GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:38
Tarih:18.12.2024

CHP GRUBU ADINA TEKİN BİNGÖL (Ankara) - Bütçenin esası paradır; bütün bütçelerin her sayfasında, her paragrafında, her satırında para vardır. O zaman ben sizinle parayı konuşacağım. Niçin parayı konuşacağım? Çünkü para her ülke için stratejik öneme sahiptir ama daha önemli bir şey var, o da 2012 yılında Cumhurbaşkanının sarf ettiği sözler, diyor ki: "Para bir ülke için bağımsızlıktır, itibardır, güçtür." Daha da ileri bir noktaya taşıyor: "Para itibardır ve bu itibar milletin itibarıdır." İyi, o zaman bu paraya bakalım.

Yıl 2009, AKP 9'uncu emisyon parayı servis ediyor; önce 7 madenî para çıkarıyor, ilginçtir, 1 kuruş çıkarıyor. Bu 1 kuruşu niçin çıkardığını izah etmek isterim ama maalesef vaktim yetmiyor. Şimdi, bu 7 madenî paranın hiçbirinin piyasada karşılığı yok, hiçbirinin alım gücü yok. Bırakın, her birini tek başına, bu 7'nin tamamı 691 kuruş ediyor, bunlarla bir ekmek alamıyorsunuz, bir simit alamıyorsunuz, hiçbir özelliği yok. İşte, millî para! (CHP sıralarından alkışlar) Sonra, yine o dönemde kâğıt paralar çıktı, banknotlar, 6 adet. 5 lira, 10 lira, 20 lira, 50 lira, 100 lira ve 200 lira. Bakıyoruz, 5 liranın esamesi okunmuyor; 10 lirayla bir simit alamıyorsunuz, 20 lirayla 1 litre süt alamıyorsunuz, 50 lirayla 1 paket sigara alamıyorsunuz, vallahi 100 lirayla 1 kilo peynir alamıyorsunuz. Hadi bunu da toplayalım, 185 lira yapıyor; ya, 185 lirayla bir vatandaş gidip tavuk döner yiyemiyor. İşte size millî para, işte AKP'nin millî parası! (CHP sıralarından alkışlar) Peki, geriye ne kaldı? Geriye şu 200 lira kaldı. Bugünlerde sular seller gibi bütün piyasada, bütün ATM'lerde bu 200 lira var. Çok ilginç, 2009'da bu 200 lira yılda 8 milyon adet basılıyordu. Şimdi yılda değil günde 80 milyon adet basılıyor ve çok ilginç, öyle bir performans var ki bu 200 liranın muazzam bir performansı var. 2023 yılında 1 milyon 546 bin adet küsuratı var basılırken, 2024'ün Kasım ayı itibarıyla 2 milyar 635 milyon 714 bin 854 adet 200'lük basılmış. Bakın, bu tutar değil adet, 2 milyar 518 milyon. Başka bir şey var. Şimdi, burada AK PARTİ şark kurnazlığı yapıyor. Ne yapıyor? Bu paranın daha önceki bütün emisyonlarda bir seri numarası harf vardır, bir de rakam vardır; hepsi 8 rakamlıdır ama gelin görün ki AKP o şark kurnazlığını yapıyor, bütün paraları 9 rakamla çıkarıyor. Hepsinde 9 rakam var, niçin? Çünkü 8 rakam olduğunda 90 milyon adet basılma sınırı var ama bunu 9 rakama çıkardığınızda 999 milyon adet çıkarabiliyor. Alın size millî para ve bu ülkenin itibarı. Aslında para değersizleşti, paranın itibarı yok ama Cumhurbaşkanının söylediği gibi, milletin itibarından, milletin onurundan hiçbir şey eksilmiyor. (CHP sıralarından alkışlar) Eksilen parayı itibarsızlaştıranların itibarıdır, onlar itibar kaybediyor.

