar çok gündemi meşgul etmeden, aklıselimle hareket edilerek karar alınsa çok daha iyi olurdu; bununla beraber, yetmez ama evet.
Değerli milletvekilleri, ikinci olarak, şu anda görüşmekte olduğumuz madde, müzakereler sonucunda herhâlde gündemden çekilecek. Demek ki bazen bu arkadaşların dinlediği şeyler oluyormuş. Onun için de bazı işler yapılıyor ama yorularak ne hikmetse yapılıyor.
Kanunun içeriği, madde yapı denetimi. Az önce yapı denetimi idi, şimdi yine yapı denetimi. Tabii, ilginç, bölgemiz ateş altında, milyonlarca insan kapımıza dayanmış, kan gövdeyi götürüyor ama biz Türkiye Büyük Millet Meclisinde, bölgenin büyük ülkesi, savaş kapısına dayanmış bir ülke olarak yapı denetimi yetkisinin kimde olacağını tartışıyoruz gecenin şu vaktinde. Bunu da aziz milletimin takdirine bırakıyoruz.
Değerli milletvekilleri, yapı denetiminden öte, bir başka gündemi paylaşmak isterim. Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz hafta sonu Sayın Cumhurbaşkanının katıldığı bir programda Filistin'de yaşanan soykırımı ve ülkemizin bu işgalci soykırımcılara desteğini protesto eden vatandaşlarımız önce gözaltına alındılar, gözaltı süreleri uzatıldı, sonra da terör suçlamasıyla tutuklandılar. Ben, o kardeşlerimize "Selam olsun, direnin, sizler Filistin davasının birer mücahidisiniz." diyorum. Yine, buradaki AK PARTİ'li dostlara da şunu söylüyorum: Öyle gelip de "İsrail'i kınadık." diyerek bir yere varılmıyor. Eğer şu 9 kişinin tutuklanması hiçbirinizin de gündemine gelmemişse bence samimiyetinizi sorgulayın; en çok korkulacaktan korkun, başka bir şey söylemeye, izaha gerek yok.
Tabii ki "Ticaret yok." dediniz, sonra "Özel sektör yapıyor." dediniz; Filistin'e ihracatın 30 bin kat arttığı ortaya çıktı. Her şeye bir kılıf buldunuz da şu petrol sevkiyatına ne hikmetse kılıf bulamadınız. Burada sent hesabıyla varil başı alınan ücreti açıklayarak da aslında suç itirafında bulunmuş oldunuz.
Burada şunu bilelim ki tarih bugünlerde yaşananları affetmeyecek. 28 Şubatın aynen hortladığını görüyoruz. Bugüne kadar eleştirdiğiniz ne varsa aynısını yapıyorsunuz; aynı zulüm, aynı şekilde maalesef devam ediyor. Buradan bir başka sözüm besili kamulaştırılmış sivil toplum örgütlerine: Bunların da bu konuda bu kadar sessiz olması asla kabul edilemez ama onların bu duruşu da şu iktidarın gaddarca, zalimane tavrının bir neticesidir; artık insanlar gıkını çıkarmaya korkuyor. İnsani, vicdani, İslami bir tepkiyle şu soykırımı protesto eden insanlar tutuklandılar. Artık tarihte bunun benzeri, bu kadar kötü bir olay herhâlde yaşanmamıştı; inanın ki 28 Şubatta bile bu kadar kötü olaylar yaşanmadı, bugün yaşıyoruz.
Belki bununla bundan sonra bu eylemleri yapacak insanlara gözdağı vermeye çalışıyorsunuz. Belki siyonizme ikiyüzlülük, yağcılık yaparak "Bak, biz sizi protesto edenleri tutukluyoruz." diyerek bir taraflara mesaj veriyor olabilirsiniz ama bunun hesabı çok çetin olur, çok ağır olur. Bunu burada geçiştirmekle de bir yerden, hiçbir sorumluluktan kurtulamayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Çalışkan.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Filistin duyarlılığında samimi olan milletvekillerini Meclis kapanmadan bu tutuklu vatandaşlarımızın serbest bırakılması hususunda bu kararı alanları şuradan telin etmek üzere vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum. Hâlen iş işten geçmiş değil, tarih önünde, vicdanınız önünde yargılanmamak adına bu yanlışı buradan siz de haykırın. Siz hepiniz bu tutuklulara tek biriniz bile buradan tepki göstermediğiniz için bu kararları alanlar doğru yaptığını zannediyor. Siz susarak vebalin ortağısınız. "Onlar yaptı, biz sustuk." diyerek sorumluluktan asla kurtulamazsınız. Burada işte bunun için varsınız. "Yazıklar olsun!" demekten daha öte bir kelime de kalmıyor. Gazze'de soykırım devam ediyor. Türkiye de tedarikçi olarak bu katliamda bir şekilde rol almış oluyor, hepimizi yaralıyor.
Bu soykırımın bir an önce bitmesi temennisiyle, vicdanların harekete geçmesi duygusuyla hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)