| Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 14.12.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA CEYLAN AKÇA CUPOLO (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum.
Ben de diğer arkadaşlarım gibi Polonez işçilerini, BİRLEŞİK METAL-İŞ emekçilerini selamlıyorum. Aynı zamanda fabrikalarda, atölyelerde bu Genel Kurulu takip eden işçi, emekçi sınıfını selamlıyorum. Bir diğer selamı da şu anda cezaevlerinde bozuk adalet sistemi sebebiyle mahpus edilen ve iş yurtlarında köle gibi karşılıksız çalıştırılmaya mecbur bırakılan mahpus işçilere gönderiyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
Burcugül konuşurken aklıma ufak bir anekdot geldi. Yakın zamanda bu Parlamentodaki odamıza 70 yaşında bir işçi geldi ve dedi ki: "Benim Karanfil Sokak'ta çalıştığım bir "waffle"cıda işverenler maaşımı vermediler, dört günlük yevmiyemi vermediler; günlük 650 liraya orada çalışıyordum, on iki saati aşkın çalışıyordum ve dört güne karşılık gelen 2.600 lirayı bu işverenler bana vermedi; ne olursunuz hakkımı almam için yardım edin." "Peki, sizin SGK'niz var mıydı?" dedim, "Hayır." dedi. "Oradaki istihdamınız kayıt altında mıydı?" dedim, "Hayır." dedi. "Başkalarının kaydı var mı?" dedik, "Hayır." dedi ve kayıt dışı istihdamın kronik bir şekilde devam ettirildiği bir iş yerinden bahsetti. Bu yaşlı adam hayatının büyük bir bölümünü kayıt dışı istihdamın içinde geçirdiği için emekli bile olamıyor ve muhtemelen çok kötü sağlık sorunlarıyla hayatı çok da uzak bir gelecekte olmayan bir şekilde sona erecek. Benim odadan çıktıktan sonra gideceği kişinin AK PARTİ'nin bir milletvekili olduğunu söyledi, oğluna torpil arıyormuş; emeğini savunmamı benden istedi, torpilini iktidardan istedi. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
İkinci bir anekdot daha aktarmak istiyorum. Bu da benim bir yakınımdır, kuzenim, halamın kızı, onu söyleyeyim; eczane teknisyeni olarak Diyarbakır'da çalışıyor, eczanede asgari ücretin yarısına çalıştırılıyor. "Neden çıkmıyorsun?" diyorum, diyor ki: "Şu an Diyarbakır'da nereye girsem hepsi bana asgari ücretin yarısını verecek." "Peki, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında bunun şikâyetini yapabileceğimiz bir yer yok mu?" dedim, "Bütün piyasa böyle, her yerde şu anda bu şekilde teknikerlik okuyanlar asgari ücretin yarısına çalıştırılıyorlar." dedi. Burada oturan Bakanlık yetkilileri kayıt dışı şekilde asgari ücretin yarısına çalıştırılanların hakkını savunmuyor.
Başka bir yerden örnek vereyim: Antalya'da bir tane otelde çalıştırılan genç kadınlar var. Burada resepsiyonda, temizlikte çalışan genç kadınlar uzun saatler çalışıyorlar, asgari ücret alıyorlar, mesai ücretlerinin hakkını alamıyorlar.
Üç farklı bölgeden üç örnek verdim ve bu, bu ülkenin kronik sorunlarından biridir.
Geçen sene bütçe tartışmaları devam ederken iktidar bloku yoksulluğun ne olduğunu anlamıyor diye tarif etmeye çalışmıştım, çok içten ve samimi bir yerden tarif etmeye çalışmıştım ama bu sene aradan geçen bir yılda şunu anladım ki çok iyi biliyorlar, o kadar iyi biliyorlar ki ölesiye kaçınıyorlar o yoksulluktan. Onlar ve çeperlerindekiler bu yoksulluk girdabına girmesin diye büyük bir yoksul sınıfının oluşmasına olanak sağlıyorlar ve bunu büyütüyorlar. Zaten yoksulluktan korkan bu çeperdekiler SGK vurgununun olmasına göz yumuyorlar. Onlar seri bebek katillerinin yaratıldığı bir düzeni yaratıyorlar. Onlar asgari ücretin ne olması gerektiğine karar veriyorlar. Bu çeperdekiler asgari ücreti belirlerken örneğin 131 sayılı ILO kriterlerinden hiç dem vurmuyorlar, bu kriterleri benimsemiyorlar. 131 sayılı ILO nedir diye sorsam muhtemelen ÇSGB içinde bile ne olduğunu bilmeyecek olan insanlar olacak. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Bu 131 sayılı ILO ne demektir? İşçi ve ailesinin gereksinimlerini insani koşullarda sağlayabileceği kriterlerin sağlanmasını benimser 131 sayılı ILO; pestisitle yıkanmamış domates yiyebilme hakkından bahseder, antibiyotikle yıkanmamış kırmızı et hakkından bahseder, mikroplastik olmayan kıyafet giyme hakkından bahseder, ücretsiz kreş hakkından bahseder. Bugün benim bu Parlamentoda, bu kürsüde konuşma yapmamı sağlayan kreş emekçileri vardır. 2,5 yaşındaki kızımı bırakıp burada konuşma yapabiliyorum ama benim sahip olduğum bu hakka yüzlerce, binlerce, milyonlarca anne-baba sahip değiller; evde oturmak ve istihdamın dışında veya kayıt dışı istihdamın bir parçası olmak zorunda kalıyorlar.
ÇSGB'nin "web" sitesinde misyon ve vizyon var ama bu misyon ve vizyonunun altını dolduracak denetimler yok. O sebeple, bu Parlamentonun İçtüzüğü'nün garip işleyişi sebebiyle soramayacağım soruları kürsüdeki bu kısa zamanımı değerlendirerek sormak istiyorum: Kayıt dışı istihdama ilişkin denetlemelerinize dair bizimle biraz istatistik paylaşır mısınız? Emek sömürüsünü engellemek için neler yapıyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CEYLAN AKÇA CUPOLO (Devamla) - Hemen tamamlayacağım.
BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.
CEYLAN AKÇA CUPOLO (Devamla) - İnsanları sosyal yardım kıskacından çıkarmak için neler yapıyorsunuz? Hemen burada daha önceki bir konuşmada daha bahsettim; Parlamentonun hemen şu kulisinde çay dağıtan insanların, 4/A ile 4/D'nin arasında yoğun, derin bir fark var, bu farkı gidermek için ne yapıyorsunuz? Bu Parlamentoda size bu konuşmaları sağlamamız için notları toplayan danışman arkadaşlarımızın haklarının sağlanması için neler yapıyorsunuz? Polonez işçilerinin haklarını savunabilmek için neler yapıyorsunuz? "Misyon ve vizyon" diye belirttiğiniz şeyler çok güzel ve bunlara katılıyoruz ama bunu yazanlar, bu misyon ve vizyonu yazanlar Şirinler köyünde yaşıyorlar ama biz Gargamellerle mücadele ediyoruz, o yüzden Gargamellere karşı halkın birleşik mücadelesini savunuyoruz. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
Tekrar bütün işçileri, emekçileri saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)