Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 31 |
Tarih: | 11.12.2024 |
CHP GRUBU ADINA DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ'nin enerji politikası yolsuzluk, usulsüzlük ve kamu zararlarıyla dolu; ayrıcalıklar, yalanlar ve çelişkilerle dolu. AK PARTİ'nin berbat enerji politikası nedeniyle Türkiye'deki elektrik üretiminin yüzde 83'ünü özel şirketler, sadece yüzde 17'sini kamu yapıyor. Elektrik dağıtımının yüzde 100'ünü özel şirketler yapıyor. Elektrik perakende satışının yüzde 100'ünü yine aynı özel şirketler yapıyor. Geriye bir tek elektrik iletim sistemi kalıyor, o da özelleştirme sürecinde.
Değerli milletvekilleri, ayrıca AK PARTİ, yine bu özelleştirmeler kapsamında 81 ilden 41'inin doğal gaz dağıtım işini de sadece 2 şirkete vermiş durumda yani AK PARTİ eliyle bazı özel şirketler enerji alanında âdeta kartel olmuş durumda. AK PARTİ şimdi de Çayırhan Termik Santrali'ni satmak, maden sahalarının işletme hakkını 2060 yılına kadar devretmek istiyor. "Kâr mı etti, zarar mı etti?" demeden; tesislerin, lojmanların, arsaların kıymet takdirini bile yapmadan, yangından mal kaçırır gibi adrese teslim ihaleyle bu tesisleri yandaş şirketlere peşkeş çekmek istiyorsunuz. İşçi sizin oyuncağınız değil, kimseyi oyalamayın, kandırmayın, geleceğiyle oynamayın; bu ihaleyi tümüyle iptal edin. (CHP sıralarından alkışlar)
"Ne bulsam da satsam" anlayışınız öyle uç bir noktaya geldi ki özelleştirdiğiniz Uludağ Elektrik Dağıtım Şirketi İngiltere'deki yabancı bir fona satılmış durumda. Bursa, Balıkesir, Yalova ve Çanakkale'deki 3,5 milyon abone elektrik faturalarını artık İngiltere'ye öder hâle geldi. "Yaparsa AK PARTİ yapar." dediniz, ülkemizin vatandaşlarını yabancı ülkelerin borçlusu, müşterisi, abonesi hâline getirdiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Gelelim elektrik faturalarındaki sübvansiyon aldatmacanıza. Ülkemizde elektrik üretimi yapan kamu şirketinin adı "Elektrik Üretim AŞ" yani "EÜAŞ". EÜAŞ, 2024 yılının ilk on ayında Türkiye'deki elektrik üretiminin yüzde 17'sini, elektrik tüketimininse yüzde 47'sini karşıladı. Bu ne demek? EÜAŞ piyasadan elektrik alıp elektrik satıyor demek yani özel sektör santrallerinden elektrik alıp özel dağıtım şirketlerine elektrik satıyor demek, üstelik bunu da zararına yapıyor demek. 2024 yılının ilk on ayında EÜAŞ'ın görev zararı 183 milyar lira. Siz bu tutara "sübvansiyon" diyorsunuz, oysa bu tutar özel dağıtım şirketlerine sağladığınız bir tahsilat garantisi. Sayın Bakan, sizin göreviniz, vatandaşa maliyetine elektrik vermek ancak siz, üretim santrallerinin çoğunu, dağıtım ve perakende şirketlerinin tümünü özelleştirdiğiniz için piyasada oluşan elektrik fiyatı sizin kontrolünüzün dışında, şirketlerin tekelinde; bu nedenle de çok yüksek. Siz, vatandaşa maliyetine elektrik vermeniz gerekirken elektriği özel sektör santrallerinden pahalıya alıp elektrik dağıtım şirketlerine ucuza satıyorsunuz ve aradaki farkı da hazineden ilave ödenek alarak kapatıyorsunuz. O aldığınız ilave ödenekleri de yine bu şirketlerin kasasına aktarıyorsunuz. Aktardığınız bu tutar kadar da vatandaşa ilave vergi getiriyorsunuz; tam bir AK PARTİ cambazlığı. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ'den vatandaşlara bir kara haber daha var: Apartman aidatlarına zam geliyor sizin yüzünüzden. Bildiğiniz gibi bir apartman sakini sadece kendi evinin elektrik faturasını ödemekle kalmayıp aynı zamanda apartmanın içindeki ortak kullanılan elektriği de ödüyor. Siz yaptığınız zamları bile eksik anlatan, gizleyen, saklayan ve vatandaşa pusu kuran bir iktidarsınız. (CHP sıralarından alkışlar) Yaptığınız hileli açıklamayla 2025 yılının Şubat ayından itibaren sadece yüksek elektrik tüketimi olan konut abonelerine zam yapacağınızı söylediniz ancak sadece konutların değil, apartmanların ortak kullanımda tükettiği elektriğe de zam yapacağınızı tespit ettik. Konutlardaki gibi, aylık elektrik faturası 1.050 lira ve üzerinde olan apartmanlar, kooperatifler ve sitelere yüzde 90 oranında elektrik zammı geliyor. Bu durumda apartman aidatları da otomatik olarak zamlanacak. Bu zamdan etkilenecek hane sayısı 3 milyon, zamdan etkilenecek kişi sayısı ise en az 10 milyon.
