Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 38 |
Tarih: | 18.12.2024 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, sayın milletvekilleri, değerli bürokratlar; İYİ Parti Grubu adına 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 6'ncı maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Değerli milletvekilleri, Taş Devri döneminde insanların 3 temel sorunu vardı. Neydi bunlar? Barınma, beslenme ve güvenlik problemleri. Bakınız, 2024 Türkiye'sine geldiğimizde Taş Devri dönemindeki aynı problemler hâlen devam ediyor. Ülkemizde yine barınma, beslenme ve güvenlik problemleri mevcut.
Eskiden vatandaşlarımız uygun fiyatla alışveriş yapabilmek için akşam pazarlarına giderlerdi ama artık vatandaşlarımız ne gündüz ne de akşam pazarına gidebiliyorlar.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde açlık sınırı aralık ayı itibarıyla 20.500, yoksulluk sınırı ise 66.900 olmuştur. Şimdi, size çok basit bir hesaplama yapacağım. Bakınız, 12 milyon ücretli çalışan vatandaşımız açlık sınırının altında maaş alıyor; bunun yanında, 2,5 milyon ücretsiz aile işçisi var; ayrıca, kendi namına çalışan 5 milyon vatandaşın 1 milyonu da yine açlık sınırının altında; şimdi, bunları topladığımızda 15,5 milyon insan yapıyor. Bakınız, Türkiye'de 16 milyon emekli var; bu emeklilerimizden en düşük maaş alan 12.500 TL alıyor ama birçoğu, büyük bir çoğunluğu da bunun bir tık üstünde maaş alıyor yani baktığınızda 16 milyon emeklinin yine 15 milyonu 20.500 TL olan açlık sınırının altında maaş alıyor. Şimdi, bunları da topladığımızda, 30 milyonu, 30,5 milyonu bulan bir rakam. Bu ne demektir biliyor musunuz arkadaşlar? Yani 85 milyonluk nüfusun 30,5 milyonu açlık sınırının altında maaş alıyor. Bakınız, "yoksulluk sınırı" demiyorum çünkü yoksulluk sınırı 66.900 lira, açlık sınırının altında maaş alıyorlar. İşte, iktidarın yanlış politikaları yüzünden asgari ücret ve en düşük emekli maaşı maalesef açlık ve sefalet ücreti olmuş durumda. Bu ay asgari ücret ve emekli maaşlarına zam yapılacak. Lütfen, artık vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyelim. Asgari ücretli çalışanlarımız ve emeklilerimizin maaşı açlık sınırının altında olmamalı; en düşük asgari ücret 30 bin olmalı, en düşük emekli aylığı ise asgari ücret seviyesinde olmalıdır. Yılda 2 defa emekliye bayram ikramiyesi veriyorsunuz, bari en azından bu bayram ikramiyeleri de asgari ücret seviyesi üzerinde olmalı.
Bakınız, ülkemizde 11 milyon işsizimiz var ancak yine, 11 milyonun üzerinde sığınmacı var. Vatandaşımız geçinemiyor, ısınamıyor, barınamıyor ama bunların hiçbirini görmüyorsunuz; artık tencerede aş değil taş kaynatılıyor.
Bakın, son bir yılda kredi kartı borcu olan kişi sayısı 41 milyon 376 bini geçti. Kredilerini ödeyemediği için yasal takibe düşen kişi sayısı 1 milyon 503 bin. Kredi kartı borcu olan kişi sayısı ise 37,3 milyona ulaştı.
Temmuz ayında kamuda tasarruf paketini Meclisten hep birlikte geçirdik. İktidarın temsil, tanıtma giderlerine baktığımızda, 2023 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen bütçe 939 milyon ancak yine 2023 yılında harcamalara bakıyorsunuz, 1 milyar 889 milyon lira yani 2 katını geçmiş durumda. 2024 yılındaki temsil, tanıtma gideri ise henüz bir yıl geçmemiş olmasına rağmen geçen seneki toplam gideri yine geçmiş durumda. "Kamuda tasarruf" diyerek memurların servislerini kesen, öğretmen odalarındaki çay makinalarını kaldırtan Sayın Mehmet Şimşek, 2024 yılının yarısında temsil ödeneğini aşan kurumları maalesef ki görmüyor. İşte, size "İtibardan tasarruf olmaz." diyen iktidarın tanıtımdan tasarruf etmeyen bürokratları.
