GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:30
Tarih:10.12.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve Kamu Denetçiliği Kurumunun 2025 yılı bütçe teklifleri üzerinde İYİ Parti adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bütçe, yalnızca gelir ve giderlerin toplandığı bir tablo değildir; bütçe, iktidarların milletine karşı sorumluluklarını ve önceliklerini yansıtır; bütçe, eşitliği sağlayan bir araçtır; bütçe, refahın garantisidir; bütçe, geleceğe yatırımdır; bütçe, toplumsal barışın anahtarıdır. Bu nedenle, bütçe yalnızca bir muhasebe meselesi değil milletin beklentilerini, ihtiyaçlarını ve haklarını karşılamakla ilgili ahlaki bir meseledir. Bir bütçe aynı zamanda yönetenlerin milletine nasıl baktığını, kimin yanında durduğunu gösteren bir aynadır. Eğer bütçe sosyal hizmetlere, eğitime, sağlığa öncelik veriyorsa bu, milletten yana bir yönetim anlayışını gösterir ancak bütçe lüks harcamalara, temsil ve tanıtım giderlerine, şatafatlı projelere ayrılıyorsa bütçe milletten kopmuş bir yönetimin göstergesidir. Bu noktada, 2025 yılı bütçesine baktığımızda, milletin refahı yerine sarayların, şatafatın, israfın bütçesiyle karşı karşıya olduğumuzu görebiliyoruz. Bu bütçede millet yoktur; bu bütçede işçi, çiftçi, emekli, öğrenci yoktur. Bu bütçe, iktidarın kendisini ayakta tutmak için milletine, vatandaşına dayattığı zulüm bütçesidir.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ'si iktidarı 2025 yılı için Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçesini 17 milyar 817 milyon 190 bin lira olarak öngörmüştür. Dikkat çeken ve sorgulanması gereken bazı harcama kalemleri vardır; örneğin, temsil ve tanıtım giderleri. 2025 yıl için temsil ve tanıtım giderlerine 230 milyon liranın üzerinde bir rakam ayırmışsınız. Bu rakam lüks ve şatafatın, milletten kopuk yönetim anlayışının apaçık bir göstergesidir. Millet bir bardak çayı dahi zor bulurken siz bu 230 milyon lirayı nasıl, hangi vicdanla harcayacaksınız? Hangi temsil, hangi makam, hangi tanıtım; sormak istiyorum. Milletin parasını böyle hoyratça harcarken vicdanlarınız hiç mi sızlamıyor? Sürekli olarak vatandaşımıza "Tasarruf edin." diyorsunuz ama "temsil ve tanıtım giderleri" adı altında harcamalarınızı katlamaktan geri durmuyorsunuz; lüks araçlar, şatafatlı etkinlikler, pahalı tanıtım kampanyaları için bu bütçeyi harcıyorsunuz. Kendi propagandanızı yaparken eliniz ve gönlünüz çok açık ancak konu danışmanlarımızın kıdem tazminatına gelince "Bütçe yeterli değil." diyorsunuz.

Bu arada, Genel Kurul çalışmalarında ses kayıtlarının, yapay zekâ teknolojisi kullanılarak konuşma ve konuşmacı tanıtma özelliklerinin tutanaklara dönüştürülmesi, bu tutanakların yönetilmesi, basın ve yayın süreçlerinin elektronik ortama taşınması ve arşivlenmesi gibi yenilikçi bir dönüşümü sağlayan, Tutanak Bilgi Sistemi'nin kurulmasında emeği geçen Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği ve idari teşkilatına bilakis teşekkür ederim. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz'ın bu yıl bütçe konuşmasını kitapçık hâline getirmeyerek tasarruf örneği göstermesini de gözlemledik. Lakin, sadece bütçe kitapçıklarından tasarruf etmek olmaz. Sayın Kurtulmuş'un da beytülmal olan Meclis bütçesini kullanırken Hazreti Ömer'in beytülmali nasıl kullandığını örnek almasını bekliyoruz çünkü milletin emanetiyle yapılan her harcama geleceğimizin inşası için bir sınavdır, aynı zamanda kendisinin de imtihanıdır. Unutmayalım, tasarruf sadece sembolik adımlarla değil israfın kökünü kazıyarak ve adaletli yönetim sergileyerek mümkün olur.

