Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 32 |
Tarih: | 12.12.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, şu anda biz burada Kentsel Dönüşüm Başkanlığının bütçesini konuşurken Suriye'de kuzey ve doğu Suriye özerk yönetimi HTŞ terör örgütü, yetmez, Türkiye'nin desteklediği SMO çeteleri tarafından tehdit altında ve bu çetelerin -hem HTŞ'nin hem SMO'nun çetelerinin- nasıl bir anlayışla kafa kestiği, kadınları köle pazarlarında sattıkları daha dün gibi hafızamızda ve sadece Türkiye'de değil ne yazık ki Avrupa ülkelerinde de -tek tek- terör örgütü değil gibi bir anlayış var. Ben buradan tekrar seslenmek istiyorum: 2014'teki Kobani'nin kurtuluşunu sağlayan tüm demokratik kesimlere, tüm Orta Doğu'da tüm inançlar için, kadınlar için eşit, özgür yaşamın güvencesi olan bir anayasaya sahip Rojava özerk yönetimine sahip çıkmaya çağırmak istiyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Ve burada bunu söylerken kesinlikle bu, şimdi konuştuğumuz bütçeden bağımsız değil. Neden Türkiye SMO'yu silahlandırarak orada tampon bölge yapmaya çalışıyor, büyük emperyalistlerin altında küçük emperyalist ülke olmaya çalışıyor? Çünkü burada, Türkiye'de krizi derinleştirdi, kendi krizini derinleştirdi, şimdi, bir de orada o katliamların kanları üzerine TOKİ'yle inşaat hayalleri kuruyor. Biz o yüzden bu bütçede... Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığının bütçesinin yarısından fazlası Kentsel Dönüşüm Başkanlığına ayrılmış vaziyette. Belli ki yine yandaş çetelerin, yandaş şirketlerin -aslında ikisi aynı, dilim sürçmüş olabilir ama- paraya, sermayeye ihtiyacı var. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Nereden anlıyoruz bunların paraya, sermayeye ihtiyacı olduğunu? 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası'nın etap etap girdiği dönüşümden. Şimdi anlatacağım bu dönüşümleri. O nedenle, biz bu Kentsel Dönüşüm Yasası'na "rantsal dönüşüm, gaspsal dönüşüm yasası" diyoruz. Bakın, nasıl? Depremi gerekçe göstererek bize bu yasayı dayattılar ve dediler ki: "Depreme dayanıklı konutlar yapacağız. O nedenle de riskli alanlar tarifleyeceğiz." Şimdi, İstanbul'da birçok riskli alan tarifi yaptılar. Bakın, nedir onlar? Sarıyer'de Derbent, Fatih Sultan Mehmet Mahalleleri, Gaziosmanpaşa'da Mevlana Mahallesi, Sultangazi'de Cumhuriyet Mahallesi, Beşiktaş'ta Etiler yani "riskli alan" diye uzmanlar tarafından öncelikli tayin edilmeyen birçok bölge riskli alan yapıldı. Neden? Çünkü orada rant var. Çeşitli itirazlarla yasa durdurulduğunda, orada yaşayanlar buna itiraz ettiğinde hemen hop, yasada yeni bir değişiklik yapıldı ve burada riskli alan meselesi rezerv alana çevrilmiş vaziyette. Peki, nasıl yapıldı bu? Yine geliyoruz, burada savaşçı politikaların Kürt meselesiyle bağını kuruyoruz. 7 Haziran-1 Kasım 2015 seçimleri arasında Diyarbakır Sur'u yağmalama projesi olarak tekrar değerlendirildi ve yasa değişti. Ne dendi, biliyor musunuz? Kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu yerler de rezerv alanı yapılabilirmiş, riskli alan olabilirmiş yapı stokunun yüzde 65'i ruhsatsız olanlar da. İşte, bununla birlikte, sadece Sur'u yağmalama değil, istedikleri her yeri kamu düzeni ve güvenliği adına gasbetmeye başladılar.
Şimdi, daha örneklerimize gelelim. Mesela, İstanbul'a dönelim tekrar. Kentsel Dönüşüm Başkanlığında 2019'da yine bir değişiklik yapıldı ve uygulamaların resen yapılması üzerine 6/A maddesi eklendi ve bir anda İstanbul'da Güngören'de, Tozkoparan'da, Gaziosmanpaşa'da, Okmeydanı'nda ve buna benzer birçok yerde orada oturanlar cep telefonlarında bir mesaj gördüler, ne olduğunu anlayamadılar. İtiraz süresi de o kadar kısa tutulmuş ki bir anda oturdukları yerlerde "Dairelerinizi boşaltın, hazine el koydu." mesajlarıyla karşılaştılar. Şimdi "Bu rantsal ve gaspsal dönüşüm değil de ne?" diye sormak istiyoruz biz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.
ÖZGÜL SAKİ (Devamla) - Sonra bu yetmedi tabii ki, 7 Kasım 2023 tarihli yeni bir değişiklikle "rezerv alanların yeni yerleşim alanı olarak kullanılması" ibaresi vardı yani herhangi bir yeri tahliye edecekseniz, o kişilerin nerede ikamet etmek istiyorsanız orası yeni yerleşim alanı olacak diye belirlendi ve bu, 7 Kasımda kaldırıldı. Neden biliyor musunuz? Çünkü -eğer kararlara bakarsanız- rezerv alanı ilan edilen yerler "yeni yerleşim alanı" diye tariflenen yerlerin 4,5 katı yani bütün bölgenin 4,5 katı bunu bahane göstererek, dirençli kentler bahane gösterilerek gasbediliyor. Kanal İstanbul ile Kentsel Dönüşüm Başkanlığı el ele Şahintepe'de ve Kanal İstanbul'un geçtiği her yerde mahallelileri yerinden sürüyor. Orada direniş devam ediyor, biz de direnişe destek olacağımızı bir kez daha buradan ilan ediyoruz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)