| Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 14.12.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA FERİT ŞENYAŞAR (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tarım Bakanlığı bütçesi hakkında söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu, zulme karşı sessiz kalmayan halkımızı ve cezaevinde rehin tutulan bütün siyasi tutsak arkadaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
Unutulan toprak, kaybolan organik tohum, toprağa küstürülen çiftçi, tarladan tabağa kırık bir zincir. Tarım bugün ülkenin en derin yaralarından biri. Tarım ve hayvancılığın hak ettiği değeri görmemesi tüm sorunların başlangıç noktası. Bir yandan üretici emeğinin karşılığını alamadığı için sızlanıyor, diğer yandan tüketici sofraya koyacağı ekmeği nasıl ucuza getireceğini düşünüp duruyor. İnsanlar uzaya şekil verirken biz toprağa ve emeğe dayalı işlerde sınıfta kalıyoruz. Ülke genelinde tarım, hayvancılık, gıdaya erişim, gıda tüketimi söz konusu olduğunda mutlu olan kim var Sayın Bakan? Ne üretici memnun ne de tüketici. Örneğin et. Niçin soframıza altın koyar gibi et koymaya çalışmak durumunda kalıyoruz? Oysa Türkiye coğrafyası küçükbaş hayvancılık yetiştiriciliğine ne kadar da uygun. Güvenlik bölgesi ilan edilip yasaklanan meralarla birlikte bu zenginlikten vazgeçtik. Issız meralar susturulmuş birer tanık gibi sessizce bize soruyor: “Bu topraklar neden terk edildi?” Halk, iktidardan barut kokan topraklar istemiyor. Kırk yıldır devam eden bu güvenlikçi politikalardan vazgeçin artık.
Her geçen gün doğru ve yeterli gıdaya ulaşmak zorlaşıyor. Yanlış tarım ve hayvancılık politikaları yüzünden bugün dışa bağımlı hâle gelmiş bir Türkiye yarattınız. İyi niyetli çiftçi kurbağa konumunda, iktidar akrep olmuş; akrep ile kurbağanın hikâyesi gibi, yönetenler, üretenler, tüketenler, herkes bu sarmalda birbirini tüketiyor, ülke kendi başını yiyip bitiriyor. Tarladan çatala uzanan yol bozuk, engelli ve sıkıntılı. Üretici, ürününü pazara ulaştıramıyor; akaryakıt başta olmak üzere bu alanda herhangi bir desteklemeniz yok.
Bugün asgari ücretle geçinmeye çalışan bir birey için kaliteli gıda talep etmek bir lüks hâline gelmiş durumda. Ne yazık ki tarım ve hayvancılığa hak ettiği değeri vermemenin acı sonuçları yaşanıyor. Bir zamanlar Anadolu’nun bereketli topraklarında yetişen ürünler, şimdi Sırbistan’dan, Fransa’dan, Macaristan’dan ve Polonya’dan ithal ediliyor. Özellikle, taban fiyat konusunda çiftçiler dertli, herkes mağdur. Taban fiyat konusu tüm zirai ürünlere uygulanmalıdır; hububatta, çayda, domateste, pamukta, kayısıda, özellikle en büyük ithal kalemlerinden biri olan ayçiçeğinde.
Üreticinin emeğinin karşılığını alabilmesi ve sürdürülebilir bir tarım ekonomisi için devletin bu alanda güçlü rol üstlenmesi şart, aksi takdirde üretici hem ekonomik hem de moral anlamda tükenme noktasına gelecektir. Tarım ve hayvancılık tüccar ve sanayicinin merhametine bırakılamaz, devlet düzenleyici otorite olarak görevini eksiksiz olarak yerine getirmelidir. Tarım ve hayvancılık sorunları pansuman çözümlerle iyileştirilemez. Tarım ve hayvancılık siyasetüstü bir mesele olarak ele alınmalı, ulusal bir öncelik olarak görülmelidir.
Milletvekillerinin konuşmalarından sonra Tarım Bakanımız da yirmi beş dakikalık bir sunum yapacak, elbette Bakanlık olarak başarılarından bahsedecek, toplumda güven konusunda karşılığı olmayan TÜİK verilerine dayanarak tarımsal büyümeden bahsedecek. Ülkede çiftçilerin durumu ortada, bu yıl bütün çiftçiler isyanlardaydı, ürünler para etmediği için yollara döküldü; domates, biber, soğan, patates ve karpuz tarlada kaldı Sayın Bakan. Tarım Bakanlığı tarafından belirlenen taban fiyatlar maliyet fiyatlarının altında kaldı. Bu konuda Sayın Bakandan bir ricam olacak: Eğer Sayın Bakan yirmi beş dakikalık bir sunum yapacaksa yirmi dakikasında başarılarından bahsetsin, tarımsal büyümeden bahsetsin ama beş dakikasında da öz eleştiri yapsın, mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarını giderme konusunda çözümlerden bahsetsin; biz de burada Bakanı alkışlayalım. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
Çiftçilerin gündeminde ne var, bundan Sayın Bakanın haberi var mı, biliyor muyuz? Bu yıl ekilen soğanlar tarlada kaldı, çiftçi 3 liraya soğanını satamadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Şenyaşar, lütfen tamamlayın.
FERİT ŞENYAŞAR (Devamla) - Bu sene karpuz da tarlada kaldı ve Türkiye'nin dört bir yanında domates üreticileri sokaklara çıktı, traktörüyleriyle birlikte yolları kapattılar ve domates de tarlada çürüdü.
Evet, Türkiye'nin kanayan yarası mevsimlik tarım işçileri. Bakandan buraya gelip bir konuşma yaptığında en az iki cümleyle mevsimlik tarım işçilerinden bahsetmesini istiyoruz.
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Bravo!
FERİT ŞENYAŞAR (Devamla) - Kürdistan bölgesinde halkı sömüren 2 kurum var: DEDAŞ ve Sulama Birlikleri. Burada bir su var ve Sulama Birlikleri "Sen bu suyu kullansan da kullanmasanda da bu parayı vereceksin." diyor. Bu bir haksızlıktır ve bu konuyla ilgili bir düzenleme yapılmalıdır ve ikinci kurum olan DEDAŞ çiftçilerin enerjisine, trafolarına el koyuyor.
Evet, Urfa'da beyaz altın maalesef para etmiyor; geçen sene 20 liraya satılıyordu, bu sene 23 liraya satılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FERİT ŞENYAŞAR (Devamla) - Her şeye yüzde 100 zam geldi ama pamuk fiyatları yerinde sayıyor.
Ve son olarak Rojava halkları yalnız değildir. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)