GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:31
Tarih:11.12.2024

CHP GRUBU ADINA MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen kıymetli vatandaşlarımız; bütçe görüşmelerinin ikinci turunda Ulaştırma ve Altyapı, Enerji ve Tabii Kaynaklar ile Sağlık Bakanlıklarının 2025 bütçesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, başta şunu söylemeliyim: Bu bütçede bir lokma ekmek için sabahın kör karanlığında yollara düşen işçi yok, aç yatan öğrenci yok, emekli yok, siftah yapmadan dükkân açıp kapatan esnaf yok, canını dişine takıp çalışan öğretmen yok, doktor yok, kamu emekçisi yok çünkü bu iktidarın bütçesinde halk yok, halk! Bu bütçede daha fazla doğa katliamı, daha fazla ağaç kıyımı var. Bu bütçede yoksulluk var, bu bütçede yalan var, bu bütçede talan var. Bu bütçede tek adam rejiminin dayattığı acı var, acı! Yine, ne var? Geçilmeyen köprülere ve uçulmayan havalimanlarına ödenen milyonlar var. Kısaca, bu bütçede halkın refahı dışında ne ararsan var çünkü AKP iktidarı bu ülkenin vatandaşının, emekçisinin, gencinin, kadınının, ağacının, akan suyunun karşısında. Peki, bu iktidar kimin yanında? Bütçede de görüleceği üzere uluslararası sermayenin, yandaş şirketlerin, kıyak geçtikleri patronların yanında.

Değerli milletvekilleri, iktidarın enerji politikasına bakıyoruz özelleştirme, usulsüzlük ve kamu zararları üzerine kurulu. Enerjide özel şirketleri tekel yaptılar, Türkiye'de elektriği özel şirketlere devrettiler, doğal gaz da yine aynı. Seçim döneminde BOTAŞ üzerinden doğal gaz destekleri veriliyor; seçim bitiyor, buradaki zarar ya siliniyor ya da vergi borcundan mahsup ediliyor; sonra çıkıp "Faturada yüzde 60 destek veriyoruz." diye vatandaşı kandırıyorsunuz. Siz desteği kamu kurumlarını peşkeş çektiğiniz sermayeye veriyorsunuz, faturalara zam üstüne zam yapıyorsunuz; yetmiyor, kademeli tarifeye geçiyorsunuz, faturalar 2 katına çıkıyor ama ücretler açlık sınırının altında. Vatandaşı bu kış günü sokakta karanlığa mahkûm ediyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, AKP döneminde maden faaliyetlerine bakıyoruz, ülkenin kaynakları yandaş ve uluslararası maden ve enerji tekellerine peşkeş çekiliyor. Adrese teslim ihalelerle, rant hırsıyla bu ülkenin ormanını, suyunu yok ediyorsunuz. İliç maden katliamının hesabını vermediniz daha ama "altın" "para" deyince her şey serbest oluyor. "ÇED Gerekli Değildir" kararıyla pek çok il maden ruhsat arama sahası ilan edildi. Antalya Akseki'den Artvin'e, Muğla'dan Kaz Dağları'na her yeri talana açtınız. Zaten Cengiz Holding sevdanız hiç bitmedi, siz holdinglerin iktidarısınız. O yüzden, FERNAS işçisine düşmansınız; o yüzden, kamuya ait kârlı bir işletme olan Çayırhan'ı haraç mezat satmaya çalışıyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, yine, bir akıl dışı uygulama, AKP iktidarı sekiz yıldır kalıcı yaz saati uygulamasıyla tüm ülkeye psikolojik şiddet uyguluyor.

Sayın Bakanım, göremiyorsanız mutlaka karanlıktan göremiyorsunuzdur. (CHP sıralarından alkışlar) Bu uygulama nedeniyle çocuklar, çalışanlar ve vatandaş sabahları karanlıkta uyanmakta, okula ve işe karanlıkta gitmektedir. Bu inat uğruna enerji tasarrufuna hiç katkısı olmayan uygulamadan ne zaman vazgeçmeyi düşünüyorsunuz? Halk bunun cevabını bekliyor.

CAVİT ARI (Antalya) - Bize göster, bize.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bize göster.

MUSTAFA ERDEM (Devamla) - Size de göstereyim arkadaşlar, bütçeye sahip çıkanlar yok ama.

CAVİT ARI (Antalya) - AK PARTİ'lilere göster.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Herkes görsün.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Akbaşoğlu falan.

OSMAN SAĞLAM (Karaman) - Resim küçük olmuş, göremiyoruz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Görsün, o da görsün.

CAVİT ARI (Antalya) - Karanlık, göremezsiniz.

MUSTAFA ERDEM (Devamla) - Değerli milletvekilleri, 2025 bütçesinin yüzde 87'si vergi gelirlerinden oluşuyor yani vatandaşın aldığı nefesten vergi alıyorsunuz. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı en çok pay ayrılan bakanlıklardan biri. Peki, bu bütçe nereye gidiyor? Kamu-özel iş birlikleri ve yap-işlet-devretle yapılan projeler aracılığıyla 5'li çetelere, yandaş müteahhitlere.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Boğazlarında kalsın!

MUSTAFA ERDEM (Devamla) - Yol mu yapılacak, köprü mü yapılacak, havaalanı mı yapılacak; hemen madde 21/b'yle vatandaşın vergiyle oluşturulan kaynakları yandaşlara peşkeş çekiliyor. Antalya-Alanya otoyolu bu uygulamaların en son örneklerinden bir tanesi. Kamu eliyle yapılsa dörtte 1'ine mal olacak yollara, köprülere, havalimanlarına milyarlarca dolar para ödeniyor.