Bakın, size başka bir şey söyleyeceğim: Yıl 1927, bir para basılıyor -cumhuriyetin yeni kurulduğu yıllar- bu binlik. Bu binlik 1927'de basılmış ve bu bin lirayla 121 altın alınıyor, öyle 1 gram falan değil, 121 altın. Şimdi bunu almak ne mümkün? Peki, meşhur mor binlik 1953'te basılıyor, bu parayla bir çiftlik kuruluyor değerli arkadaşlar; arsasıyla, arazisiyle, binalarıyla, araç gereciyle ve içindeki onlarca hayvanla çiftlik kuruluyor. Peki, şimdi zorlayarak para basmamaya çalışıyorlar ama ne mümkün? Beş yüzlük ve binliğin grafikerleri her türlü hazırlığını yapmış, sırf enflasyon bu kadar yüksek değerde diye, algı oluşmasın diye ha bire iki yüzlük basıyorlar. Basın, basın, basın; nereye kadar? Sonuçta, 2025'te basmak zorundasınız. İyi, sizin basacağınız bin lirayla ne alınacak biliyor musunuz? Gün gelecek -bu bahsettiğimiz paraların değerleri var ya, cumhuriyetin ilk yıllarında çıkan para ve mor binlik 1953'te, bütün bunları alırken- sizin bin liranız sadece korkarım ki 1 kilo et almaya yetecek. (CHP sıralarından alkışlar) Alın size milletin itibarı! Alın size milletin itibarı!

Başka bir şey, şimdi 31 Mart seçimlerinden sonra müthiş bir öfke patlaması var, korkunç bir şekilde zulüm almış başını gidiyor. Ne yapıyorlar? Silkeliyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı, bizim belediyelerimizin, belediye başkanlarımızın kökleri çok kuvvetli, ne yaparsanız yapın onları silkeleyemezsiniz ama silkelerseniz o ülkede, o şehirde, o ilde yaşayan bütün vatandaşların -hangi siyasi partiye mensup olursa olsun- hizmet alımını engellersiniz. Sizin politikanız bu. Sizin umurunuzda değil, hizmetmiş... Bir tek dertleri var: Cumhuriyet Halk Partisinin başarısını kıskanıyorlar ve onu yok etmeye çalışıyorlar; avucunuzu yalarsınız. (CHP sıralarından alkışlar)

Kayyum atıyorlar, kayyum. Bakın, bu kayyum meselesi çok ilginç. Siz daha önce de kayyum atadınız, ne oldu? Vallahi, kayyum atadıklarınızın hepsini açık arayla kaybettiniz; yine böyle bir şey olacak. Yüreğiniz yetiyorsa gelin, şu 8 belediyeye kayyum atadınız ya, buralarda seçim yapalım; düzenleme yapalım, seçim yapalım; bakalım o kayyumla işgal ettiğiniz belediyelerin hangisini alıyorsunuz? Bir tanesini dahi alamazsınız. (CHP sıralarından alkışlar) Açık ara Ahmet Hoca 51'le mi aldı? 60'la alacak, 65'le alacak.

Bakın, ne yaptı o kayyum? İşgalci kayyum Esenyurt'ta şöyle bir şey yaptı: Tuttu, seçim zamanı ayağını kıran bir vatandaşa koltuk değneği verdi. Ya, bu çok masum bir şey; alım gücü yok, koltuk değneği veriyor. Ne yaptılar biliyor musunuz? Hemen bir yazı yazdılar "O koltuk değneklerini belediyeye getirin." diye. Vatandaş da gitti, o tebligata karşı "İsteğimin dışında, mecburen koltuk değneklerini size iade ediyorum." dedi.

