| Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 10.12.2024 |
DOĞAN BEKİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerine söz almış bulunuyoruz.
Sayın Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan devlet ricali olarak sürdürmekte olduğu Dışişleri Bakanlığı görevinde gerçekten mümtaz hizmetleriyle ön plana çıkmaktadır.
Sayın milletvekilleri, ABD'nin 11 Eylül saldırılarından sonra küresel aktör olarak uygulamaya koyduğu güç siyaseti, özellikle Afganistan ve Irak'ın işgaliyle ortaya çıkan bölgesel sorunların çözümünde Türkiye'yi "model ülke Türkiye" anlayışıyla Orta Doğu girdabında zor bir kaosun içine sürüklemeye çalıştığını hepimiz gözlemledik. Nitekim, AK PARTİ Hükûmeti tarafından 25 Şubat 2003'te Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması için Hükûmete yetki verilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresinin reddedilmesi Türkiye açısından tarihî bir dönüm noktası oluşturmuştur. Dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan konuyla ilgili 2016 yılında yaptığı açıklamada "Irak'ta düşülen hataya Suriye'de düşmek istemiyoruz. Ben 1 Mart tezkeresinin yanındaydım, karşı olanlar bunu açıkça söylemediler. 1 Mart tezkeresi ilk anda kabul edilip Türkiye Irak'ta olsaydı Irak'ın durumu böyle olmazdı, 1 Mart 2003 tezkeresi ilk anda geçseydi Türkiye masada olacaktı." değerlendirmesinde bulundu. Demin bir vekilimiz de bu konuya değindi. Ve maalesef, yabancı güçlerin topraklarımızın üzerinde yer almaması için ret oyu veren, o dönemin millî görüş çizgisinde olan bütün AK PARTİ'li milletvekilleri bir daha Türkiye Büyük Millet Meclisi yüzü göremediler. (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)
Şunu da ifade edelim ki daha sonra yaşanan çuval olayının da tezkerenin reddedilmesiyle ilişkili olduğunu hatırlatmakta fayda vardır. Ne yazık ki George Bush döneminde ABD bu sefer "Ilımlı İslam Modeli" adı altında Genişletilmiş Büyük Orta Doğu Projesi kapsamında ülkemizi bölgenin merkezine yerleştirmeye çalıştı. ABD'de düzenlenen G8 zirvesinden sonra Genişletilmiş Büyük Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi ile Ortak Bir Gelecek ve İlerleme İçin Ortaklık Toplantısı'na Sayın Erdoğan da o dönemin Dışişleri Bakanı Sayın Abdullah Gül'le birlikte demokratik ortak olarak katılım sağladılar. Yemen ve İtalya'yla birlikte Demokrasi Yardım Diyaloğu eş başkanlığını Sayın Cumhurbaşkanımız o dönem üslendi. Daha sonra Sayın Erdoğan yaptığı konuşmada Genişletilmiş Büyük Orta Doğu Projesi'ni şu cümlelerle ifade ediyordu: "Nüfusun büyük çoğunluğu Müslüman olan Türkiye bu bölgede evrensel değerlerin yayılması ve genişlemesi için katkıda bulunmaya devam edecektir. Türkiye, demokratik yapısı, zengin tarihsel mirası ve kimliği, ekonomik potansiyeli ve Batılı kurumlarda üyeliğinin bir sonucu olarak bu sorumluluğu hissetmektedir." Fakat çeşitli platformlarda şu anda Cumhurbaşkanımız ne yazık ki Genişletilmiş Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanı olduğunu kabul etmemektedir ama oradaki tutanaklar tam tersini ifade etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
DOĞAN BEKİN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Yeniden Refah Partisi olarak bizler Sayın Cumhurbaşkanından Genişletilmiş Büyük Orta Doğu Projesi'nin eş başkanı olarak ABD'nin güdümündeki plan ve politikalara değil Erbakan Hocamızın kurduğu D8 teşkilatına önem vermesini beklerdik. Ne yazık ki Türkiye olarak D8 Genel Sekreterliğine ev sahipliği yapmamıza rağmen D8 teşkilatının şu anda İstanbul Sarıyer'de bir iş merkezinde küçük daire içerisinde faaliyet göstermesi neyle açıklanabilir? Bu son derece düşündürücüdür. Sayın Dışişleri Bakanımızın D8 konusunda hiçbir açıklama yapmaması da düşündürücüdür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DOĞAN BEKİN (Devamla) - Değerli milletvekilleri Suriye'de yaşanan son gelişmelerden büyük dersler çıkararak kısa, orta ve uzun vadeli politikalar geliştirmemiz artık kaçınılmazdır. Şöyle ki Suriye'de Hafız Esad'ın ölümünden sonra başa geçen Beşar Esad, babasının ardıllarının oluşturduğu BAAS, ordu ve Muhaberat üçgenini yöneten kemik kadroyu aşamayınca babasının izinden gitmeye başladı.