Bakın arkadaşlar, kamudaki toplam araç sayısı 119.605'ti. Şimdi, tasarruf tedbirleri paketi burada onaylandıktan sonra kamuya yazı yazıldı, dendi ki: "Fazla araçları, ihtiyaç fazlasını bildirin." Ve nihayetinde geri bildirim geldi. Ne kadar geldi? 119 bin küsur yani 120 bin araçtan bin araçla ilgili geri bildirim geldi, dendi ki: "Bin araç fazlamız var." Tamam, güzel. Arkasından ne oldu? Bu yılki 2025 yılı bütçesinde yeni araç alımıyla ilgili 3.423 yeni araç alınacak. Hani bin araç fazlaydı geri bildirim yapılan 120 bin araçtan? Şimdi bakıyorsunuz, o bin araç herhâlde eskiydi, şimdi yeni 3.423 adet daha alıyorsunuz.
Arkadaşlar, madem uygulamayacaksanız o zaman bu yasaları biz niye çıkarıyoruz? Yani bu yasaları sadece gariban memurun servisleri ortadan kalksın, gariban vatandaş tasarruf yapsın diye mi çıkarıyoruz? Siz yapmayacaksanız sadece gariban vatandaş mı yapacak?
Şimdi, 1.860 kişilik Bakü gezisi var, 95 milyona mal oluyor. Bu mu tasarruf? Bir günle emekliliğini kaybedenler için bütçeden pay ayrılmıyor, sığınmacıların sağlık giderleri karşılanmıyor ancak 12.500 lirayla yoksulluğa mahkûm edilen emeklilerimizden sağlık katkı payının kaldırılması isteniyor. Yani bin odalı sarayın ışıkları sönmesin diye vatandaşımıza her türlü vergi eziyeti maalesef devam ediyor.
Şimdi, sizlere başka önemli bir konuyu anlatmak istiyorum. Aydın'ımız incirin meşhur olduğu bir ilimiz. Ben de burada Aydın'ın sesini duyurmak istiyorum. Şimdi, maalesef Aydın'dan yurt dışına ihraç edilen incirlerimiz geri döndü. Organizasyon eksikliği yüzünden binlerce yıllık Aydın incirinin içerisinde toksit maddesi bulunduğu için insanlarımız iflas etti. Bugün kuru incir ihracatında yüzde 60'ın üzerinde payla Türkiye, Aydın dünyada 1'inci sırada. Yaşanmakta olan ve ekonomik krizi sürdürmekte olan bu dönemde maalesef ki Aydın incircisinin bu sıkıntısının sebebi, vatandaşın bilgisiz, bilinçsiz olması ve Tarım Bakanlığı gerekli bilgilendirmeyi, kurutma ve depolama hizmetleriyle ilgili gerekli öğretileri sağlamadığı için Aydın inciri bugün çok ciddi sorun yaşıyor. Bu, Aydınlı incir üreticilerimizin değil maalesef bizim oradaki çiftçimizi bilgilendirmeyen, bunlara önderlik yapmayan Tarım Bakanlığının suçudur ve maalesef ki Tarım Bakanlığının beceriksizliğinin, Tarım Bakanlığının bu işin üzerinde durmamasının sıkıntısını yine vatandaşımız çekiyor. Geçenlerde 2.500-3.000 çalışanı olan bir fabrika bu işten dolayı iflas etti. Yazıktır, günahtır;
vatandaşımızı daha fazla ezmeyelim, vatandaşımıza daha fazla zulmetmeyelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Karakaş, lütfen tamamlayın.
ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Vergi yükü altında ezilen bu vatandaşa daha fazla yazık etmeyelim. Bu insanlar bizim halkımız, bu vatandaş bizim milletimiz. Maalesef, vergimatik Mehmet Şimşek artık öyle bir hâle getirdi ki ülkeyi, artık insanlar aldığı havanın, nefesinin vergisini verecek hâle geldi. Vatandaşı isyan ettirmeyin, lütfen bu vatandaşa daha fazla eziyet etmeyin.
Tüm Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)