Arkadaşlar, açıkça ifade ediyorum: Bu bütçe milletin refahı için değil iktidarın kendi propagandasını yapması için ayrılmıştır. Bunu gören Meclis Başkanı hiç boş durur mu? Zatımuhteremin "Nasıl olsa hesap soran yok." diye Meclis bütçesinin önemli bir kısmını kendi tanıtım ve propagandası için kullanması kadar doğal bir şey de yok. Şimdi "Nereden çıkarıyorsunuz?" diyenler olabilir. Bu nedenle, huzurunuzda kendisine birkaç soru sormak isterdim ama görüyorum ki komisyon sıralarında Bekir Bey var, kendisine iletirler. Göreve geldiğiniz günden bugüne Mecliste yaptığınız konuşmaları sekiz cilt hâlinde Meclis matbaasına bastırdınız mı? Bakın, Büyükelçiler Konferansı, Valiler Buluşması, Rusya Federal Meclisi Federasyon Konseyi, genel kurulu, kongre konuşmaları vesaire; ikişer bin adet bastırılan toplam 16 bin adet kitabı Meclis bütçesinin hangi kaleminde gösterdiniz? Bu kitapları kimlere ne maksatla dağıttınız? Şahsi propagandanızı Meclisin bütçesine neden alet ediyorsunuz? Geçmişte hangi Meclis Başkanı bunu yaptı? Bu arada, dağıtım listesini tekrar gözden geçirmenizi tavsiye ederim. Sizin bedavaya dağıttığınız bu kitapları, matbaada milletin parasıyla bastırdığınız bu kitapları listede ihtiyacı olan biri var ki ikinci el 450 liraya satıyor; onun da görüntüsü bu. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Millete her fırsatta dayattığınız "tasarruf" kavramı bu süreçte neden aklınıza gelmedi? Valilerle, büyükelçilerle ya da Rusya Federasyonunda yaptığınız konuşmaları çok merak eden varsa keşke bunları kitap hâlinde bastırıp Meclis bütçesine 1 milyona yakın bir yük getirmek yerine, Genel Sekreterliğimize talimat verseydiniz de dijital platformlarda, biraz önce teşekkür ettiğimiz dijital platformlarda yüklenmesini sağlasaydınız hem daha az maliyetli hem de daha erişilebilir bir çözüm olmaz mıydı? Vatandaşlardan tasarruf etmesi beklenirken devlet kaynaklarını bu şekilde har vurup harman savurmayı kendinize nasıl bir hak olarak görüyorsunuz? Bu sorularıma cevap vermeyi düşünüyor musunuz yoksa siz yine sessiz mi kalmayı tercih edeceksiniz? Bu mu sizin şeffaflığınız? Bu mu sizin vicdanınız? Bu ülkenin vatandaşları lüks ve gereksiz harcamaları artık kaldıramayacak durumda. Eğer bu yapılanlar "gereklilik" adı altında yapılıyorsa o gerekliliklerin detaylarını açıklamak da sizin görevinizdir çünkü harcanan her kuruş milletin cebinden çıkmaktadır.

Sayın Başkanımıza Türkiye Büyük Millet Meclisinin işleyişi ve personel politikaları hakkında da birkaç soru sormak istiyorum. Sayın Başkanım, son on yıl içinde Meclisimize kaç personel alımı gerçekleşmiştir? Bu alımlar hangi yöntemlerle yapılmıştır? Özellikle istisnai kadrolar aracılığıyla hangi departmanlara, kaç kişi atanmıştır? Bu atamaları yaparken hangi kriterleri dikkate aldınız? Kamuoyunda istisnai kadroları liyakat yerine siyasi bağlantılarla doldurduğunuza dair endişeler duyulmaktadır. Bu konuda ne tür önlemler aldınız? Bu soruların yanıtları Meclisimizin daha etkin ve verimli çalışması için hayati öneme sahiptir. Bu nedenle personel politikalarınızın detaylı bir şekilde incelenmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılması gerekir.

Ayrıca, Destek Hizmetleri Başkanlığı bünyesinde görev yapan personele çöp poşetleri içinde iş kıyafeti dağıtılması, dağıtılan kıyafetlerin yırtık ve sökük olması hem ihaleleri yandaşlarınıza vermenin fütursuzluğunun hem de sizin çalışanlarınıza ne kadar değer verdiğinizin açık bir göstergesidir ve en basitinden ayıptır.

