GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:33
Tarih:13.12.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığının bütçe görüşmeleri üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, 1071'de Sultan Alparslan'la kapısını açtığımız Anadolu, binlerce yıllık medeniyetlere, nice devletlere ev sahipliği yaptı. Efes Antik Şehri, Meryem Ana Kilisesi, Ayasofya, Göbeklitepe ve daha sayabileceğimiz nice kültürel varlığa ev sahipliği yapıyoruz.

"Kültürel miraslarımızı iyi değerlendirebiliyor muyuz?" sorusunun cevabı net: Bakanlığın bugüne kadarki performansı, ülkemizin sahip olduğu eşsiz kültürel ve turistik potansiyelin çok gerisinde kalmıştır. Bu durum ciddi bir yönetim zafiyetidir; tarihimize, kültürümüze ve milletimizin geleceğine de yapılan büyük bir haksızlıktır.

Değerli milletvekilleri, ülkemiz yanlış ekonomik yönetimler neticesinde sürekli dış ticaret açığı vermektedir. Dış ticaret açığını en başta turizm gelirleriyle düşürebiliriz, hatta dış ticaret açığını sadece turizm gelirleriyle kapatabiliriz. Geçmişte bunun örnekleri oldu; 2001 yılında dış ticaret açığımız 10 milyar dolar seviyesindeyken turizm gelirimiz 13 milyar doları aşmıştı. 2002 yılında dış ticaret açığımız yaklaşık 15 milyar dolar seviyesindeyken turizm gelirimiz yine 15 milyar 200 milyon dolar seviyesindeydi; dış ticaret açığımızın yüzde 98'i bu şekilde kapatılmıştı. 2002'den sonra turizm gelirlerimiz dış ticaret açığını kapatabilecek duruma hiç gelmedi; 2009 yılında yüzde 82 kapama seviyelerine çıktı, sonrasında 2017'ye kadar yüzde 50 seviyesini bile görmedi. Demek ki hatalarda ısrar ediliyor. Bu kadar kritik ve stratejik öneme sahip sektörün Bakanlığına ayrılan bütçe, 17 Bakanlık arasında 15'inci sıra oldu. Düşük bütçelerle küresel turizm pazarında potansiyelimizin altında performans gösteririz.

Turizm sektörü aynı zamanda istihdam deposudur. Pandemiden önce Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütünün verilerine göre turizm sektörü direkt, dolaylı ve etkinlik alanının tamamıyla dünya çapında her 10 kişiden 1'ine istihdam sağlamaktaydı.

İstihdam konusunda önemli bir hususa dikkat çekmek istiyorum: Yabancı turistler genellikle "her şey dâhil" paketlerle büyük otellerde ve popüler tatil bölgelerinde konaklamayı seçiyorlar. Genel olarak yabancı turistlerin gelirleri, daha çok turistik bölgelerde orta ve büyük kuruluşlarla sınırlı kalıyor. İhtiyaçları doğrultusunda harcamalarını da büyük işletmelerin içinde yapıyorlar. Çoğunlukla tur paketleri satın alarak geliyorlar. Bu paketlerin içerisinde havaalanından otele aktarma da olduğu düşünüldüğünde, yabancı turistleri hiçbir esnaf dışarıda göremiyor. 60 milyar dolar turizm hedefi çok güzel, daha üstüne de çıkacağız ama bu para nereye, kimlere gidiyor?

Bildiğim kadarıyla Türkiye destinasyonu, Avrupalı tur operatörlerinin en fazla para kazandığı destinasyonların başında geliyor. Acenteler aracılığıyla gelen turist konakladığı tesisten çıkmayarak ülkesine geri dönüyor.

Yabancı turist dağılımına baktığımızda ağırlıklı olarak 3-4 şehirde yoğunlaştığını görüyoruz. Bu yoğunluğu ülkemizin diğer bölgelerini genişleterek kültür, sağlık, kongre, gastronomi gibi katma değeri yüksek turizm gelirlerindeki payımızı artırmalıyız. Harcama düzeyi yüksek gelir grubundan ziyaretçileri ülkemize on iki ay boyunca çekecek projeler üretmemiz gerekiyor. Güney Kore, Japonya, Singapur, Avustralya vatandaşları Avrupa'nın birçok noktasına İstanbul Havaalanı'nı kullanarak gidiyor. Bu yolcuların ülkemize hiçbir katkısı yok. Yüzde 75-80'i transit yolcu. Ne ülkemizin turizmine ne de ekonomisine hiçbir katkıları yok. Dünyanın en büyük hava alanlarından birini açmakla övünüyorsunuz, bu, proje büyüklüğüyle değil, faydasıyla değerlidir. Ülkemize gelen turist sayısını artırmayı, onları Anadolu'nun kadim kentlerinde görmeyi başaramıyorsak bu projeleri ne derece başarılı saymalıyız. Devasa projeleri fiziksel büyüklükleriyle değil, milletimize sağladığı katkılarla ölçelim. Transit uçuş, yalnızca hava yolu şirketlerine para kazandırır. Millî geliri çok yüksek olan bu ülke vatandaşlarını İstanbul Havaalanı'nda değil, şehirlerimizde misafir etmeliyiz. Bu ülke vatandaşlarının en önemli özelliği kültür ve tarihe çok meraklı olmalarıdır. Kişi başına, ortalama 3.000 dolardan fazla para harcıyorlar. Göbeklitepe, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay bölgesine, Amerika, Kanada, Avustralya ve Uzak Doğu ülkelerinden üç dört günlük turistik programlar oluşturulursa çok ciddi turizm gelir kaynakları yaratılmış olur.

