GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 8'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:37
Tarih:17.12.2024

AK PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM UFUK KAYNAK (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin Savunma Sanayii Başkanlığı bütçesi üzerine AK PARTİ grubu adına söz almış bulunuyorum. Ekranları başında bizi izleyen değerli hemşehrilerimi, aziz milletimi ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Efendim, Türk, engellenemez güçtür tarihiyle, kültürüyle ve de medeniyetiyle. Tarihin her döneminde medeniyeti dünyaya damga vurmuştur. Milattan önce 209'da Hun Devleti kurulduğunda bugünkü devletlerin hiçbiri ve medeniyeti yoktu, biz vardık, biz bugün de varız. Medeniyetin ana unsuru dil ve dindir; iki önemli faktördür. Biz İslam medeniyetinin içerisinde Türk kültürüne sahip bir milletiz. Türkiye Cumhuriyeti devleti, kendi medeniyetini korumak için daima güçlü bir silahlı kuvvetlere ihtiyaç duymuş ve bunu sağlamıştır. Avrupa, şu anda dünyanın hasta adamıdır. Dünyanın yükselen gücü Türkiye'dir; görmemek için gerçekten gözleri kapatmak lazım. Bunu ben söylemiyorum yalnızca ama kendimden ufak bir örnek vermek istiyorum: 2000 yılında bir araştırmaya başladım Avustralya'da o medeniyetler çatışması üzerine, Anglosakson ile İslam medeniyetinin çatışmasını engellemek üzere. Bush "..."(*) yani "Bu bir Haçlı Seferi'dir." dediği anda aslında o Haçlı Seferi başlamıştı, bugün hâlâ ayak seslerini duyuyoruz. Benim o zaman beraber çalıştığım hocam bir Avustralyalı, tam bir Anglosakson profesör, kendisi bana beni okulda gördüğünde "Projeyi bitirdim. Neden hâlâ buradasın?" dedi ve döndü, geriye gidiyordu, bana tekrar döndü ve dedi ki: "..."(*) "Merak etme, biz sizi asla yalnız bırakmayız." dedi. Ben de "Ne demek istiyorsunuz Hocam?" dedim. Dedi ki: "Siz bir imparatorluk vârisisiniz. İmparatorlukların geri gelme refleksi vardır, biz buna asla izin veremeyiz." Bana mıh oldu bu, yazdım bir kenara.

Türkiye Cumhuriyeti devleti varlığını, medeniyetini ancak bu yolla sağlar. Neyle? Güçlü bir Silahlı Kuvvetlerle. Benden önceki arkadaşlarım bütün bu gelişmeleri teker teker teknik olarak anlattı, o yüzden ben onlara girmeyeceğim. Ama ben muhalefetimizden aynı tepkiyi beklerdim. Adı "Saadet" olan bir partimiz var ama hep mutsuzluk konuşuyor. Neden hep mutsuzluk konuşuyor? Her şey bu kadar mutsuz mu? Adı "DEM" olan bir partimiz var, sadece "Kürt, Kürt!" diyor. Kürt bizim kardeşimiz. Müslüman olmayan Kürt, o Kürt milletinin neresindedir, kendisini sorgulaması lazım. Bu bir Salâhaddin Eyyubî'nin kültürü ise eğer biz de ondanız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Cumhuriyet Halk Partisine gelelim. Benim kafam almıyor bazı şeyleri. Düşünebiliyor musunuz siz, başkan adayı olan şahıs "Allah, insanın yarattığı en yüce varlıktır." diyor ve alkış alıyor. Bu, medeniyete bakıştır, biliyor musunuz? Medeniyetin içerisinde iki önemli faktör vardır. Biraz önce Diyanetten bahsettiler, o konuya devam edeyim. Bakın "Medeniyetin aslı din." dedim ya, din ve dildir; işte, bir tanesi Diyanet. Diyanet, aslında din görevlilerine dağıtılan para değil, ne olur aklınıza sokun; o bir medeniyetin muhafazasıdır, ahlak değerlerinin devamını sağlar; bunun için zorunludur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ahlak değerleri ile etik değerlerini birbirine karıştırmamak lazım; etik, içerisinde tanrısal öğüt bulunmayan ahlaktır ve bu, bize göre değildir. Diyanet Türkiye'de kendi varlığını ancak ve ancak Türk medeniyetine adamıştır, bunu gerçekten görmek lazım. Bu milletin İslam medeniyetiyle var olacağının bilincidir bu.

Efendim, liderlik olmadan bunların hiçbirisini yapamazsınız, liderlik çok önemlidir. Dönemler liderlerin adıyla anılır "Kraliçe Victoria Dönemi" "Napolyon Dönemi" "Kanuni Sultan Süleyman Dönemi" ve 21'inci yüzyılın bu ilk dönemi, sonuna kadar "Recep Tayyip Erdoğan Dönemi" diye anılacak. (AK PARTİ sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar) Çocuklarımız yarın, elli sene sonra kitapları okuduğunda bakacak "Aman Allahım! Bu gelişmeler nerede oldu? Türkiye'de. Peki, benim annem, babam buna şahit olduğu hâlde neden karşı çıktı?" diyecek, bunu anlamakta zorlanacaklar biliyor musunuz? Çünkü rakamlar başka türlü söylüyor, o rakamları görecekler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Atatürk Dönemi, Atatürk Dönemi; onu hatırlasınlar.

İBRAHİM UFUK KAYNAK (Devamla) - O gelişmeyi görecekler çünkü Türkiye kendisinden haber alınmadan hiç kimsenin stratejik hesap yapamayacağı bir ülkedir. Bu yüzyıla 3 millet, Slavlar, Anglosaksonlar ve Türkler damga vuracaktır. Bu damga vuranların içerisinde 3 tane de lider vardır, önümüzdeki yıllar bu 3 liderin konuşmalarıyla ve anlaşmalarıyla geçecektir. Buna göre göre şahit olduktan sonra inkâr etmek anlamsızdır.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin en büyük zaafı millî olmayan bir muhalefete sahip olması. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP ve İYİ Parti sıralarından gürültüler)

HÜSMEN KIRKPINAR (İzmir) - Ağzınızdan bir kere "Atatürk" ismi çıkmadı.

NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Sen mi karar veriyorsun milliyetçiliğe? O kadar boş konuşuyorsun ki o kadar olur!

İBRAHİM UFUK KAYNAK (Devamla) - Çok acı, beni şaşırtıyor. İYİ Partiye de söyleyeceğim, efendim, Turhan Bey dün DEM PARTİ hakkında çok güzel bir konuşma yaptı, ben de kendisini alkışladım ama seçimde onlara destek verdiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ONUR DÜŞÜNMEZ (Hakkâri) - Kim kime destek verdi? Kim kime destek veriyor ya? Sizi kim seçtiyse bizi de onlar getirdi. Halk getirdi bizi buraya.

İBRAHİM UFUK KAYNAK (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)