Değerli milletvekilleri, bugün bu soruların cevabını almadan bu bütçenin vicdanlara hitap ettiğini söylemek mümkün değildir çünkü bu ülkenin vatandaşları, bırakın eşyalarını yenilemeyi, evlerindeki bir musluğu bile değiştiremeyecekleri ekonomik çaresizlikle boğuşmaktadır. Bugün milletin cebinden çıkan her kuruşun hesabını sormak bizim boynumuzun borcudur. Şunu hatırlatmak isterim ki bu makamlar milletin makamıdır, bu bütçe milletin bütçesidir. Harcamalarınızın her kuruşunda milletin hakkını gözetmek zorundasınız. Vatandaşlara tasarrufu öğütlerken makamlarınızda lüks ve şaşaa içinde yaşamanız ne adaletle ne vicdanla bağdaşır. Eğer topyekûn bir tasarruf politikası uygulanacaksa bunun önce sizin makamlarınızdan başlaması gerekir. Milletten fedakârlık bekliyorsanız bu fedakârlığın öncüsü sizler olmak zorundasınız, iğneyi önce kendinize batırabilmelisiniz. Şeffaflık, hesap verebilirlik ve adalet bir yönetimin temel taşlarıdır. Eğer bu temel taşlar yoksa o yönetim milletin değil yalnızca kendi çıkarlarının temsilcisidir. Bugün burada sorduğum soruların cevabını almak milletimiz adına en temel sorumluluğumuzdur.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ'si iktidarının Kamu Denetçiliği Kurumuna 2025 yılı için öngördüğü 340 milyon 972 bin liralık bütçe hakkında da birkaç cümle söylemek istiyorum. Bu Kurumun görevi vatandaşın haklarını korumak, kamu kurumlarının hukuka ve hakkaniyete uygun çalışmasını sağlamaktır. Ancak sormak istiyorum: Kamu Denetçiliği Kurumu bugüne kadar milletin adalet çağrısına ne ölçüde yanıt verebilmiştir? Yapılan şikâyetler genelde kâğıt üstünde kalmakta, önerileri ise iktidar tarafından görmezden gelinmektedir. Bu Kurum millet için değil iktidarın hatalarını örtbas etmek için mi çalışmaktadır? 340 milyon lira bu kadar işlevsiz bir Kuruma ayrılacaksa bu kaynak başka bir alanda, örneğin sağlık ya da eğitimde neden kullanılmıyor?

Bugün Türkiye'nin gerçeklerini görmezden gelemeyiz. Milletimiz derin bir ekonomik krizle mücadele ediyor. Enflasyon, işsizlik, hayat pahalılığı, barınma sorunu, hepsi katlanarak büyüyor. Vatandaşlarımızın artık dayanacak gücü kalmadı. 1 kilo peynirin fiyatı asgari ücretlinin bütçesini zorluyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Başkanım, tamamlıyorum.

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Öztürk.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Elektrik, doğal gaz ve su faturaları artık birer yıkım hâline gelmiş durumda. Kiralar uçmuş, gençler ve aileler ev bulamıyor, insanlar başlarını sokacak bir dam için bankalara ve yüksek faizlere mahkûm edilmiş durumda. Hastanelerde yaşanan skandallar, ilaç yokluğu, randevu sistemindeki kaos vatandaşlarımızı çaresiz bırakıyor. İnsanlar en temel sağlık hizmetine erişemiyor. Üniversite mezunları iş bulamıyor. Gençlerimiz yurt dışına gitmek için fırsat kolluyor. Ülkemizin geleceği göz göre göre heba ediliyor. Kadına yönelik şiddet artmış, kadınların iş gücüne katılımı ise azalmıştır. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanamamıştır. Bütün bu sorunlar ortadayken milletin ihtiyaçlarına yönelik bir bütçe hazırlamak yerine sizler sarayın lüks harcamalarının bütçesini hazırlıyorsunuz. Bu, adaletsizlik değil de nedir? Bu bütçe milletten yana değil saraydan yana, şatafattan yana bütçedir. Milletin sırtına yüklediğiniz vergilerle bu düzeni sürdürmek istiyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Peki, neden bu bütçeleri asgari ücretliyi rahatlatmak için kullanmıyorsunuz? Çünkü sizin önceliğiniz yalnızca tek bir kişiyi ve onun sarayını memnun etmek, siyasi kariyerinizi parlatmak için ülkeyi har vurup harman savurmaktır; bizim önceliğimiz ise milletin refahıdır. İşte aramızdaki tek fark da budur. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)