| Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 6'ncı Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 15.12.2024 |
CHP GRUBU ADINA FETHİ AÇIKEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2025 yılı Millî Eğitim ve Yükseköğretim bütçeleri hakkındaki bu görüşmeleri maalesef Cumhuriyet tarihimizin en talihsiz, en partizan ve en plansız döneminde, yükseköğretimde bilimsel araştırma ve akademik liyakat kıyımları yaşadığımız bugünlerde gerçekleştiriyoruz. Üzülerek görüyoruz ki AKP'nin neredeyse çeyrek yüzyıllık iktidarı, üniversitelerimiz ve bilim camiamız için bir fetret, bir yıkım dönemi olmuştur. Atatürk cumhuriyetinin bilimsel gelişme ve planlı kalkınma felsefesinin yerini, kayyum rektörlerin âdeta Timur'un filleri gibi Türkiye'nin bilimsel potansiyelini, çalışma ve akademik üretim iklimini yerle yeksan ettiği partizan politikaları almıştır. (CHP sıralarından alkışlar) Bu yüzden, başta Boğaziçi Üniversitesi olmak üzere Türkiye'nin tüm üniversiteleri 12 Eylül döneminde dahi görülmeyen en nobran, en boğucu, en baskıcı ve en kayırmacı dönemini yaşamaktadır. Ancak şunu biliniz ki eğer Türkiye'de üniversiteler hâlâ ayakta ise bu sizin ceberut ve yapboz politikalarınıza rağmen bilimsel üretime inatla devam eden Cumhuriyetimizin idealist, demokrat ve Atatürkçü akademisyenlerinin sayesindedir. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; planlı ve yaratıcı bilimsel buluşların ivme kazandırdığı ilerleme ve verimlilik artışları, ekonomik büyümenin ve kalkınmanın arkasındaki en temel itici güçtür. Ancak, AKP iktidarında üniversitelerimizde temel bilimler, mühendislik, sanat, tasarım ve matematik odaklı bir müfredat ve akademik kadro planlaması maalesef hâlâ yapılmamaktadır. Bu nedenle üniversitelerimiz sanayisiz, sanayimiz ise üniversitesiz bir konuma düşürülmüştür. O kadar ki ülkemizin atölyeleri ucuz ve kayıt dışı göçmen emeğinden medet umar hâle getirilmiştir. Bu yüzden, Türkiye'nin yüksek ürün grubundaki dış ticaret açıkları geçtiğimiz yirmi beş yıl boyunca giderilememektedir. Nitekim Türkiye'nin toplam ithalatının yaklaşık üçte 2'si yüksek ve orta yüksek teknolojiden oluşmakta, ihracatımızın ise yüksek teknoloji payı sadece yüzde 3'lerde, evet, sadece yüzde 3'lerde sürünmektedir. Bu yüzden son beş yıldaki yüksek ve orta yüksek teknolojik ithalat açığımız 250 milyar dolardır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün ülkemizin bilimsel araştırma ve temel bilimlerdeki büyük açığı yüzünden ülkemizin kalkınma ihtiyaçları ve sektörlerimizin beklentileri karşılanmamaktadır: 5G teknolojisinden haberleşme teknolojilerine, çip üretiminden fiber optik altyapıya, değerli maden ve mineral rafinerilerinden nanoteknoloji, grafen, polipropilen ve malzeme bilimi laboratuvarlarına, "reverse" osmoz enstitülerinden karbon filtrasyon üretimine, tarım ve hayvancılıkta büyük veri kullanımından su yönetimine, doğal afetlerde erken uyarı ve sensör teknolojilerinin üretimine kadar tüm kritik kalkınma alanlarında çok ciddi merkezi planlama, araştırma ve kaynak tahsisatı sorunları yaşanmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bugün yapılması gereken, 1973 ve 1975'ten itibaren kurulan TUSAŞ, ASELSAN, ASPİLSAN ve HAVELSAN gibi sanayi kurumlarımızın benzerlerinin TÜBİTAK öncülüğünde, yüksek teknolojik ulusal üretim ve inovasyon ekosistemi içerisinde yeniden kurulması ve sektörlerimize kazandırılmasıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kurumların benzerleri ve yenileri yeni sektörlerde ihdas edilmediği için tüm yenilikçi alanlarda beyin göçüne çözüm bulunmuş değildir. Yakın zamandaki bir çalışmaya göre, dünyanın en büyük çip litografi makinesi şirketi olan Hollandalı bir şirkete giden Türk mühendis sayısı en az 1.300'dür. Sadece Almanya'ya giden doktor sayısı ise malumunuz 3.000'e yaklaşmıştır. Buna benzer bir insan kaynakları kaybetme riski ve eğitim plansızlığı maalesef Mersin Akkuyu'yla başlayan ve çok yaşamsal bir alan olan nükleer enerji alanında da yaşanmaktadır. Maalesef Türkiye'nin yetkin akademisyenleri ve parlak öğrencileri nükleer enerji alanına gerektiği ölçüde dâhil edilmemekte, öğrencilerin eğitim süreçleri, ölçme, değerlendirme süreçleri layıkıyla yürütülmemektedir. Bu nedenle bir an önce Atatürk döneminin planlı kalkınma, bilim ve teknoloji politikalarına, kıvılcım zirvelerine yeniden dönüş yapılmalıdır. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen tamamlayın Sayın Açıkel.
FETHİ AÇIKEL (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu vahim yükseköğrenim tablosu altında kayyım rektörlerle ülkenin en parlak akademisyenlerine kampüs hayatını zindan eden, eğitim ve istihdam arasındaki bağı koparan, araştırma enstitüleri ile üniversitelerimiz arasında bir türlü köprü kuramayan, büyük kentlerde fedakâr akademisyenlerimizi kronik yoksulluğa mahkûm eden bir yükseköğrenim politikasına ve bütçesine onay vermemiz mümkün değildir. Türkiye için kurtuluşun yolu Büyük Atatürk'ün yoludur, "Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, başarı için en hakiki mürşit ilimdir, fendir." diyen cumhuriyetin yoludur. (CHP sıralarından alkışlar) Bu yüzden sizlerin dogmatik, baskıcı ve kayırmacı politikalarınıza ve bu politikaları destekleyen bütçenize onay vermemiz mümkün değildir.
Vatandaşlarımızı ve yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)