GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:34
Tarih:14.12.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA SİNAN ÇİFTYÜREK (Van) - Sayın Başkan, sayın vekiller; saygıyla selamlıyor mu sizleri.

Sayın Yumaklı'nın bütçe görüşmesinde yaptığı konuşmayı dinleyemedim. Malum ya, bizi kayyum siyasetiyle uğraştırıyorsunuz ya, asıl işlevlerimizi yerine getiremiyoruz. Fakat Sayın Bakanın konuşmasının çıkışını aldım ben. Tabir yerindeyse elimden geldiği kadar MR'ını çekmeye çalıştım. Tabii, ben bunu burada bu beş dakikada sunabilecek durumda değilim, ilk fırsatta bununla ilgili bir yazı yazmaya çalışacağım. Özetle söyleyeceklerim şunlardır: Konuşması boyunca Sayın Bakan bolca tespitler yapmış, sorunlama yapmış "Şunu yapacağız, bunu edeceğiz, şunu edeceğiz." demiş ama bir önceki döneme ilişkin olarak saptamalara, yapılacaklara, edileceklere ilişkin yani icraata ilişkin son derece sınırlı yer vermiş; birincisi bu gördüğüm. İkincisi, şimdi, dikkatimi çekti, Tarım Bakanlığı 2025'in bütçesini sunuyor. Burada dikkat çeken, hububatın merkezi olan GAP'la ilgili tek kelime yok. Serhat bölgesini temsil eden yani hayvancılığın başkenti olan DAP'la ilgili tek kelime yok. Konya'dan Urfa'ya kadar giderek artan, toplumu tehdit etmeye başlayan obruklarla ilgili tek kelime yok. Hakeza toplumu bir bütün olarak tehdit eden ama öncelikle tarımı tehdit eden seralarla ilgili tek kelime yok. Var olan 240 gölden 186'sı kurumuş, Sayın Bakan tek kelime bile söz etmemiş. Niye? Niçin bunlardan söz etmemiş? Birincisi, bunlar tarımsal sorunlar değil mi? İkincisi, ya, bu GAP'la ilgili bir şey aklıma geldi. Sayın Demirel olsaydı "GAP'ı gaptırmam." demesine gerek kalmazdı, zaten GAP ortada kalmış, söyleyeyim size. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Yani Hükûmet GAP'ı ne sürdürebiliyor ne bitirebiliyor.

Diğer bir mesele, Sayın Bakan kepçeyi eline almış, dikkatimi çekiyor, -besbelli ki köylüler yazın bolca yürüdüler ya, üretici emekçiler bolca yürüdüler, tepki verdiler Van'dan Edirne'ye kadar- üreticiye dönük olarak kepçeyi eline almış, "Ek ilave olarak şu destek, ek ilave olarak şu destek." diyor. İyi de kepçeyi daldırdığın kazanda bir şey yok ki; kazan küçük, bütçe küçük, toplam bütçe içerisinde 438 milyar TL var yani 12 milyar dolar. Düşünebiliyor musunuz, Hollanda'nın 40 katı olan Türkiye'nin tarım bütçesi 12 milyar dolar. Bu sürdürülebilir değildir.

İkincisi: Şimdi, Sayın Bakan tabii, her bakan gibi övünüyor ihracatla ilgili yani doğrusu üzüldüm ben ihracatla ilgili. 31 milyar dolar ihracat yapmış, bununla da övünüyor, muhtemelen AKP'liler de övünüyor, AKP'li vekiller de övünüyorlar "Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde biz 21'inci yüzyılda şöyle kalkınıyoruz, böyle kalkınıyoruz..." Anadolu Ajansı'nın aynı konuda iki haberi var Sayın Bakanın şeyini konu alan. 19/9/2024 tarihli Anadolu Ajansı'nın haberi şudur: Hollanda'nın 2023'teki yani aynı döneme ilişkin tarımsal ihracatı 135 milyar euro, Türkiye'nin ihracatının 5 katı. Büyüklüğü ne? Yirmide 1'i. O yirmide 1'in de zaten yarısı ne? Yarısı zaten dolgu biliyor musunuz? Yani bununla Sayın Bakan, niye övündünüz ben anlamış değilim hakikaten.

Diğer bir veri su meselesidir, Sayın Bakanın verisidir, kendisi diyor ki: Bir ülkede bir toplumda kişi başına düşen yıllık su miktarı metreküp olarak 1.000 ile 1.700 arası ise bu demektir ki o toplumun geleceği stres altındadır su açısından, 1.000 ve altında ise kuraklık var, kıtlık var demektir. Türkiye'nin su verisini ne vermiş? 1.300 metreküp vermiş, bilim adamları, uzmanlar ise bunun 1.200 olduğunu söylüyorlar. Türkiye doludizgin kuraklığa doğru hızla gidiyor yani 1.000'in altına düşmesi demek... 100 milyon insan nereye gidecek sorusuyla yüz yüze geleceğiz. Daha önce söylemiştim, Orta Asya'dan buraya gelindi, buradan hep beraber nereye gideceğiz? Buraya gelmeden bir bilim adamına, dostuma; bu konunun uzmanı olan; çevre, ekoloji, su uzmanı olan birisine sordum, "Ya, ben şimdi, yarın Genel Kurulda konuşacağım, diyeceğim ki 'Türkiye önümüzdeki elli, altmış yılı tarımsal alanda, su alanında sürdürebilir mi?'" dedim, "Ya, ne diyorsun Sinan sen ya? Çukurova zaten önümüzdeki otuz yılı çıkaramaz." dedi, "Çukurova önümüzdeki otuz yılı çıkaramaz." dedi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çiftyürek. lütfen tamamlayın.

SİNAN ÇİFTYÜREK (Devamla) - Buradan şuraya gelmek istiyorum -zaman bitti- sayın vekillerin danışmanları var; Sayın Bakanın, Bakanların onlarca danışmanları var, Sayın Cumhurbaşkanının zaten bir ordu danışmanı ve uzmanı var, çağrım şu: Türkiye'nin önümüzdeki risk analizi SİHA, İHA, tank, top mudur yani askerî güvenlik alanı mıdır yoksa 100 milyon insanın önümüzdeki otuz kırk yılda geleceğini etkileyecek olan çevre ekolojisi ve su mudur? (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar) Bununla ilgili bir araştırma yapmaya çağırıyorum ben; bu önemli bir sorundur, kritik bir sorundur çünkü görülen şudur: Önümüzdeki otuz kırk yılda sürdürebilir bir su politikası yok Türkiye'nin, izliyor Türkiye.

Son olarak şunu belirteyim: Esad rejimi gitti Sayın AK PARTİ'liler; ya, niye Haseke'deki suyu hâlâ kısıyorsunuz? Hani su yaşamsaldı, değil mi? Su olmadan bir toplum yaşayamaz. Haseke üzerinde hâlâ su baskısı devam ediyor.

Sağ olun. Teşekkür ederim. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)