| Konu: | YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 28.03.2012 |
SAKİNE ÖZ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 8'inci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Üzerinde söz aldığım bu madde, iktidarın gerçek niyetini ortaya koyması açısından tam bir mihenk taşıdır.
Bakınız, AKP grup başkan vekillerinin verdiği ilk teklif ne diyor: "İlköğretim kurumlarının toplam eğitim süresi sekiz yıldır. İlköğretim birinci kademe ve ikinci kademe okulları bağımsız okullar hâlinde kurulabileceği gibi imkân ve şartlara göre birlikte de kurulabilir." Yani ilköğretim ilk kademesini içeren 4'üncü sınıfa kadar olan okullarla ikinci kademe olan yani ikinci 4 yılı kapsayan okullar ayrı ayrı da, birlikte de olabilir denilmiş. Sonra teklif alt komisyona gitmiş, orada bu hüküm "İkinci kademe ortaöğretimle birlikte de kurulabilir." hâline getirilmiştir ve AKP'nin şiddet uygulayarak bu teklifi geçirdiği, Millî Eğitim Komisyonuna zorla kabul ettirilen, yani şu anda görüştüğümüz maddede bakın ne diyor: "İlköğretim kurumlarının ilkokul ve ortaokul olarak bağımsız okullar hâlinde kurulması esastır ancak imkân ve şartlara göre ortaokullar, ilkokullarla veya liselerle birlikte kurulabilir." Yani 5'inci sınıftaki bir öğrenciyi, yani dokuz ya da on yaşındaki bir öğrenciyi liseliyle aynı okulda okutacaksınız. Bakınız, 1997 yılında sekiz yıllık kesintisiz eğitim kabul edilirken o zaman Refah Partisinde olup bugün AKP'de politika yapan birçok siyasetçi var. Açın tutanaklara bakın, o zaman ne demişler: "Siz, altı yaşındaki bir çocukla on dört yaşındaki bir çocuğu nasıl bir arada okutabilirsiniz." Şimdi ne yapıyorsunuz?
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Onun her hâlükârda, bizim zorunluluk hâlinde.
SAKİNE ÖZ (Devamla) - Dokuz yaşındaki bir çocukla on sekiz yaşındaki bir çocuğu aynı binada okutacaksınız. Bu çelişkiyi bize kim açıklayacak? O zaman kıyasıya eleştirdiğiniz, eleştiride bulunduğunuz ve her fırsatta sekiz yıllık kesintisiz eğitimi başarısız göstermek için kullandığınız bu hükmü çok daha ileride sizler getiriyorsunuz.
Sayın milletvekilleri, siyasette insanların kendi kendisiyle çelişmesi çok vahimdir. Bu, insanın kendi kendine muhalefet etmesi demektir. Yoksa Komisyonda yaptığınız gibi, 1997'de o sözleri söyleyen arkadaşlarınızı bulup onlara da mı şiddet uygulayacaksınız?
Sayın milletvekilleri, dokuz-on yaşındaki öğrencilerin yetenek ve gelişim tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturacağını söylüyorsunuz, henüz dokuz yaşındaki bir çocuğun tercihinden bahsediyorsunuz. Kendi siyasi hırslarınızı gerçekleştirmek için çocukları kullanıyorsunuz. O yaşta bir çocuğun özgür iradesiyle tercih yapamayacağını biliyor musunuz? Bilmiyorsanız, hiçbiriniz çocuk büyütmemiş, hiçbiriniz bilim insanına danışmamışsınız demektir. Yok eğer biliyorsanız, o zaman da bile bile çocuklarımızın geleceğini karartıyorsunuz demektir. Bunun hangisinin daha vahim olduğu konusunda karar vermekte ben zorlanıyorum.
Değerli milletvekilleri, örneğin, bir çocuğun 4'üncü sınıftan sonra imam hatip derslerine yönlendirileceğini düşünelim. Bu çocuğun orta kısımda okuduktan sonra "Hayır, bu bana uygun değilmiş, ben lisede imam hatibe gitmek istemiyorum." deme şansı var mıdır? (AK PARTİ sıralarından "Var, var." sesleri)
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Var, var!
SAKİNE ÖZ (Devamla) - Mahalle baskıları işte böyle zamanlarda işler. "Ayşe Hanım, Ahmet Bey, imam hatibe verdiği çocuğunu okuldan aldı, başka liseye verdi." denilecektir. Öğrenci özgür iradesini kullanmadan kendisini bir dayatmanın içinde bulacaktır. Size soruyorum: Hangi milletvekilinin bu ülkenin çocuklarını mutsuz edecek bir teklife "Evet." deme lüksü vardır? Zaten bu vahim durum görüldüğü için olsa gerek Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun uzlaşma çağrılarına kulak tıkanmıştır.
Değerli milletvekilleri, Komisyonda CHP'nin uğradığı şiddeti bir yana bırakıyorum, orada asıl yaralanan milletin vicdanı olmuştur ama teklifin Türkiye Büyük Millet Meclisindeki yolculuğu sırasında uğradığı değişiklikler bile AKP'nin kafa karışıklığını göstermektedir. Önce "4'üncü sınıftan sonra açık öğretim." denildi, sonra ondan vazgeçildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SAKİNE ÖZ (Devamla) - Kaç yaşında okula başlanacağı konusunda bir türlü karar verilemedi.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Öz.