| Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 13.12.2024 |
CHP GRUBU ADINA HASAN ÖZTÜRK (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün bütçe görüşmelerimizin 5'inci günündeyiz. Her gün burada, şanlı Meclisimizde bakanlarımızı ağırlıyoruz. Dün burada Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'u ağırladık. Sayın Kurum yirmi iki yıldır hatırlamadığı İzmir'i hatırlamış. Onun İzmir'le ilgili yaptıklarını anlatmasını beklerken buraya siyaset yapmaya geldiğini gördük.
Değerli milletvekilleri, Sayın Kurum'un dünkü konuşmasından anladığım kadarıyla Cumhuriyet Halk Partisinin kazandığı, Cumhuriyet Halk Partisine oy verenlerin çoğunlukta olduğu, kaybettiğiniz hiçbir şehrimizin Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın yetki alanına girmediğini ve girmeyeceğini anladık.
Bize burada düşen şunu hatırlatmak: Devletin bütçesi milletin vergilerinden oluşur. Size bu milletin vergileriyle yönettiğiniz bakanlıkları CHP'li belediyeleri cezalandırma aracı olarak kullanmaya eğer devam ederseniz milletin mesajlarını okumayı beceremez, algı yönetimini sürdürür ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanlıklarını AKP'li şehirlerin bakanlıklarına çevirirseniz yani bu devlet ile milleti karşı karşıya getirirseniz, unutmayın, muhakkâk millet kazanacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)
Yine, değerli milletvekilleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız da sanki biz başka bir dünyada, başka bir ülkede yaşıyormuşuz gibi, yeni dünyanın teknolojilerini ve gelişmelerini AKP'nin icraatları gibi anlattı. Buradan herkese soruyorum: 2002 yılında kullandığınız telefon, evinizdeki televizyon, arabanız, bilgisayarınız bugünle kıyaslanabilir mi? Teknoloji her gün dünyada ve ülkemizde de gelişiyor ancak bizim bakmamız gereken; Türkiye dünyanın bu bağıl hızında nerede duruyor? Bunu 2002'yle değil, dünyayla kıyaslamanız lazım. İhracat rakamlarımızı anlatıyorsunuz, diyorsunuz ki: "2002'de 36 milyar dolar ihracatımız vardı." Evet, 26'ncı sıradaydık, bugün övünerek telaffuz ettiğiniz 255 milyar dolar bizi 29'uncu yapıyor yani gerilemişiz; dünya ilerlerken ihracat rakamlarımız dolar bazında büyümüş ama biz gerilemişiz. İşte bu, sizin başarınız. Dolayısıyla, algıyı bırakın, gerçekler üzerine burada siyaset yapalım.
Değerli milletvekilleri, 31 Marta kadar AKP'nin yönettiği Bursa'da da durum çok farklı değildi. Her baktığı güzel şey de dolar işareti gören, Bursa'mızın yeşiline baktığında da Amerikan dolarının yeşilini gören yöneticiler gördük. Biliyorsunuz, Uludağ Bursa'dır, Bursa'nın kalbidir, simgesidir, Bursa'mızın da Bursaspor'umuzun da yeşili ve beyazıdır. Evet, algıda 1'incisiniz. 2002'deki Bursa ile sizden sonraki Bursa'ya hep birlikte bir bakalım. Bakın, bu sarı gördüğünüz bölge Bursa, 2002'ye kadar Bursa'da yapılanlar; bu mavi gördüğünüz bölgelerse "Bursa Ovası" olarak tanımladığımız ve 2004'e kadar Bursa Ovamızın yeşiline yaptığınız saldırıdır. Yine, Bursa'ya gelirken herkesi Ulu Cami karşılardı. Burada, Doğanbey TOKİ alanında, bu gördüğünüz tek katlı ve 2 katlı Osmanlı evlerinin olduğu bölgeyi şu hâle çevirdiniz. Dolayısıyla sizin Bursa'ya bıraktığınız eser bu. Bursa'nın ovasını, tarihî dokusunu mahvettiniz; yeşilini, beyazını, açıkça her şeyi griye çevirdiniz; şimdi, sıra Uludağ'da. Uludağ; Türkiye'nin göz bebeği, Bursa'nın, komşu illerimizin yaşam ve su kaynağıdır. Siz "Uludağ Alan Başkanlığı" adı altında doğayı koruma bahanesiyle 140 hektarın sorunlu olduğunu ifade ederek 2.100 hektarlık alanı millî park statüsünden çıkardınız. Metrekarelik rant hesabıyla parselleme amacının farkındayız. Uludağ Alan Başkanlığıyla da görüştüm; orada, iyi niyetli yaklaşımlarını, Alan Başkanlığının kent konseyleriyle, Bursa'nın sivil dinamikleriyle, sivil odalarıyla birlikte çalışacağını, oradaki binanın 1 metrekare artmayacağını, sosyal donatıların hedeflendiğini, otopark sorunlarının aşılmasının hedeflendiğini söylediler. Değerli milletvekillerimiz, bu sözler kulağımıza hoş geliyor ancak geçmişteki örnekler hepimizi kaygılandırıyor. Bakın, burası Ayder Yaylası, sizden önce ve şu anki hâli; burası Uzungöl ve şu anki hâli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Ellerini attıkları şeyi kurutuyorlar zaten.
BAŞKAN - Buyurun.
HASAN ÖZTÜRK (Devamla) - Dolayısıyla kaygımız büyük çünkü Uludağ gibi bir doğa harikasını, yalnızca iyi niyetlerle, söylemlerle değil güçlü denetim mekanizmalarıyla, şeffaf bir süreçle yönetmelisiniz. Öte yandan, Uludağ Alan Başkanlığının kuruluş amacı kamu yararını gözetmek ancak bakıyoruz ilk icraat ne; ilk icraat, yıllardır Büyükşehrin yönettiği otoparkların büyük bir kısmının yandaşa verilmesi. (CHP sıralarından alkışlar) Yani, belediye Cumhuriyet Halk Partiliyse devletin belediyesi değil, AKP'nin belediyesiyse devletin belediyesi. Alan Başkanlığına, Uludağ'ı sahiplenmek isteyenlere değil asıl sahibi olan halka hizmet etmek zorunda olduğunu bir kez daha hatırlatıyorum.
Hepinizi sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)