GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:31
Tarih:11.12.2024

CHP GRUBU ADINA MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, ben de Deniz Bey'in bıraktığı yerden devam edeceğim. Yirmi iki yıllık Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde enerji ve madende ülkenin geldiği durum; uluslararası şirketlere ve yandaş şirketlere adrese teslim anlaşmalar, ihaleler ve yasal düzenlemeler. Örneğin Çin, Birleşik, Arap Emirlikleri, Mısır, Kanada, Rusya gibi benzeri ülkelere âdeta buranın peşkeş çekilmesi. Yine, vergi ve teşvik ve ayrıcalıklarla sınırsız destekler, alım garantileri, "süper izin" adı altında ÇED kararı, orman izni, tarım alanlarının talanı, uluslararası tahkim garantileri ve Türkiye yargısının devre dışı bırakılması ve en önemlisi, denetimsizlik arkadaşlar.

Sevgili milletvekilleri, değerli milletvekilleri; soruyorum: Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri, siz bu ülkeyi yönetmeye mi geldiniz, talana mı geldiniz? (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, maden alanları, şu yeşil alan bu kadar tahrip edilirken içiniz yanmıyor mu? Sulak alanlar, mera alanları, orman alanları birer birer yok ediliyor.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bittikten sonra tekrar yeşil hâle getirilecek.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) - Uçakla gittiğiniz zaman âdeta çürük diş oyukları gibi bu görüntülerle karşılaşıyoruz arkadaşlar, ne yazık ki bu görüntülerle karşılaşıyoruz.

Değerli milletvekilleri, bildiğiniz üzere, Anayasa’nın 168'inci maddesi, yer altı zenginliklerinin devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu söyler ve bu kaynakların araştırılması, bulunması, kamu yararına kullanılması ve daha sonra buranın çevre düzenini sağlayarak yeniden toplumsal kalkınmaya destek verilmesiyle son aşamaya getirilmesi işlemi Enerji Bakanlığının işi. Peki, baktığımız zaman, gerçekten yerine getirdi mi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bu görevini? Ne yazık ki... Gördüğümüz şu ki cumhuriyet tarihinde, kurulduğundan bugüne kadar sadece 1.186 madene ruhsat verilmişken Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları dönemindeki Enerji Bakanlığı tam 386 bin maden ruhsatı vermiştir arkadaşlar. Milyonlarca yılda oluşmuş yer altı zenginliklerimiz peşkeş çekilemez; uç ürüne dönüşmek zorunda, kamu yararı için kullanılmak zorunda arkadaşlar.

Evet, ülkenin ormanları, meraları, yer altı suları talan edilirken siz ne yaptınız? Anayasa Mahkemesi kararlarını arkadan dolanarak, Anayasa Mahkemesi kararlarını yok sayarak bu ülkede, iktidarınız döneminde, 22 altın madeninin işletmesinin önünü açtınız arkadaşlar; yüzde 85'i yabancı ülkelere giderken sadece yüzde 15'i devlet hakkı olarak kalıyor.

Ve bakın, 2.179 madenci hayatını ne yazık ki sizin iktidarınız döneminde kaybetti. Tabii, Enerji Bakanlarını buradan muhakkak anmak durumundayız: Taner Yıldız döneminde Soma'da 301 madenci, Fatih Dönmez döneminde 43 madenci, Alparslan Bayraktar döneminde İliç'te 9 madenci yaşamını yitirdi. Tabii, birer ikişer ölenleri de saymamız gerekiyor; 2.179 madenci devriiktidarınızda yaşamını kaybetti maalesef, sizin beceriksiz yönetiminiz yüzünden. (CHP sıralarından alkışlar)

Evet, İliç katliamı üzerinden tam on ay geçti arkadaşlar; bitti Komisyon, bir türlü bu Komisyon raporu ortaya çıkmıyor. Niye çıkmıyor arkadaşlar? Neyi gizlemeye çalışıyorsunuz? Kimi aklamaya çalışıyorsunuz? Birinci derecede asli kusurlu Çevre ve Şehircilik Bakanı hâlâ gelip ne yargıya ne kimseye hesap vermek durumunda hissetmiyor; rapor da hâlâ hazırlanmıyor arkadaşlar. Bunun nedenini öğrenebilir miyiz? On ay oldu ya! Allah'tan korkun, on ay oldu! Bu 9 madencinin... MAPEG ne iş yapıyor? MAPEG'in normalde yapması gereken bu denetimleri sağlamak değil midir? O liç yığınının kayması, 9 işçinin hayatını kaybetmesiyle ilgili hiç mi hesap vermeyeceksiniz arkadaşlar? Hiç mi sorumlu olmayacak? (CHP sıralarından alkışlar) Ne Çevre Bakanı sorumlu ne Çalışma Bakanı sorumlu ne Enerji Bakanı sorumlu. Kim sorumlu? Ölen madenciler sorumlu arkadaşlar. Ölen madenciler sorumlu, değil mi?

Evet, AKP iktidarları döneminde yine MTA'nın içi boşaltılmıştır arkadaşlar. Ne yazık ki ekonomik riskler kamu ve vatandaşa yüklenirken kazanç özel sektöre aktarılmıştır sürekli. Ülke kaynakları yabancıya, yerli şirketlere altın tepsi içerisinde sunulmuştur. Demokratik hak mücadelesinde olan vatandaşa terörist muamelesi yapılırken ne yazık ki kalkınma karşıtlığı olarak gösterilmiştir bu mücadeleler. MAPEG ve MTA'nın elinde gelecek vadeden arama ve araştırma süreçleri, henüz tamamlanmamış bazı ruhsatlar sahalara hızla devralınarak yandaş bazı firmalara göstermelik ihalelerle verilmişti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şevkin, lütfen tamamlayın.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) - Hemen tamamlıyorum.

Elâzığ Maden, Diyarbakır Ergani, Gümüşhane bunlara örnektir.

250 binden fazla insanımızı hem pandemi hem de deprem nedeniyle yitirdiğimiz durumda MTA'nın yapması gereken, depreme dayanıklı kentlerin oluşturulması için gerekli haritaların yapılmasıdır. Mutlaka bu haritaların ve depreme dayanıklı risk haritalarının oluşturularak toplum yararına sunulması gerekiyor.

Vatandaşa değil yandaşa göre hazırlanan bu bütçeye "hayır" diyoruz. Madenler halkındır, peşkeş çekilemez diyoruz ve ben, değerli milletvekilleri, buradan şu karayı Soma'da ölen madenciler için, şu karayı Amasra'da ölen madenciler için, bu karayı İliç'te ölen madenciler için ve bu karayı da alnıma sürüyorum koruyamadığımız bütün madencilerimiz için; bu kara, hepimizin alnının karasıdır.(CHP sıralarından alkışlar) Değerli milletvekilleri, bu karayı inşallah bir an önce yüzümüzden çıkarıp gerekli önlemleri alırız diyorum. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.