Zaten az kişiyle temsil ediliyoruz, yılda bir sefer konuşuyoruz, lütfen... (CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bekin.
DOĞAN BEKİN (Devamla) - Amerika Birleşik Devletleri'nin Suriye üzerinde hükümranlık kurma isteği ta o zaman başlamıştı ve Hariri suikastından sonra, Amerikan vatandaşı olan önemli bir iş adamı Ferid Gadri'yi devreye sokarak her zamanki klişeleşmiş demokrasi, özgürlük, barış, laiklik ve inanç özgürlüğü, komşu ülkelerle barış içinde bir arada yaşama düşüncesiyle Suriye Reform Partisini kurdurdu ve bu parti Suriye içinde vücut bulamayınca maalesef, şubeleri Avrupa ülkelerinde ve Lübnan'da kuruldu fakat bu proje akamete uğrayınca bu sefer Türkiye aracılığıyla Suriye'de değişik şekilde...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Efendim, Urfa'da elektriklerin kesildiği gibi burada da sayın hatibin sözleri kesiliyor. Efendim, demokrasi adına bir iki dakika daha verelim Başkanım. Bakana beş dakika verdiniz.
DOĞAN BEKİN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri...
(Uğultular)
DOĞAN BEKİN (Devamla) - Bakınız, kırk yıllık dış politika uzmanıyım ve Erbakan Hoca'nın dış politika konusundaki danışmanıydım kendim.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Doğan Bey, bize gel, biz konuşturalım seni.
DOĞAN BEKİN (Devamla) - Fakat burada görüyorum ki Türkiye'de her gün televizyonlarda birçok yorumcu çıkıp Suriye konusunda ahkam kesiyor; ellerinde cep telefonuyla, dışarıdan öğrendikleri birkaç cümleyle insanların dimağlarını farklı yönlere götürmeye çalışıyorlar fakat bunların hiç biri de Suriye'ye ayak basmamıştır. (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)
Değerli kardeşlerim, bakınız, Sultan Abdülhamit döneminde ilk tren hattı yapıldığı zaman Hicaz Demiryolu'nun Halep İstasyonu açılışında tren Türk Bayrağı'yla karşılanmıştı ve Kuvayımilliye de Halep'te kurulmuş olmasına rağmen aslında dış güçlerin etkisiyle orada etkisiz bir politika hâline dönüştürüldü ve maalesef oradaki hâkimiyetimizi de kaybettik.
BAŞKAN - Sayın Bekin, teşekkür ediyorum.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Başkanım, bizim öğrenme hakkımızı kısıtlıyorsunuz.
DOĞAN BEKİN (Devamla) - Şu anda da Suriye'de ne yazık ki erken bir şekilde aynı zafer ilanı yoluna gitmeye çalışıyoruz, bunun da sakıncaları uzun vadede görülecektir.
BAŞKAN - Sayın Bekin, teşekkür ediyoruz.
DOĞAN BEKİN (Devamla) - Bugünkü Pakistan örneği şu anda önümüzdedir. Şu anda Pakistan'da Peşaver'de birçok...
ABDULLAH GÜLER (Sivas) - Teşekkür ediyoruz(!)
DOĞAN BEKİN (Devamla) - Şu anda, bakınız, farklı gündemle konuşacak olursak...
BAŞKAN - Sayın Bekin, çok teşekkür ediyoruz.
EJDER AÇIKKAPI (Elazığ) - Kürsü işgali var, kürsü!
DOĞAN BEKİN (Devamla) - Lütfen.. Millî konularda bütün siyasi partilerin iş birliği içerisinde hareket etmesi gerekmektedir, özellikle Suriye politikasında.
BAŞKAN - Sayın Bekin, teşekkür ediyoruz. Lütfen...
DOĞAN BEKİN (Devamla) - Rahmetli Erbakan ve Ecevit döneminde Kıbrıs zaferi öyle kazanıldı ve 1974'ten günümüze kadar hiç birinin burnu dahi kanamamıştır. Burada muhalefet partileriyle birlikte hareket ettikçe Suriye'de ve diğer bölge ülkelerinde...
Bitti, tamam.