Değerli milletvekilleri, sekiz yıldır kalıcı yaz saati uygulaması yapıyorsunuz; milyonlarca vatandaşın biyolojik saatini altüst ediyorsunuz. Sekiz yıldır kör bir inatla Türkiye'yi kör bir karanlığın içinde yaşatıyorsunuz. Sizin yüzünüzden sabah uyanınca herkesin ilk işi lambaları açmak oluyor. Sizin yüzünüzden çocuklar ve çalışanlar sabah karanlıkta uyanıyor, karanlıkta okula ve işe gidiyor. Çocuklar artık sabah karanlığında kahvaltı mı yapıyor, akşam yemeği mi yiyor, ayırt edemiyor.
Yaptığınız kalıcı yaz saati uygulamasında enerji tasarrufu yok, iş verimi yok, ekonomik bir fayda yok. Ayrıca bu uygulama toplum sağlığını bozuyor, sosyal hayata da zarar veriyor. Sayenizde antidepresan kullanımında patlama yaşanıyor. Yarattığınız bu karanlığı iktidara geldiğimizde yırtıp atacağız. Kalıcı yaz saati uygulamasını kalıcı olarak biz kaldıracağız. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, gelelim AK PARTİ'nin son vurgununa: Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi. 2025 yılından itibaren zorunlu hâle getirilen bu sistemi aracına taktırmak için vatandaşın araç başına ödeyeceği tutar 3.097 lira, toplam cihaz takılacak 20 milyon araç sahibinin ödeyeceği tutar 62 milyar lira. Türkiye'deki 8 bin akaryakıt istasyonunun bu sistemi kurmak için harcayacağı, yapacağı harcama 5 milyar lira yani harcanacak toplam tutar en az 67 milyar lira. Oysa Türkiye'de Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi'ne benzer sistemler zaten var ve kullanılıyor. Farklı markalardaki bu taşıt tanıma sistemlerinin tümü birbirine entegre edilebilir durumda, neredeyse masraf yapmadan. Bu altyapıyı yeni bir yazılımla araçların yüzde 100'ünde aktif hâle getirmek mümkünken sil baştan yapıp, bu cihazları çöpe atıp aynı işi yapan yeni bir taşıt tanıma sistemini mecbur hâle getirmek vatandaşı soymaktır. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, Enerji Bakanı, enerji yatırımlarında on sekiz ayda verilecek süper izinden bahsediyor. İzinlerde, ruhsatlarda kolaylık sağlanacağını, alım garantileri verileceğini, bunların döviz üzerinden ödeneceğini söylüyor. Ne tesadüf ki Birleşik Arap Emirlikleri'yle imzalanan enerji alanındaki iş birliği anlaşması da tam olarak bunu söylüyor. Birleşik Arap Emirlikleri'ne on sekiz aylık süre için rakipsiz proje yapma imkânı tanınıyor; izinlerde, ruhsatlarda, ÇED süreçlerinde kolaylık ve destek sağlanıyor, enerji iletiminde kapasite tahsisi garantisi veriliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, lütfen tamamlayın Sayın Yavuzyılmaz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Devamla) - Yani, Birleşik Arap Emirlikleri'ne ihale yok, ÇED raporu yok, rakip projelere izin yok, uyuşmazlıklarda Türk mahkemesi yok. Anlaşılıyor ki Birleşik Arap Emirlikleri'ne süper izinler verilecek; dokunulmazlık verilecek, döviz üzerinden alım garantileri verilecek. Bunun adı "kapitülasyon"dur, yağmalanansa yine AK PARTİ eliyle Türkiye'nin yer altı ve yer üstü zenginlikleridir.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)