Değerli milletvekilleri, 2023 yılında yap-işlet-devret modeliyle yapılan köprü ve otoyollara 56 milyar TL'yi aşan garanti ödemeleri yapıldı. 2025-27 yılları arasında bütçeden yapılacak garanti ödemelerin toplam tutarı 328 milyar TL'yi aşıyor. Yine, uçak uçmayan, yolcu geçmeyen Zafer Havaalanı'nın maliyeti 50 milyon euro; 2012-23 yılları arası 66 milyon euro ödenmiş, daha 2044 yılına kadar garanti ödemesi devam edecek; yazıktır, günahtır!

Bu iktidarda yandaşa para var ama emekliye, işçiye, çocuklara okulda bir öğün yemek vermeye para maalesef yok. Bunlar sözde yerli ve millî ama bunların sözleşmeleri bile Londra mahkemelerine bağlı.

Değerli milletvekilleri, her yer sorun yumağı. Bu iktidar araç sahiplerinin haraca bağladı. Araç muayenesi TÜVTÜRK isimli bir şirkete devredildi, 2025'te bir araç muayenesi 2.620 TL olacak. Beş dakikalık bir kontrole bu kadar para yazık değil mi Sayın Bakanım? Vatandaş artık buna "Yeter!" diyor. (CHP sıralarından alkışlar)

Zam yağmurundan telefon ve internet faturaları da nasibini alıyor. GSM operatörleri tarifelere yüzde 200-300 dolayında zam yaptı. Sayın Bakanım, siz "Serbest piyasa." dediniz, siz bu ülkeyi şirketlere teslim ettiniz.

Değerli milletvekilleri, sağlıklı işi olmayan AKP iktidarı, ülkede her şeyde olduğu gibi sağlığı da piyasaya teslim etti. "Sağlıkta dönüşüm" adı altında sağlık sistemini ticarileştirdi, özelleştirdi; insanların hayatından rant devşiren bir sistem yarattı. Bu sistem içinde çeteleşenler, para kazanmak için -bilinen- en az 12 bebeğimizin katledilmesine sebep oldu. Başka bir ülke olsa iktidarı düşürecek bu durum karşısında bir kişi istifa etti mi Allah aşkına, bir kişi utandı mı arkadaşlar? (CHP sıralarından alkışlar) Şimdiki Bakan o dönemde İl Sağlık Müdürüydü, eski Bakanlar özel hastane sahibi; birinin hastanesi yenidoğan çetesi skandalına karıştığı için kapatıldı ama kimse kendini biraz olsun sorumlu hissetmedi. Ey Cumhur ittifakı, bu çeteler sizin yarattığınız sağlık sisteminin sonucu, bu bebek ölümlerinden sorumlu sizsiniz! Ben buradan Sağlık Bakanını, bir kez daha, sorumluluk almaya ve istifa etmeye davet ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, şehir hastaneleri Sağlık Bakanlığı bütçesini âdeta rehin almış durumda. Sağlık Bakanlığı bütçesinin yüzde 10,3'ü 18 adet şehir hastanesine aktarılıyor; kamunun kaynakları yine hasta garantisi verilen hastanelere aktarılıyor, diğer hastanelere kaynak yetersiz.

Sayın Bakanım, Ankara'nın göbeğindeki hastanelerde cihazlar bozuk, cihazlar! Biliyorsunuz, sağlık hizmetlerine erişim âdeta hayal oldu. Kamu hastanelerinden randevu almak imkânsızlaştı. Sayın Bakanım, kanser hastalarına beş ay, altı ay sonraya randevu veriliyor. İnsanları zorla ya acile ya da özel hastanelere yönlendiriyorsunuz. "Performans sistemi" diyorsunuz, doktorlara üç dakikada hasta baktırıyorsunuz ve siz, bu sistemi övüyorsunuz.

Diğer taraftan, aile hekimleriyle ilgili bir yönetmelik getiriyorsunuz, doktorlar sesini duyurmaya çalışıyor; duymuyorsunuz. Birinci basamakta halkın sağlık hakkına erişimini engelliyor, hekimlerin meslek özerkliğini yok ediyorsunuz.

SGK'den özel hastane patronlarına milyarlar aktarılırken Tip 1 diyabet hastası çocuk hastalara bir glikoz sensörünü ve bir insülin pompasını çok gördünüz. Şimdi yine söz vermişsiniz, tabii, sözünüzü tutarsanız glikoz sensörünü ödeme kapsamına alıyorsunuz, insülin pompasını veremiyorsunuz. Bir iş yapıyorsunuz, o da yarım yamalak ama hakkınızı yemeyelim, siz parayı yandaşa vermeyi çok seviyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, bu tablodan da görüyoruz ki bu iktidarın bütçesinde halk yok, emekli yok; sadece sermaye var. Biz bu bütçeyi kabul etmiyoruz. Bugün iktidarın olanaklarından yararlanarak kendinizi güçlü görüp "Ülkenin kaynaklarını biz istediğimizi kullanırız." diyebilirsiniz; bugün, oturduğunuz saraylardan fermanlar salabilirsiniz ama unutmayın, ferman sizinse bu ülke bizimdir ve size rağmen bu ülkeyi CHP iktidarında tekrar ayağa kaldıracağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Erdem, lütfen tamamlayın.

MUSTAFA ERDEM (Devamla) - Bu da bu ülkenin köylüsüne, emeklisine, memuruna, işçisine, kısaca ezilenlerine sözümüz olsun diyor; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)