Sayın milletvekilleri, son günlerde gündemi yoğun şekilde meşgul eden ve ciddi tartışmalara da sebep olan Kültür Yolu Festivali için yapılan harcamalar hakkında da fikrimi belirtmek istiyorum. Bakanlığınızın 16 şehri kapsayan ve sekiz ay süren bu festivale 800 milyon TL harcadığı anlaşılıyor. Samsun'a 150 milyon TL, Van'a 90 milyon TL, Gaziantep'e 17,2 milyon TL para harcandı. Bu rakamlar yaklaşık tutarlardır. Bu paraları Uzak Doğu ülkelerinde, Amerika'da, Avustralya'da etkinlikler yapıp gastronomi tanıtımında harcasaydık daha faydalı olmaz mıydı? Gastronomi turizminde de büyük şehirler girdabına sıkıştık. Gastronomi turizm gelirlerinin yüzde 40'ını İstanbul alıyor; Ankara, İzmir, Antalya'dan sonra yüzde 8'le Adana geliyor. Gaziantep hak ettiği kazancı elde edemiyor. Örneğin Antalya'da düzenlenen Dünya Okçuluk Şampiyonası elemelerine Güney Amerika, Uzak Asya ve Güney Afrika da dâhil olmak üzere 154 ülkeden sporcu geldi. Bu kadar çok ülkeden insanı bir kentimize getirmek normal şartlarda çok zordur ancak bu uluslararası organizasyonun yapılması sporcuların Antalya'mızı deneyimlemesini, tarihî ve doğal güzelliklerini görmesini sağladı. Daha sonraki sezonlarda bu ülkelerden gelen turist sayılarında ciddi bir artış gözlendi. Benzer uluslararası sportif ve kültürel organizasyonları Gaziantep, Hatay, Adana, Mersin gibi şehirlerimizde de sürekli şekilde yapmalıyız. Bu şehirlerimizde gastronomi var, tarih var, deniz var, kültür var. Dünyadaki pasta payı genişlerken biz de kendi payımızı genişleterek almalıyız. Bu destinasyonu yaratırken ulaşım en önemli unsurdur. Gaziantep-Mersin arası hızlı tren hattı çok önemli, gerekli altyapı çalışmalarının bitirilerek hattın bir an önce hayata geçirilmesi yerli ve yabancı turisti bölgemize daha rahat çekmemizi sağlayacaktır. Ülke ekonomisine ve turizm çeşitliliğine can suyu olacaktır.

Demir yolu hatlarından bahsederken Antalya'dan Kayseri'ye uzanan projeye de değinmek istiyorum. Bu projeyi Antalya'daki deniz turizminin Konya'daki inanç turizmiyle ve Nevşehir'deki doğa ve tarih turizmiyle birleştirilmesi hasebiyle çok önemsiyoruz ancak yeteri kadar ilerlenmediği, etüt çalışmalarının dahi bitmediği görülmektedir. Bizim verdiğimiz önemi Bakanlık olarak sizin de vermenizi temenni ediyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, bahsetmiş olduğum demir yolu projelerinin hayati önemini Ulaştırma ve Altyapı Bakanına anlatmanız gerekir. Dış ticaret açığımızdan çok daha fazlasını turizm gelirlerinden almalıyız, bunlar için Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok, var olan projeleri hayata geçirmeniz yeterli.

Değerli hazırun, dünyada spor turizmi gelirleri yıldan yıla artıyor fakat bizim spor turizmi gelirlerimiz istediğimiz seviyede değil. Ülkemizde spor turizmiyle ilgili yeterince uluslararası düzeyde fuarlar organize edilmiyor. Özellikle dünyanın ilgisini çekecek ve tüm spor dallarına hitap edecek şekilde büyük ölçekli spor fuarlarının yapılması ve kendimizi tanıtmamız gerekiyor. Ülkemizin dünyada spor turizminde lider olması gerekir. Spor turizminin en büyük katkısı tesislerin kış sezonunda da aktif olması ve istihdamın devamlılığının sağlanmasıdır, kış sezonunda kapalı olan oteller de on iki ay aralıksız açık kalabilecektir. Son yıllarda spor turizminde çok ciddi kayıplarımız vardır. Antalya destinasyonunun futbol kamp turizmi açısından cazibeli hâle getirilmesini sağlamalıyız. Dünyanın her yerinde büyük kitleleri olan kulüpleri bir araya getirip turnuvalar düzenleyerek Antalya kış turizmini canlandırmalıyız.

Sayın Bakan, değerli bürokratlar; size verilen bütçe emanetinin her bir kuruşunu ülkemizin daha güçlü geleceği için harcamanızı temenni ediyor, yüce Türk milletini ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)