Şimdi, ben Esenyurt meydanından seslendim. Gün gelecek Ahmet Hoca çıkacak, halkın iktidarı kurulacak. İbretiâlem için o koltuk değnekleri ile bu yazıları Esenyurt Belediyesinin girişine asın. Gün gelecek yeni nesil "Ya, bu koltuk değnekleri ne?" dediğinde "İşgalci AKP iktidarının kayyumunun marifeti." diye herkes bunu görsün, herkes bunu görsün. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Yetmedi, Damallı Muhtar Şah İsmail'in yerine kayyum atadılar. Ya, ne yapmış, ne yapmış? Kültür Bakanlığının kurduğu daire başkanlığını reddetmiş. Vay, sen misin bunu reddeden! Görevden aldılar, kayyum atadılar. Beyler, o Alevi kardeşimiz bu ülkede yüzlerce yıldır zulüm çeken, zulmedilen Alevilerin sesidir. Siz ne yaparsanız yapın, Alevi toplumu Pir Sultan Abdal'ın "Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan." öğretisini şiar edinmiş. (CHP sıralarından alkışlar) Aleviler... Hüseyin idama giderken, idama yürürken "Korkuyor musun?" diyenlere şöyle bir cevap verdi: "Biz korkuyu Kerbelâ'da bıraktık." Şimdi, siz böyle yöntemlerle üç beş düşkünü ayartabilirsiniz ama Alevi toplumu yüzlerce yıldır direndiği gibi size karşı da direnir.

Başka bir şey: Siz yüzyılın siyasi mirasyedisisiniz. Özelleştirmeyle satıp savdıklarınızın hepsi nereye gitti? Tefecilerin kasası ile yandaşlarının kasasına. Onun için, siz yüzyılın mirasyedisisiniz. Cumhuriyet tarihi boyunca birikenlerin hepsini siz hoyratça harcadınız.

Başka bir şey daha var: Şimdi, burada bütün bunlar şekilleniyor. Geçen gün Mehmet Şimşek çıktı, burada dedi ki: "Bu bütçede emekli var, asgari ücretli var, engelli var, var da var..." Ya, şüpheye kapıldım, acaba arkadaş, bu saray bütçe metnini bize başka da Mehmet Şimşek'e ve AK PARTİ'li arkadaşlara başka mı gönderdi? Bizim baktığımız bütçenin içinde ne emekli var ne asgari ücretli var ne işçi var ne engelli var ne genç var. O bütçede bir tek şey var: AK PARTİ ve AK PARTİ'nin yandaşları var. Vallahi de billahi de ne emekli var ne işçi var ne memur var ne çiftçi var, hepsi kan ağlıyor. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, bu paranın itibarı meselesi var ya...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bingöl, lütfen tamamlayın.

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Peki.

Şimdi, beş yıl önce 1 Gürcistan larisi 2 lira, bugün 12,5 lira ve 6 misli artmış. Gürcistan'ın larisi mi itibar kazanmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin lirası mı; varın, siz değerlendirin. Peki, Bulgar levası, beş yıl önce 3,2 lira, bugün ne kadar biliyor musunuz? 18 lira 75 kuruş, 6 katından fazla değer kazanmış ve şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki: "Paranın itibarı milletin itibarıdır." Siz itibarsızlaştırdığınız parayla birlikte itibar kaybediyorsunuz. Bunun hesabını bu tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerden mutlaka o vatandaş gün gelecek 31 Mart gibi soracak; bunun kaçar yolu yok.

Başka bir şey, eğitimle ilgili sürekli konuşuyorlar, işte "Yurt dışına çıkıyor gençler." diye. E, çıkıyorlar, geleceklerini göremiyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Cumhurbaşkanı diyor ki: "Geri gelmek için uğraşıyorlar." Ya, arkadaş "Sen giderlerse gitsinler." demedin mi? Onu da bırakın, şöyle bir şey gelişti: Artık sadece üniversite mezunları gitmiyor, liseyi bitirenler üniversite eğitimi için yurt dışına çıkıyorlar. İstanbul Erkek Lisesinin 2024 yılında mezun olanlarının yüzde 90'ı eğitim almak için yurt dışına çıktı.

BAŞKAN - Sayın Bingöl, teşekkür ediyorum.

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Alın, sizin marifetiniz, tepe tepe kullanın. (CHP sıralarından alkışlar)